Alman Angelique Kerber genç yetenek Jelena Ostapenko’yu 6-3 6-3 yenerek kariyerinin ikinci Wimbledon finaline ulaştı. Maç genelde Kerber’in üstünlüğü ile geçerken Ostapenko’nun güçlü vuruşları bir türlü hedefine ulaşmadı. Aslında Kerber buna pek izin vermedi de diyebiliriz.

2017 Roland Garros şampiyonu Ostapenko, kortun her yerinden vurabildiği füzelerle ve bunlar sayesinde arka arkaya aldığı direkt puanlar ile çoğu zaman rakibini çaresiz bırakan niteliği ile WTA’da yer etti. Nitekim bu maça başlar başlamaz daha ilk oyunda dört winner ve bir ace ile 1-0 öne geçti. İlk seti 18 winner ile bitirdi (Kerber sadece altı). Peki nasıl bu seti 6-3 kaybetti? 19 tane de basit hata yaptığını (Kerber iki tane) söyleyip cevaplamak işin kolayına kaçmak olur.

Tabii ki Ostapenko basit hata yapacak. Oyun stili itibarı ile kazanıp veya kaybetmesi vuracağı winner’lar ve bunları vurmaya çalışırken yapabileceği hatalar üzerine kurulu. Zaten o kadar direkt puan alma potansiyeli olan bir oyuncunun az hata oranı olsaydı, emekliye ayrılana kadar dünya bir numarası olup her Majör turnuvayı kazanırdı. Ama arada sırada maç kaybedebildiğine göre, demek ki bazen kötü gününde olabiliyor ya da rakibi onun oyun planına bir antidot bulabiliyor. İşte bugün olan bu ikinci türden.

Hatta şöyle diyebilirim, Kerber oyun tabiatının tamamı itibariyle Ostapenko için adeta bir kriptonit. Alman oyuncu bacaklarının çabukluğu, köşelere koşup hızlı vurulan topları aynı hızla geri çevirebilme becerisi (bunun için tenis çevrelerinde İngilizceden gelen “counterpunch” terimi kullanılıyor bazen) ve az hata yapıp rakibi yüksek riskli oynamaya mecbur bırakışı ile başarılarını kazanan bir raket. Bir de Ostapenko’nun veya onun tipi oynayan oyuncuların pek B planları olmadığını eklersek, bu oyun düzeninde Kerber’e karşı başarılı olamazsa kendisini çaresiz hissedebiliyor.

İLK SETTE MERMİLERİNİ TÜKETTİ

Nitekim bugün dikkat ettiyseniz, ikinci setin büyük kısmında Letonyalı oyuncunun vücut dilinden ne kadar ümidini kaybettiğini görebilirdiniz. Çünkü ilk sette deposundaki en etkili mermilerini kullandı. Kerber hepsine cevap verdi. Jelena farkına vardı ki mermiden başka silahı yok deposunda ve 5-1 geriye düşene kadar ne yapabileceğini bilemedi. Sonra kaybedeceği bir şey kalmadığı için toplara serbestçe vurarak iki oyun kazandı ama artık çok geçti. Maç bir saat sekiz dakikada bitti.

Tekrar öze döneyim. Ostapenko taraftarları oyuncularının ne kadar fazla hata yaptığına üzülüp maçı Angelique Kerber’a hediye ettiğini düşünebilirler (ki ikinci setin ilk altı oyunu için derlerse pek haksız da sayılmazlar). Ancak maçın önemli anlarında Ostapenko’nun yaptığı bazı hatalar tamamen Kerber’in bacak çabukluğu ve topu geri çevirebilme niteliğinden kaynaklandı. Bunun en ciddi örneği maçın en önemli puanlarından birinde geldi.

İlk set 3-3’te Kerber Ostapenko’nun servisini kırarak ilk defa öne geçti. O oyunun son puanının tekrarını seyredebilirseniz ne demek istediğimi gayet iyi göreceksiniz. Seyredemezseniz de ben size anlatayım.

Ostapenko iyi bir servis ile Kerber’i geri itiyor ama Alman derin bir return ile topu oyuna sokuyor. İkinci vuruşunda Ostapenko abanıyor backhand’ı ile. Hızlı olmasına rağmen çok köşeye gitmeyen topu Kerber geri çizgisinin yaklaşık iki metre gerisinden tekrar geri çeviriyor. Ostapenko bu sefer daha fazla abanarak daha köşeye oturtuyor topu. Birçok oyuncunun çevirmekte güceleneceği topu Kerber, üstelik tam köşeye uzanmak zorunda kalmasına rağmen, çevirmeyi başarıyor ama zorluk derecesi yüksek olduğundan biraz daha kısa düşüyor top. Tekrar aynı köşeye abanan Ostapenko bir evvelki vuruştan tekrar kortun ortasına dönmekte olan Almanı ters ayak yakalamaya çalışıyor. Kerber bacak çabukluğunu yine devreye sokuyor, yön değiştirip yine yetişiyor topa ve bu sefer uzak köşeden daha çapraza vuruyor. Biraz daha kortun kenarına giden Ostapenko bu sefer backhand’ı ile paralele vurup puanı bitirmeye çalışıyor ve hata yapıyor.

Şimdi bu puan kayıtlara Ostapenko adına “basit hata” olarak geçti. Kayıt teknik açıdan doğru, evet. Ama tenisçi veya oyun içi psikolojisi açısından bu hatayı açıklamaya yetersiz kalıyor. Zira o backhand’ı vurduğunda Ostapenko’nun kafasından “Bunu da mı çevirecek yani?” veya “Bu puan nasıl bitmedi şu ana kadar?” şeklinde anlık sorular ve düşüncelerin geçmemesine imkan yok. Haliyle bu beyinsel stres ile vurduğu topta hata yapma oranı artıyor. Üstelik bir evvelki toplar genelde alışmadığı şekilde geri geldiği için, bitirebilmek için daha fazla risk alma ihtiyacını ister istemez o an hissediyor. Dolayısıyla hata yapma potansiyeli artıyor. Nitekim o puan böyle gelişti ve Kerber alarak 4-3 öne geçti. Alman tenisçi bir daha da arkasına bakmadı.

AKILLI VE SOĞUKKANLI KERBER
Kendi servisinde ise ne zaman tehlikeye düşerse veya kırma puanı ile karşılaşırsa, kendi kuvvetlerine oynadı. Mesela solak servisini avantaj tarafında slice ile süsleyerek rakibini dışarı attı. İlk sette Ostapenko yegâne rakibinin servisini kırma şansını 3-2’de yakaladı. Ama Kerber usta bir şekilde dışarıya doğru maçtaki üç ace'inden birini atarak tehlikeyi geçiştirdi. Aynı şekilde ikinci sette 3-1 önde iken 15-30 geriye düştüğünde yine aynı servisi kullanarak Ostapenko’yu kortun bir hayli dışına itti. Ostapenko o topu geri çevirebildi ama Kerber en favori vuruşu olan forehand paralel ile boşalan kortu kullanarak ikinci topta puanı kaptı.

İşte bir de bu fark vardı. Angelique Kerber yüksek zeka gücü olan, soğukkanlılığını korumasını bilen, tecrübeli bir tenisçi. Çeyrek finalde kendisinden daha yetenekli Daria Kasatkina’yı da böyle istatistiklerde görünmeyen yaptırımları ile alt etti, bugün de yine kendisinden daha güçlü topa vurma kapasitesine sahip Ostapenko’ya karşı akıllı oyunu ve maç içinde kazanacağı 'git-gel'lerin nasıl gelişeceğini kafasında iyi çalışmış olmanın verdiği avantaj ile saf dışı bıraktı.

BU FİNALİN TADINA DOYUM OLMAZ

Cumartesi günü finalde Serena Williams bekliyor onu. Amerikalı tenisçi elbette şu ana kadar Kerber'in karşılaşmış olduğu rakiplerin en az bir gömlek üzerinde. Ama Kerber de Serena için en zorlu rakiplerden biri. Şahsım adına konuşayım, çeyrek finaller belli olduğunda tenis adına bu iki oyuncunun final oynamasını istemiştim. Şimdi bu dileğim gerçekleşti ve inanıyorum ki tadına doyamadığımız bir final müsabakası izleyeceğiz.

Tekrar görüşmek üzere.