Tenis camiası
özelinde spor dünyası, doping haberleri ve devamında olanlarla
birlikte öyle bir hafta yaşadı ki, çok kişiye “Sharapova
doping itirafında bulunalı 6 gün oldu” dediğinizde “Daha
fazla zaman geçmedi mi?” tepkisini alıyorsunuz. Belki bir aylık,
belki de birkaç aylık süreçte yaşanabilecek tarzda gelişmeler,
yapılan açıklamalar, sadece bir haftaya sığdı ancak tüm
konular hala sıcaklığını koruyor. Türk atletizmini derinden
sarsan doping haberlerinin son halkası olan Gamze Bulut haberini
enine boyuna değerlendiremeden, Sharapova’dan gelen “Ses
getirecek bir basın toplantısı düzenleyecek, büyük ihtimalle
tenisi bıraktığını açıklayacak” haberi tüm gündemi
değiştirdi. Yine de çok kişi, aslında Gamze’nin doping
haberinin üzerinden 24 saat geçmeden Sharapova’nın doping
itirafıyla gündemin Gamze’den ‘meldonyum’a bu kadar keskin
şekilde döneceğini hesap etmemişti.
“Tenisi bırakacak olsaydım
bunu böyle kötü bir ortamda yapmazdım” diyen Masha’nın malum
itirafı, başta hayranları olmak üzere spor dünyasındaki çok
kişide kuşkusuz büyük hayal kırıklığı yarattı. Açıklamanın
üzerinden henüz 2 saat geçmeden sponsorlardan gelen ‘anlaşmaların
askıya alınma’ haberleri, başta Serena ve Djokovic olmak üzere
gelen destek açıklamalarına meslektaşlarının çok büyük
bölümünün olumsuz tepki vermesiyle, hatta “Cezası neyse
bedelini ödeyecek” noktasına varan sert cümlelerle, birçok
olayda olduğu gibi Sharapova olayında da kitleler ‘biz ve onlar’
şeklinde ikiye bölünmeyi ihmal etmedi. Masum ve inandırıcı
bulanlar ve ‘hiç de masum değil, tamamen cezasını hafifletmek
adına planlanmış bir basın toplantısı’ şeklindeki bölünme,
sponsorların bile ‘anlaşmayı askıya alanlar’ ve ‘her şeye
rağmen yanında olanlar’ ayrışması dikkat çekici boyuta
ulaştı.
Gelinen noktada artık Sharapova’nın
tenis lisansı resmi olarak askıya alındı ve herkes merakla
Masha’ya gelecek resmi cezanın süresini merak ediyor. Gerçek şu
ki, tüm ayrışma, tüm olumlu-olumsuz tepkiler bir yana, birçok
kişi ‘sportif’ anlamda hayal kırıklığına uğramış durumda
ve işin detaylarıyla da çok ilgilenmeden bu hayal kırıklığını
içinde yaşıyor. Evet, Sharapova bir dünya yıldızı, bir dünya
markası ve çok oyuncunun da rol modeli durumunda. Ülkemizde
atletlerimizden gelen doping haberlerinin son halkası olan Gamze
Bulut’un durumu da henüz resmiyete kavuşmadı. Ancak
olimpiyatların düzenleneceği bir yılda bu haberlerin her geçen
gün daha da fazla patlak vermesi, son olimpiyat 1500 metre kadınlar
finalinin ilk 7 yarışçısının 5’inin adının dopingle gündeme
gelmesi, Sharapova’nın kullandığı meldonyum ilacından dolayı
1 Ocak’tan bu yana farklı branşlardan toplam 99 sporcunun canının
yanması, alt yaş kategorileri dahil çok ülkede birçok branşta
yasaklı maddelerin bu kadar yaygın kullanılması can sıkıcı
boyutlara gelmeye başladı. Özellikle bireysel sporlarda ekiplerin
bu derece ihmalkar davranması, bazı ekiplerin belki de organize
olarak bu işlerin içinde var olmaları, bundan böyle tüm
maçlarda, tüm yarışmalarda, gerçek sporseverlerin her olaya
kuşkuyla yanaşma ihtimallerini kuvvetlendirecek.
Olimpiyatlar başta olmak üzere üst
düzeyden alt düzeye kadar tüm müsabakalarda bu kuşkuları en aza
indirgemek, artık hem sporcuların, hem de çevrelerindeki ekiplerin
ellerinde. Adı, yeri, zamanı her ne olursa olsun, yasaklı madde
kullanımı ispatlanan durumlarda en caydırıcı cezaların
uygulanması, en azından başta gerçek sporseverlerin, ardından da
olaya maddi destek veren sponsorların bakış açısını yeniden
‘daha normal’ seviyeye getirecektir.
Gamze’nin Türkiye’yi sarsan
haberiyle başlayıp Sharapova’nın dünyayı sarsan haberiyle
devam eden ancak soru işaretlerinin net olarak noktalara dönemediği,
bir ay gibi geçen bir haftayı geride bıraktık. Sonunda hangi
sporcuya hangi ceza verilir, bekleyip göreceğiz. Günün sonunda,
izleyeninden destekleyenine, sporcusundan ekibine, unutulmaması
gereken olay, hedefe ulaşılamasa da yarışmada yer almanın,
madalya ve kupa kadar değerli olduğudur. Kazanmak için her yolu
denemek değil, yarışmanın içinde yer alıp gerektiğinde
kaybetmeyi de öğrenmek, kaybede kaybede kazanmayı öğrenmek
düşüncesi hafızalara kazındığında, sadece sporcular değil,
sporun kendisi kazanacaktır. Soru işaretlerini noktaya çevirmek,
aslında kendi ellerimizde.