Salı günü ilk tur maçlarında olduğu gibi bugün de (perşembe) iki oyuncumuzun maçlarının zamanları birbirleri ile çakıştı. İpek 10 numaralı kortta ilk maç olarak sahaya çıktı. Rakibi geçen sene yine Roland Garros elemelerinin son turunda oynadığı ve yendiği Kateryna Kozlova idi. Zorlu maç olacağını bekliyorduk, öyle de oldu.  

Maça sağlam başlayan Kozlova ilk iki oyunda, - İpek’in erken kurduğu baskıya rağmen- sadece bir hata yaptı ve hemen 2-0’lık üstünlük yakaladı. Ancak İpek farkın açılmasına müsaade etmedi. Üçüncü oyunda bir forehand ve bir backhand olmak üzere iki winner vuran İpek bir sonraki puanda da fileye gelip smaç ile hem puanı hem ilk oyununu kazanınca ritmini buldu. İki oyun sonra 3-2 öne geçen İpek artık Kozlova’ya baskıyı kurmuştu.

Genel anlamda da oyunun taktiksel gidişatı da belli olmuştu. Agresif oynayıp puan arayan İpek; topları mümkün olduğu kadar geri çevirip, rakibini daha fazla risk almaya itip, hataya zorlamaya çalışacak tenisçi ise Kozlova olacaktı. Diğer yandan Ukraynalı raket arada sırada drop shot denemeleri ile puan almayı başarıyordu ancak İpek çok baskı kurduğundan bu fırsatı yeterince bulamıyordu. Bu oyun stilleri üçüncü setin başına kadar böyle devam edecekti. Ama biz tekrar kaldığımız yerden ilk sete dönelim.

3-2 oyununu İpek çift hata ile kaybettikten sonra setin geri kalan kısmı ucu ucuna gitti. Özellikle 4-3 Kozlova önde iken uzun süren kritik oyunu İpek, kısa ve çapraz backhand’i ile kazanıp 4-4'ü bulunca, ilk setin tiebreak’e kadar gidebileceğinin sinyalleri gelmeye başladı. Kozlova çok koşuyor, çok top çıkarıyordu, İpek ise sonuca giden vuruşlarına devam ediyordu.

Tiebreak milli oyuncumuz için ne kadar güzel başladıysa o kadar kötü bitti. İlk üç puanı winner’lar ile alıp 3/0 öne geçen İpek 3/1’de basit hata, 3/2 puanında ise çift hata yapınca Kozlova eşitliği yakadı. Yedinci puan da Kozlova’nın drop shot’ını iyi okuyan İpek, topa yetişip nefis bir paralel vuruş ile 4-3 öne geçti tekrar. Ancak ondan sonra arka arkaya dört basit hata yapan İpek ilk seti kaybetmekten kurtulamadı.

İlk sette puanları hep forehand tarafından yaptığı etkili vuruşlar ile puanları kazanan İpek, ikinci setin üçüncü oyununda backhand’ini konuşturdu. Bir çapraz bir de paralel olmak üzere backhand’i ile iki winner vuran İpek servisini kazandı ve hemen akabinde Kozlova’nın servisini kırarak ilk defa iki oyun fark ile öne geçmiş oldu. Kozlova 3-2’yi yakalamasına rağmen, İpek’in bundan sonraki üç oyunda kendi adına belki de maçın en güzel sekansını oynaması (ki buna 4-2’de havalanarak vurduğu şahane bir backhand kazanma vuruşu dahil),  ikinci setin sonunu bir anda getiriverdi.



TUVALET MOLASI İPEK'İN RİTMİNİ BOZDU
Son sete başlamadan evvel Kozlova’nın sekiz dakikaya yaklaşan tuvalet molası alması belki de İpek’in ritmini bozdu, çünkü son setin ilk üç oyununda tenisçimiz birinci ve üçüncü oyunlarda, üçü forehand üçü backhand tarafından olmak üzere arka arkaya hatalar yaptı. Aradaki Kozlova’nın servis attığı ikinci oyunda ise son iki puanı return’lerde hata yaparak kaybetti. Diğer yandan, ilk iki sette çok koşup devamlı defans yapmak zorunda kalan Kozlova, son sete girdiğinden beri biraz taktik değiştirmişti. Eline geçen ilk fırsatlarda topu sadece derin tutmaya çalışmıyor, daha çok köşelere vurup İpek’i defansa zorluyordu. Daha da ötesi, yakaladığı kısa toplar ile fileye daha çok gelen taraf oluyordu.

Kendini bir anda 0-3 geride bulmasına rağmen İpek kafaca sağlam kalmasını başarıp skoru 2-3’e getirdi. O oyunda Kozlova’nın servisinde 15-40 öne geçti ama fırsatı değerlendiremedi ve 4-2 geriye düştü. Bu pahalıya mal oldu. İpek kendi servisini kazanıp skoru 4-3’e getirdi ancak Kozlova belki de en etkili oyununu o anda oynadı. Daha agresif oyuna geçtiği bu oyunda tekrar belli oldu. Bir çift hata yapmasına rağmen, iyi bir ilk servis ile puan almasını bildi. Bir tane backhand winner vurdu ve bir puanda da adeta ilk iki setin rolleri değişmiş gibi kortun içine girip agresif oynayan ve rakibini köşeden köşeye koşturup puanı alan kendisiydi.  

5-3 oyunu ise adeta heyecanı doruklara taşıdı. İpek’in servis attığı oyunda Kozlova kazanabilmek için tam altı maç puanı beklemek zorunda kaldı. 15-40’ta ilk maç puanında, bitirmesi gereken smaç vuruşunu fileye takınca hayal kırıklığı yaşadı. Daha sonraki puanda İpek çok güzel backhand serisiyle Kozlova’yı hataya zorladı. İki maç puanı böyle gitmişti. Avantajı tekrar yakalayan Kozlova, üçüncü maç puanında basit bir return’ü fileye takarken ne kadar gerildiğini gösteriyordu.

İpek dördüncü ve beşinci maç puanlarında da Kozlova’yı tekrar defansif pozisyona sokup birinde hataya zorladı, diğerinde ise kendisi fileye gelip smaç ile puanı bitirdi. Beşinci maç puanından sonra deuce sayısında İpek bu sefer iyi bir fırsat eline geçirdi. Yükselen topta fileye yaklaşan milli raket, swing-vole vuruşu ile kortun boş kısmına yeterince etkili vuramadı ve Kozlova topu çıkarıp tekrar puana girdi. Akabinde İpek’ten hata geldi ve altıncı maç puanına varıldı.

Bu sefer Kozlova üçüncü sette gösterdiği agresifliği tekrar on plana koymaya kararlıydı. Eline geçen ilk fırsatta geri çizginin içine girip köşelere sert vurmaya başladı. İpek’in topu kısalınca ilk önce etkili forehand ile rakibini tam köşeye çekti. Dönen kısa topta ise puanı bitirmesini bildi ve köşesine dönüp sevinçle haykırdı. Ne kadar zor bir maç kazandığının farkındaydı.

İpek her ne kadar kaybetmiş olsa da aslında kötü oynamadı ve bazen maçın kopabileceği yerlerde gösterdiği sağlam duruş görülmeye değerdi. Ancak ilk sette hemen hemen tüm kritik puanlar Kozlova’nın lehine gelişti. İpek’in yaptığı üç çift hatada ilk sette geldi ve hepsi önemli puanlarda oldu (3-2 ve 5-4 oyunları, ve tiebreak’te 3-2 önde iken). Ayrıca üçüncü setin başında hemen 0-3 geriye düşmesi hem İpek’i son yarım saat devamlı geriden gelmek zorunda bıraktı hem de oyununu biraz değiştiren Kozlova’ya güven ve inanç verdi. Nitekim Ukraynalı oyuncu en etkili tenisini maçın son iki oyununda oynadı.



OYUNCULARIMIZIN MÜCADELESİ ETKİLEYİCİYDİ
İpek’in maçının uzaması sonucu Başak’ın maçının ilk setini kaçırdım. Skor tabelasında gördüğüm kadarı ile Başak 3-0 önde başlamış ama rakibi Ana Bogdan oradan seti çevirip 6-4 almıştı. İkinci setin başında rakibi Ana Bogdan üstünlüğü kurmuş bir görüntü verdi ve erken 3-1 öne geçti. Ondan sonra Başak hiç takibi bırakmadı ve birçok oyuncunun kopabileceği yerlerde çözüm aramaya devam etti. Hemen vurgulayayım, rakibi Ana Bogdan çok çabuk bacaklara sahip ve geri çizgiden vuruşlarında bu çabukluğunu kullanıp topa en erken hazırlanan oyunculardan biri. Geriden oyunu iyi yönetme kapasitesine sahip olan ve senelerdir çıkışta olan bir oyuncu.

Başak varyetelerini kullanarak Bogdan’ı bir hayli rahatsız ediyordu. Ancak Rumen oyuncu da Başak’a hiç hediye vermiyordu ve ona puanı alması için risk alması hissini yerleştirmeye çalışıyordu. Setin geri kalan kısmı çok güzel puanlara sahne oldu ancak maç bittiğinde ilk defa dört büyük turnuvadan birine katılmaya hak kazanmış olan milli oyuncumuz 6-4, 6-3’lük yenilgiyle turnuvaya veda etmek zorunda kaldı.

Skor olarak kötü bir gün geçirmemize rağmen iki oyuncumuzun da mücadeleleri görmeye değerdi.  Ancak şunun da altını çizerek söyleyeyim, ikisini de ilerleyen zamanlarda slam turnuvalarında bol bol izleme imkanı bulacağımıza inanıyorum.