Citi Open başladığından beri kadın maçlarının arka kortlara verilmesi, Center Court'a sadece gündüz en erken başlayan maç olarak günde bir tane kadın maçı konulması, turnuva organizasyonunun erkek maçlarını ön plana çıkarma arzusunu zaten belirgin bir şekilde ortaya dökmüştü. Cumartesi'ye kadar Center Court'ta sadece dört kadın maçı oynanırken, erkek maçları sayısı bunun dört katını aşmıştı. Cuma günkü tüm erkek çeyrek final maçları Center Court'ta oynanırken, kadın çeyrek finallerinin tamamı Grandstand’de oynandı.


Cumartesi günü bu dengesizlik iyice ayyuka çıktı. İlk erkekler yarı final maçı bittiğinde, turnuva organizasyonu Anastasia Pavlyuchenkova ile 1 numaralı seribaşı Ekaterina Makarova maçını son anda bir değişiklik ile Grandstand'e aldı ve Center Court'a Bryan kardeşlerin oynayacağı çift maçını koymayı tercih etti. Üstelik bu karar, iki Rus yarı finaliste tam korta doğru yönelecekleri sırada haber verildi.


Turnuva komitesinin resmi açıklamasına göre iki turnuva beraber organize edilen bir "Event" değillerdi. Erkekler turnuvası daha büyük kategori ve daha çok para ödüllü turnuva olduğundan onların maçlarının Center Court'ta oynanması ve büyük kortlarda tercih edilmesi doğal karşılanmalıydı.


İşte burada bir dakika demek gerekiyor.


Her şeyden evvel ortada söylenildiği gibi iki ayrı "Event" var ise, organizatörler farklı kişiler olmalıdır; aynı komite hem erkekler hem kadınlar maçlarının programını belirlememelidir. Ayrıca iki ayrı "Event" varsa, iki ayrı bilet satılır. Madem ki kadın maçları ikinci sınıf muamele görecek (ki resmi açıklama bu kelimeleri kullanmasa da aynı şeyi demek istiyor), o zaman sadece kadın maçlarını, yani "WTA Event", seyretmeye gelenlere ayrı bilet satılır -ve haliyle daha ucuz-  erkekleri seyretmeye gelenlere ayrı bilet satılır.


MAKAROVA TARİHE GEÇEBİLİRDİ!

Kısacası burada yapılan açıklama bir bahaneden öteye gitmiyor. Hem de bahanesi yapılan hatadan daha büyük. Ayrıca Makarova'ya yapılan bir saygısızlık var. Kendisi turnuvanın bir numaralı seribaşı ve su anda dünya 12 numara. İlk iki tur maçını ne Center Court'ta, ne Grandstand'de oynayabildi. Dün ilk defa Grandstand'de oynadı. Bugün kazansaydı (son sette çekilerek maçtan elendi) herhalde herhangi bir ATP veya WTA turnuvasında finale çıkıp, o güne kadar Center Court'ta oynamayan ilk 1 numaralı seribaşı olarak tarihe geçecekti. Rakibi Pavlyuchenkova ise şu anda 40 numara olmasına rağmen yedi tane WTA turnuvası kazanmış (2010 İstanbul Cup şampiyonu) ve 13 numaraya kadar çıkmış bir oyuncu. Bu iki oyuncunun maçı Grandstand'e yollanırken, çift erkekler maçının Center Court'a konulması bir fiyaskodan öteye gidemez.


Son olarak tam sayıları verelim: Cumartesi sona erdiğinde Center Court'ta beş tane kadın maçı oynandı (Pazartesi'den Perşembe'ye günün ilk maçı olarak birer tane ve Stephens – Stosur yarı final maçı), erkeklerde ise 21! Washington'daki turnuvanın organizatörlerine şunu sorup yazıyı sonlandıralım: Bugünkü maçı Makarova ile Pavlyuchenkova değil de Victoria Azarenka (19) ile Madison Keys (18) veya Venus Williams (15) ile bir diğer Amerikalı Alison Riske (59) oynasaydı yine aynı bahaneyi verip Grandstand'e koyacak mıydınız?