Londra'nın SW19 mahallesinde oynanan, tenis dünyasının en kıdemli, en tarihi zengin turnuvasına nihayet vardık. "Nihayet" kelimesini boşuna kullanmıyoruz, zira ilk defa bu sene Roland Garros ve Wimbledon arasına tenis takvimine üç hafta ara konuldu. Herkes bu değişiklikten memnun, hatta neden önceden yapılmadığını sorgulayanlar bile var. Çim kort sezonu hak ettiği konuma kavuştu ve artık oyuncuların bu zeminde form durumlarını rotaya sokabilecek önemli vakitleri var.



Cuma günü çekilen kuralardan sonra hem bayanlar hem erkekler tabloları belirlendi. Artık tenisseverler ve Londra şehri, Pazartesi günü tenis festivalinin başlamasına hazırlar. Resimde görülen Fulham'daki The Malt House isimli pub'ın yaptığı gibi birçok pub müşteri çekmek için ekranlarında Wimbledon göstereceklerini yoldan geçenlere ilan ediyorlar (RESİM 1). Haber bültenleri ağırlıklı olarak İngiliz oyuncular üzerine olsa da Wimbledon hakkında birkaç haber okumadan veya duymadan geçmek zor.


YILDIZLARA AYRICALIK
Wimbledon'da ise oyuncular antremanlara devam ediyorlar. Birçoğu bir haftaya yakın süredir All England Club kortlarında hazırlanıyorlar. Oyuncuların hangi kortlarda antreman yapabilecekleri bile belli bir protokole bağlı. Mesela 1 ile 16 arası seribaşları istedikleri kadar Wimbledon maç kortlarında antrenman saati ayarlayabiliyorlar. 16 ile 32 arası seribaşları ise haftada en az iki kez o kortlarında antrenman hakkına sahip, ancak daha fazla yapabilmeleri kort mevcut olup olmamasına bağlı. Mümkün değilse, Wimbledon'a bitişik olan Aarongi kortlarında çalışmalarını sürdürüyorlar. 



Seribaşı olmayan oyuncular ise maç kortlarında sadece bir kez antreman yapma hakkına sahip, daha fazlası için tamamen Wimbledon organizasyon komitesinin merhametine kalmış durumdalar. Yer yoksa Aarongi kortlarına mahkum kalıyorlar. Resimde Avustralyalı oyunculardan Thanasi Kokkinakis ile Sam Groth, Cuma günü antrenmanlarını Aarongi kortlarında yaparken (RESİM 2), diğer iki vatandaşları Lleyton Hewitt ve Bernard Tomic geçen sene maçlara kapalı olup zemini yenilenmiş olan 14 numaralı kortta antrenman yaptılar (RESİM 3).



Hewitt şu ana kadar bizim gördüğümüz üç antrenmanını da seribaşı olmamasına rağmen maç kortlarında yaptığına göre, eski şampiyon olmasının ve bu sene ATP Turu'na elveda sezonunu yaşıyor olmasının bunda bir faktör olduğunu ve doğal olarak Wimbledon organizatörlerinin kendisine iltimas geçtiğini göz ardı edemeyiz. Oyuncumuz Marsel İlhan'ın antrenörü Alberto Lopez Nunez'e göre Aarongi kortlarında top biraz değişik zıplıyor ve bir nevi dezavantaj teşkil ediyor hazırlanma açısından. Bir de elemelerden gelen oyuncular var. Onlar diğer bir mekan Roehampton kortlarında maçlarını oynadılar (RESİM 4). Maç hazırlıklı gelmelerine rağmen Wimbledon maç kortları zemininde fazla antrenman yapma imkanı olmadan ilk tur maçlarına çıkacaklar.



Wimbledon'da erkekler tablosundaki temsilcimiz Marsel İlhan'ın ilk turdaki rakibi, 2013 yarı finalisti Jerzy Janowicz. Şu anda 47 numarada bulunan Polonyalı raket, çim kort sezonunda Stuttgart'ta bir tur geçerken, Halle'de çeyrek finale çıkmayı başardı ve Kei Nishikori'ye zorlu üç setlik bir maç sonunda yenilerek elendi. Bu sene turnuvalarda şanssız kuralar çeken Marsel, bu sefer seribaşı çekmemiş olmasına rağmen, bu zeminde başarılı geçmişi olan tehlikeli bir oyuncu ile eşleşti. Dün akşam kendisi ile konuştuğumda servis return'lerinin önemli olacağını ve eğer topu oyuna sokabilirse Janowicz dahil herkese karşı şansı olduğunu söyledi.


Erkekler tablosunda merak edilen konu, 10 numaralı seribaşı Rafael Nadal'ın kurada nereye çıkacağı idi. Andy Murray'nin çeyreğine çıkan Nadal'ın oraya kadar yolu pek kolay sayılmaz. İlk maçını Thomaz Bellucci ile oynayacak olan İspanyol raket, ikinci turda geçen sene kendisini çim kortta yenmeyi başaran Dustin Brown ile eşleşebilir. Sonrasında ise Radek Stepanek veya Victor Troicki gibi hızlı kortlarda başarılı olabilen oyuncular ile kapışmak durumunda. Andy Murray'nin ilk üç turda elenme ihtimali bir hayli uzak görülmekte. Ondan sonra çeyrek finalden evvel en az bir ciddi testten geçeceği kaçınılmaz. Ivo Karlovic, Jo-Wilfried Tsonga, Gilles Müller, Alexandr Dolgopolov tablonun o bölümündeki muhtemel dördüncü tur rakipleri.


Andy Murray ve Rafael Nadal ile birlikte tablonun alt tarafına düşen iki numaralı seribaşı Roger Federer'in final yolu, seribaşlarının kuraları çekildiğinde ilk bakışta zor gibi gözükse de sonradan tablonun tamamı belirlendiğinde 1 numaralı seribaşı Novak Djokovic'e nazaran daha az tehlikeli oyuncular ile dolu olduğu gözüküyor. Djokovic daha ilk turda seri başları olmayanların arasında en yüksek sıralamaya sahip Philipp Kohlschreiber ile hesaplaşmak zorunda kalacak. Daha sonrasında Bernard Tomic, Kevin Anderson, Marin Cilic, John Isner gibi isimler daha çeyrek finale gelmeden onu bekliyor olacaklar. Marsel de bu bölümde ve ilk turu geçerse, ikinci turda büyük ihtimalle Anderson'a rakip olacak. 


Novak çeyrek finale ulaşırsa, tablonun üst tarafındaki diğer ağır toplar Kei Nishikori, Stan Wawrinka ve Milos Raonic. Federer'in çeyrek final öncesi en ciddi rakipleri ise Jack Sock ve Feliciano Lopez gibi gözükmekte. İsviçreli raketin genelde belli 1-2 silah ile oynayan olan oyuncuları deşifre etme kabiliyetinin yüksek olduğunu göz önünde bulundurursak, kendisinin çeyrek final yolu açık gibi gözükmekte. Orada ise dün beraber antreman yaptığı (RESİM 5), istikrarlı raket Tomas Berdych kazaya uğramazsa onu bekleyecek.



SERENA'YA RAKİP ÇIKACAK MI?
Bayanlarda turnuvanın favorisi erkeklerden çok daha net olduğu kesin. Serena Williams'ın önünde durabilecek raketin kim olacağından ziyade, öyle bir rakibin olup olmadığı konuşuluyor. Geçmişte en büyük zaferlerini Wimbledon kortlarında yakalamış olan kız kardeşi Venus Williams ile dördüncü turda oynama ihtimali olan Serena'nın, daha sonra final yolunda Victoria Azarenka ve Maria Sharapova var. Ancak Azarenka ve Sharapova oraya gelebilecekleri şüpheli. Azarenka turnuvaya hazır olduğunu söylemiş olsa bile sakatlıktan yeni çıktı. Sharapova ise 2006'dan beri Williams'a karşı galibiyete hasret. Rus raket ayrıca son üç senede Wimbledon'da çeyrek final yüzü göremedi. Yarı finale çıkana kadar önünde formda sezon geçiren Lucie Safarova'nın olduğunu da unutmamak gerekir.


Bayanlarda tablonun alt tarafında geçen senenin şampiyonu Petra Kvitova'nın yanı sıra Simona Halep, Ekaterina Makarova, Sabine Lisicki, Svetlana Kuznetsova gibi her an form yakalayıp finale kadar çıkma potansiyeline sahip oyuncular mevcut. Belki de hem erkeklerde hem bayanlarda finale kimin çıkacağını kestirmenin en zor olduğu yarı tablo burası. Tabii enteresan eşleşme olasılıkları da var. Mesela üçüncü turda karşılaşma ihtimalleri yüksek olan Timea Bacsinszky ile Lisicki'nin oynayabilecekleri maç hakikaten ilginç olabilir. Lisicki'nin gücüyle, genelde agresif ve savaşarak oynamayı seven Bacsinszky'nin nasıl bir taktik ile baş edeceğini düşünmek, analiz yapmayı doğal olarak seven birçok tenis antrenörünü zevkle düşünderecektir. Geleceği parlak olan Madison Keys ve form düşüklüğü hızla süren Eugenie Bouchard'ın performansları merakla bekleniyor.


48 saatten az bir süre kaldı maçların başlamasına. Meteoroloji raporları ise adeta harika bir Wimbledon olacağının habercisi gibi. Önümüzdeki hafta çok güneşli ve az yağmurlu günler bizi bekliyor.