Timea Bacsinszky daha maçın başında Serena Williams'a "dikkat" sinyalleri göndermeye başladı. İlk oyunda 0-30 puanında Serena'nın sert vuruşunu aynı sertlikle geri çevirip puanı direk kazandı. Arkasından avantaj sayısında aynı şekilde Serena'nın hakimiyetinde gibi başlayan puanı bir vuruşta lehine çevirdi. Bu tip puanlar ilk set boyunca devam etti. Her ne kadar başlarda Serena bazı vuruşlarından sonra Timea'nın topu o kadar yüksek kalitede geri çevireceğini beklememiş olsa da (bir sonraki vuruşta hazırlıksız yakalanıyordu), bir break geriye düştükten sonra, Bacsinszky'nin başkalarına karşı alıştığı gibi kendisine kolay puan vermeyeceğini anladı. Ancak Bacsinszky'nin tek marifeti "counterpunch" (puana gitmek amacı ile hızlı vurulan vuruşu aynı agresiflik ile geri çevirebilme) kabiliyeti değildi ve bunun da 4-2'den sonra ön plana geldiğini gördük. İsviçreli raket etkili drop shot vuruşlarından tutun ilk serviste varyeteye ve filede başarıya kadar birçok hüneri olduğunu bolca gösterdi.

Sabah antrenmanında Serena'nın bir rahatsızlığı olduğu belliydi. Antrenman boyunca kısa öksürük araları vermek zorunda kalmıştı ve bir noktada sağlık ekibinden biri gelip kısa bir konuşmada bile bulunmuştu ekibi ile. Maçta bunun sinyallerini ilk setin sonlarına doğru gördük. 5-3 oyununda Serena yüzünü birkaç defa ellerine ile kapayıp derin nefes aldı. Bir keresinde servis atmaya geldiğinde ayakta hafif dengesini bile kaybetti. Ancak kendisinin ne kadar savaşçı bir zihniyete sahip olduğunu tekrar hatırlatmaya gerek yok. O da kendi durumunu kabullenip sonuna kadar uğraşacağını, iyi oynadığı bazı puanlardan sonra "Come on" diye bağırarak belli etti zaten. Bacsinszky 5-4'te biraz zorlansa bile yine kendi servisini kazanmayı başardı ve ilk seti aldı.

COUNTERPUNCH USTALIĞI
Bacsinszky'nin "counterpunch" ustalığının ne kadar etkili olduğunu rakamlar ile anlatmaya çalışalım. İsviçreli raket toplamda 132 metre daha fazla koştu rakibinden (puan başına 1 metreden daha fazla). Ancak çoğunlukla koşu halinde olmasına rağmen direkt puan (winner) sayısı Amerikalı rakibinin iki katı idi (16-8). Futbolda topu ayağında tutma yüzdesi bir takımın çok daha yüksektir, korner sayısI daha yüksektir, ama rakip maçı önde götürüyordur, çünkü kontra atak ile etkili olur ve top ayağında iken daha efektif kullanır. Tenise bunu adapte edersek, işte bugün Serena o takım, Bacsinszky de rakip. Timea'nın "counterpunch" hüneri, futboldaki kontra atak paraleli oldu ve vuruşlarındaki varyete ise Serena'nın vuruşlarından yeterince verim alamamasına sebep oldu.

İkinci set en başta aynı senaryo ile başladı ve Timea servis kırarak 3-2 öne geçti. Ancak Serena'nın bir noktada geri dönüş yapacağı veya en azından Timea'ya kazanana kadar hayatı zindan edeceği neredeyse anayasa kanunu kadar belliydi. En ihtiyacı olduğu anlarda seviyesini (yüksek olduğu zaman bile) bir nebze daha yükseltme becerisini, Amerikalı raketten daha iyi gösteren olmamıştır tenis tarihinde. İşte 2-3'ten sonraki dört oyun, Serena hatalarını bir hayli azalttı ve hafif çıkan bir rüzgarın belki de yardımıyla daha canlı bir vücut dili göstermeye başladı. Bacsinszky de önemli bir-iki puanda basit hata ile kendisine asist yapınca, çoğu seyreden ne olduğunu anlayamadan Serena seti lehine çevirdi. 5-3'te iki set puanı atarken direkt puan sayısı, ilk setin tam tersine 16-8 Serena lehine dönmüştü. Buna bir de berabere puanında ace ekleyen ünlü oyuncu seti 6-3'le kapadı.

BACSINZKY ŞAŞIRTTI
Hep setlerin ilk oyunlarının öneminden bahsederim. İlk oyunda 30-30'da kaçırdığı iki rahat forehand'in etkisini maçın geri kalan kısmı boyunca hissedeceği belliydi. Serena kendi servisini de tutmayı başarıp 2-0 öne geçtiğinde hem Bacsinszky'nin enerjisinin azaldığı gözle görüldü, hem de Serena'nın oyunu kazandığındaki haykırışından kendisini fırtına gibi hissettiği beliydi. Bacsinszky maçın geri kalan kısmında eridikçe eridi ve bu sene kendisinden alışmadığımız bir şekilde maça konsantrasyonunu bile kaybetti.

Serena yine bir üç setlik maça damgasını vurdu ve adını finale yazdırdı. Artık karşısında ilk defa majör bir turnuvada finale çıkmış olan Lucie Safarova var. Bacsinszky'nin son sette çözülüşü, son 10 ay boyunca gösterdiği azim ve savaşçılık kişiliğini hiç yansıtmadı, hatta "yakışmadı" bile diyebiliriz. Ancak buna filenin diğer tarafında Serena'yı görmenin yan etkisi de diyebiliriz.