Üçüncü tur maçları cuma günü başlıyor ve genel anlamda şu ana kadar fazla sürprizin olmadığı (yazı Novak Djokovic'in yenilgisinden önce yazıldı) Avustralya Açık turnuvasında, aynı durumun hafta sonuna kadar devam etmesini bekliyorum. Bu yazıda cuma günü oynanacak iki kadın ve iki erkek maçını teknik ve taktik açısından ele alacağım. Kanımca içlerinden sadece bir tanesinin ne sonuçla biteceği hakkında düşüncelerim bir kesim okura sürpriz gibi gelecektir. Dört maçta da kaybedeceğini zannettiğim oyuncuların hayranları eğer yazımı okurlarsa pek endişelenmesinler, zira maç öncesi skor tahmin konusunda pek başarılı olduğum söylenemez. Ancak maç esnasında gelişebilecek taktiksel gelgitlerin aşağıda detayladığım yönde şekilleneceğine neredeyse eminim.

Svetlana Kuznetsova (8) – Jelena Jankovic
Biliyorum, çok fazla Jankovic taraftarı ve omuz sakatlığından geri dönüp Melbourne’da üçüncü tura çıkması kendilerini heyecanlanmıştır. Ayrıca Jankovic’in kariyerinin zirve noktasını 2008’de bu turnuvada yaşadığını hatırlarsak, 55 numaraya düşmüş olmasına rağmen tekrar yükselişe geçmesinin tam zamanı geldi diye düşünebilirler. İkinci tur maçında Alman Julia Görges’e karşı eksi günlere dönme sinyallerini göstermiş olduğunu da vurgulayalım. Rakibinden çok daha az direk puan almasına rağmen ona basit hata oranında 30 fark atmasına tam anlamı ile klasik bir Jankovic performansı diyebiliriz.

Ancak cuma günü karşılacağı rakibi Svetlana Kuznetsova ne stil olarak Görges tipinde bir oyuncu ne de seviye olarak Alman raketin düzeyinde. Yılların ustası, kort içinde en yüksek IQ’ya sahip oyunculardan biri olan Rus raket, uzun puan oynamaktan korkmayan ve repertuvarı geniş olan bir oyuncu profili çizmekle birlikte en yüksek kondisyona sahip WTA oyuncularından birisi. Açıkçası çok beklenmedik bir unsur baş göstermezse, Jankovic’in hangi taktik ile Kuznetsova’yı sarsabileceğini bulmakta zorlanıyorum. Geriden rallilerde Rus raket forehand’iyle Jankovic’i bir hayli koşturacaktır.  Sadece koşmak zorunda kalması Sırp raketi rahatsız etmeyebilir ama bu puanlar çoğunlukla ya onun hataları ile ya da Kuznetsova’nın forehand’i veya voleleri ile puanları bitirmesi ile sonuçlanacaktır.  O zaman Jelena için seçenek pek kalmıyor. Özetlemek gerekirse bu maç tamamen Kuznetsova’nın elinde. Majör turnuvaların ilk haftasına genel olarak istikrarlı çizgisi olan Sveta’nın bu maçı beklendiğinden daha kolay kazanacağını düşünüyorum.

Elina Svitolina (11) – Anastasia Pavlyuchenkova (24),
Bu maçta iki tane geri çizgi oyuncusu karşılaşacak. Pavlyuchenkova’yı birçok problem bekliyor günü. İlk olarak “A planı” açısından rakibi ile aynı silahlara sahip olması ama Svitolina’nın kendisinden daha fazla varyeteye sahip ve kortu kullanış açısından daha kurnaz olması Pavlyuchenkova için ciddi bir handikap. Geniş kapsamlı bir B planı olmayan Pavlyuchenkova, kanımca erkenden öne geçemezse, maç ilerledikçe zaten normalde aldığı risklerin üzerine bindirerek daha fazla direk puana gitmeyi deneyecek ve rakibinin ekmeğine yağ sürecektir. Tahminimce bu gidişat gerçekleşirse, Pavlyuchenkova’nın yapacağı hatalar kazanacağı direk puanların çok üstünde olacaktır.

Svitolina hem çabuk hem gerektiğinde iyi müdafaa yapan, hem de defansif bir puan esnasında yakaladığı ilk fırsatta müdafaadan hücuma geçmesini çok iyi bilen bir oyuncu. İşte özellikle geriden olan ralilerde bu noktaya gelindiğinde kanımca aradaki fark ortaya çıkacaktır. Zira Pavlyuchenkova’nın birkaç vuruşta başaramadığını (Svitolina’ya baskı kurup hata yaptırmak), bu müdafaadan hücuma geçiş topu ile Svitolina sık sık başaracaktır. O zaman Rus raketin sadece bir seçeneği kalıyor rakibini zorlamak için, o da Svitolina’nın servisini çevirmelerde hemen baskı kurmak, hatta direk puana gitmek.  Eğer Pavlyuchenkova, Ukraynalı rakibinin zırhında bir delik açacaksa işte bu kozunu iyi kullanmalı, çünkü kendisinin halihazırda başardığı en iyi vuruşlardan biri agresif return vuruşları.

Seyredecek olanlara Svitolina’nın ayak çabukluğuna dikkat etmelerini öneririm. Özellikle alçak toplarda erken hazırlanıp zaman zaman dizlerini yere değdirecek kadar kırması tenis okullarında gösterilmeye değer. Zaten sadece Melbourne’da değil, 2017’de kendisini yakından izlemek gerekir. Kanımca sakatlık engellemezse, kariyerinin altın senesini yaşayacak.  Seneye Fransız Thierry Ascione ve İspanyol Gabriel Urpi gibi iki deneyimli ve usta antrenör ile başlayan Svitolina (Urpi daha önemli rol üstleniyor, Ascione aynı zamanda Jo-Wilfried Tsonga’nın da antrenörü) sezon öncesi hazırlıklarının ilk meyvesini zaten Brisbane’da aldı. Cuma günü Pavlyuchenkova engelini fazla zorlanmadan, iki sette geçeceğine inanıyorum.

Tomas Berdych (10) – Roger Federer (17)
Bu maçı bekleyenlerin bir fırsatları olursa Federer’in ikinci tur maçından bir puanı bulup seyretmelerini önereceğim. Üçüncü set rakibi Noah Rubin 4-2 önde iken oynanan oyunun ilk puanı. Federer hata yaparak puanı kaybediyor ama maçın genelinde buna benzer puan çok az oynanıyor. Cuma günü ise bu gibi puanları Berdych, Federer’e çok oynatacak ve eğer aynı sonuç çıkarsa, Federer hayranlarının hayal kırıklığı yaşaması içten bile değil.

Bahsettiğim puan 14 vuruş sürüyor. Rubin’in servisine defansif bir backhand ile cevap veren Federer geriden sert geçen bir ralli oynamak zorunda kalıyor. Rubin, Federer’i tam köşelere olmasa da bir sağ sol vuruşlar devamlı müdafaa oynamaya mahkum ediyor. Son vuruşta ise uzayan puanda baskıdan bunalan Federer, forehand köşesinden paralel bir vuruş ile puanı bitirmeyi deniyor ama topu çiftler koridoruna atıp hata yapıyor. Puandaki diğer önemli an, altıncı vuruşta Federer iyi bir forehand ile Rubin’i bir vuruşluğuna köşeye yolladığında gerçekleşiyor. Rallide kontrolün Federer’e geçtiği tek an bu vuruş ve İsviçreli raket nitekim fileye yaklaşıp vole ile puanı bitirmek niyeti ile öne doğru hamle yapıyor. Ancak o anda hiç kendisinden beklemediğimiz şekilde öne iki adım atıp fikir değiştiriyor ve geri çizgisinde kalıyor. İşte Federer’in normalde hiç yapmayacağı bir hareket ve henüz güveninin yerine gelmediğinin net bir kanıtı. Bu tip kararlar Berdych’e karşı çok pahalıya patlayacaktır Roger için.

Her şeyden önce şunu söyleyeyim: Berdych bu tip puanlarda Rubin’den daha sert toplar vurup daha çok acıya gidecektir. Yani Roger, bu puanda koştuğundan 7-8 metre daha fazla koşup daha sert topları geri çevirmek durumunda kalacak. Bunu üç set boyunca başarı ile yapacağına inanmıyorum. Zaten Federer puanların bu şekilde yönlenmesine izin vermemeye çalışacaktır. Ancak Federer’in şu anki Ocak 2017 versiyonunun bunu başarabileceğinden emin değilim. Formda olsa, hiç şüphesiz “evet yapar” derdim çünkü Berdych’e karşı Federer’in her zaman başarılı olmasında en büyük pay, A planının bu tip bir oyun içermeyip kendi agresif taktiklerini Berdych’e kabul ettirmesi. Bunu mart veya nisan ayında başarabilir duruma gelecektir, ancak daha henüz cuma günü başarabileceğini sanmıyorum. Zaten işte burada kilit çözülecek. İki tenisçinin maçlarında genelde sonuç Federer’in raketinde biter, ama bu sefer Berdych’in çıkaracağı performansın maçın sonucunu belirleyeceğini düşünüyorum. Buz gibi bir yapıya sahip ve deneyimli Çek oyuncu, erkenden efsane bir oyuncu ile oynamak zorunda kalmaktan etkilenmeyecektir. Kanımca maçı herkesin beklediğinden daha rahat bir şekilde kazanacaktır. Federer’in tek şansının Berdych’in kötü başlangıç yapması ve bunun sonucu ilk seti alması, ve akabinde servisleri (ki şu ana kadar en parlak noktası bu) başrolde olmak üzere genel oyun formunu bulup Berdych’i baskı altına alması olduğuna inanıyorum. 

Mischa Zverev – Malek Jaziri
Jaziri’nin Slam turnuvalarında çoğunlukla şanslı kuralar çektiğini gözlemlemişimdir. Nitekim bu turnuvada kuralı bozmadı. Kendisine kura öncesi “İlk iki maçın Soeda ve Bublik ile olacak ve onları geçersen Mischa Zverev ile oynayacaksın” deseniz herhalde size gülüp hangi gezegende yaşadığınızı sorardı. Ama işte cuma günü üçüncü tur maçına çıkıyor ve rakibi önceden iki defa oynayıp hiç yenilmediği Mischa Zverev.

Önceden oynadıkları maçların sonuçları, hele sonuncunun tarihi iki seneyi geçmiş ise benim için pek bir şey ifade etmiyor. Daha önemli olan bugünkü form durumları ve oyuncuların stil ve oyunları açısından ortaya çıkabilecek muhtemel “match-up” sorunları. Aslında Jaziri ve Zverev kariyer açısından en önemli günlerini yaşayacaklar. Bu maçı kazanmak onlar için slam arenasında ilk defa dördüncü tura çıkmak anlamına geliyor. Daha detaylı baktığımda tüm olanakların Jaziri’den yana oldukları düşüncesindeyim. Servis-vole oynayanlara karşı başarılı oluyor çünkü return’leri ayak dibine indirmeyi bilen, bileğine hakim bir oyuncu. Üstelik, teniste her tür vuruşa sahip olan Tunuslu raketin kondisyon açısından da herhangi bir problem yaşayacağını düşünmüyorum. Lakin aynı şeyi Zverev için söyleyemeyeceğim. John Isner’a karşı aldığı beş setlik galibiyetin deposunda bulunan enerjiyi ne kadar azalttığını cuma günü göreceğiz. Mischa’nın bir uzun maç daha çıkarma potansiyeline sahip olduğuna inanmıyorum. Hele o gün kalorifer sıcağına rast gelirse, maçı bile bitiremeyebilir düşüncesindeyim. Yüksek ilk servis yüzdesi ile oynayıp ilk seti alması şart olacaktır. Ama Jaziri ilk seti verse bile kafasında her zaman sayfalarını karıştırmaya hazır olduğu strateji ansiklopedisini açıp, değişik bir (hatta gerekirse birkaç) plan uygulayacağını ve sonunda Alman oyuncunun planlarını bozacağını düşünüyorum. Jaziri’den muhtemelen üç setlik, net bir galibiyet bekliyorum.

İyi seyirler.