Geçen seneye kadar Majör turnuvalarda bir nevi “maçtan çekilme” problemi yaşanıyordu. İlk tur para ödülünden vazgeçmek istemeyen oyuncular, maçlarını bitiremeyeceklerini bile bile korta çıkıyorlardı ve maçı yarıda bırakıp ilk tur para ödülünü ceplerine koyuveriyorlardı. Bu sıkınıtılı bir durum yaratmıştı çünkü birçok ilk tur maçı tamamlanmıyordu ve biletleri ile maç seyretmeye gelenler paralarının haklarını tam alamıyorlardı. Hem de yarıda kalan sayısız maç turnuva adına tatsız bir izlenim yaratıyordu. Ayrıca sakat oyuncuların yerine oynayabilecek sıhhatli oyuncular, yani elemelerden çıkamamış ama sıralaması yüksek olup “lucky loser” (“şanslı kaybeden”) olmaya aday olan oyuncular, bu fırsatı elde edemiyorlardı. 

Buna çare olarak Grand Slam Board, yani dört Majör turnuvalanın ilke ve kurallarını belirleyen grup, ilk tur para ödülünü maça çıkmadan turnuvadan çekilen sakat oyuncular ile onların yerine oynayabilecek durumda olan “şanslı kaybeden” oyuncular arasında yarı yarıya paylaştırma kararını aldı. Sakat oyuncuların maçtan çekileceğini bile bile korta çıkma motivasyonlarını azaltmaktı niyet. Hem de böyle bir kural alındığı için, hala maça çıkarlarsa etik yönden kötü gözle bakılabileceklerini bildikleri için, çekilmeleri daha cazip hale geldi.

Bu yeniliğin pozitif etkileri bu günlerde Roland Garros’ta yaşanıyor, ama bir yandan da yeni bir suni kategori üredi: şanssız şanslı kaybedenler. O kadar çok çekilen oldu ki, bazı elemede kaybeden oyuncular bu sayıyı tahmin edemedeklerinden ve dolayısıyla Lucky Loser olma ihtimallerini göz ardı ettiklerinden, Paris’ten ayrılıp bir sonraki oynayacakları turnuvaya gitmiş bulundular.

Mesela Hindistanlı Prajnesh Gunneswaran’ı örnek alalım. Son turda Elias Ymer’e kaybeden oyuncu, Cumartesi günü İtalya’nın Vicenza şehrinde oynayacağı Challenger turnuvasına gitmişti. Ama son iki günde o kadar çok çekilen oldu ki, beklese girme şansı olacaktı ama bunu hiç düşünmemişti. Nihayet Pazar günü Nick Kyrgios turnuvadan çekildiğini son anda açıklayınca, sıra kendisine gelmiş bulundu. Ama İtalya’da bulunduğu ve Vicenza turnuvasına yazıldığı için Gunnesawaran bu fırsatı niyeti olmadan tepmiş oldu. Düşünsenize, kariyerinde ilk defa Majör turnuvada asıl tablo oynama fırsatı yakalayan bir oyuncu, tamamen olma ihtimalini göze almadığı sebeplerden ötürü bu şansını kullanamıyor. İşte buyrun şanssız bir şanslı kaybeden.

Arjantinli Marco Trungelliti ise şansı olan bir şanslı kaybeden. Evet iki defa kullandım “şanslı” kelimesini. Çünkü nihayetinde şanslı kaybeden sırası ona vardığında, o da bir sonraki oynayacağı turnuvanın şehri olan Barcelona’ya gitmiş bulunmasına rağmen henüz turnuvaya resmi ismini yazdırmamıştı. İşte ikinci şansı bu. Pazar günü Kyrgios’un çekildiğinin ve şanslı kaybedenler listesinde sıranın ona geldiğinin haberini alan oyuncu, bu fırsatı değerlendirmek için ertesi günü saat 11’de Paris’te olması gerektiğini biliyor ve hemen araba ile Barcelona’dan Paris’e yola düşme kararı alıyor. Hatta sosyal medyada, birkaç seveni ile birlikte ufacık bir arabaya sığmış halini fotoğraflayıp paylaşıyor.

Bir diğer ilginç vaka Mısırlı oyuncu Mohamet Safwat. Ana tablo oyuncularının son anda çekilme ihtimallerini göze alarak Pazar sabahı Roland Garros'ta adını oynayabilecekler listesine yazdırıyor. Victor Troicki son anda oynayamayacağını açıklayınca, Safwat bir saatten az bir süre sonra Philippe Chatrier kortunda Grigor Dimitrov’a karşı maça çıkması gerektiği haberini alıyor. Chatrier stadyumunu o ana kadar sadece televizyonlarda gördüğünü söyleyen Mısırlı raket, bir anda kendisini orada oyuncu olarak buluyor. Tam anlamı ile ileride çocukları ve torunlarına anlatabileceği bir hikaye, her ne kadar maçtan üç sette mağlup ayrılmış olsa bile. Banka hesabının da yirmi bin dolar kadar arttığını da not olarak düşelim tabii.

Bakalım bu iki hafta boyunca daha ne tür ilginç olaylar gündem olacak.