Erkekler US Open için bir nevi gösterge olarak kabul edilen Toronto ve Cincinnati turnuvaları, iki haftadır bizlere çok değişik bir sinyal veriyorlar bu sefer. İlk sinyal US Open için favori sayılan oyuncuların, hatta sıralamada ilk 10’daki kimsenin formda olmadığı. Novak Djokoviç, Toronto + Cincinnatı’de bugüne kadar oynadığı dört maçta da orta ayar tenisin üzerine çıkabilmiş değil. Zaten iki turnuvada da kendine olan güvensizliğinde bu görüldü. Topa vurmaktan korktuğu anlarda çok acemice vuruşlar yaptı ve çoğu zaman bu sebepten 80’lerin başında popüler olan “rakipten bir kere daha fazla at topu içeri” taktiğine sırtını dayadı. Sonuçta iki turnuvada da dünya bir numarası finale bile çıkamadı. Yeterince maç oynayamadığını ve US Open’a istediğinden çok uzak bir hazırlık devresinden sonra girmek durumunda olduğunu, mağlubiyetinden hemen sonra basına dürüstçe açıkladı.

Rafael Nadal’ın sakatlığı iki turnuvadan da çekilmesine sebep oldu ve halen US Open durumu belli değil. Roger Federer, Wimbledon’da oynadığı tenisin çok daha altında bir seviye ile Toronto’da finale çıktı (zaten kendisi de bu konuda şanslı olduğunu vurguladı). Cincinnati'de ise ilk iki maçında form grafiğini pek yükseltmiş değil. Onun için yegâne pozitif fizik kondüsyonunun zirvede olması.

Stanislas Wawrinka çok inişli çıkışlı ondan belli olmuyor ama bugünkü Marin Çiliç galibiyetinden sonra basın mensuplarına verdiği cevap herşeyi özetledi: “Kazandığıma memnunum ama turnuvada ilerlemem için bundan daha iyi oynamam lazım.” Thomas Berdych’in Roland Garros’tan beri başlayan düşüşü ciddi boyutlara ulaştı. Şu anda 5 numara ama sene sonunda ilk 10’un dışına düşme tehlikesi bile var. Andy Murray’nin 2012 Wimbledon’dan beri ilk 10’da bir oyuncuya karşı galibiyeti yok. Çeyrek finalde Federer'i yenerse en azından bu problemi aşmış olur. Geriye kalanlardan Milos Raonic çok kötü sonuçlar almamasına rağmen Wimbledon’da kendisini yarı finale götüren forumun altında. Toronto’da çeyrek finalde Feliciano Lopez’e elendi, Cincinnati’de ise bugün Steve Johnson’u son set tiebreak ile yendi.  Wimbledon’un diğer yarı finalisti Grigor Dimitrov ise Toronto’da yarı finali bulmasına rağmen, dün kötü bir oyunla Jerzy Janowicz’e yenildi.  David Ferrer ise senelerdir ilk istikrarsız sezonunu yaşıyor. Arkadan gelen oyunculara da bakarsak (Juan Martin del Potro ve Kei Nishiköri sakatlar) aslında bu durum ilk 15’e kadar bile uzanabilir.

US Open’a girildiğinde büyük ihtmalle yine çoğunluk garanti olan isimlerden birinin kazanacağını tahmin edecek ama kanımca bu alışkanlıktan veya taraftarlıktan dolayı olacak. Şahsen bana da sorulsa, şu anda ilk 15’in dışında bir ismi favori göstermem garip olur. Ancak son üç haftada ki duruma mantıklı bakıldığında, ilk defa bu kadar ilk 10’un dışında olan bir oyuncunun kazanma ihtimaline açık bir Slam turnuvası izleyeceğiz diye düşünüyorum. Bu formlarını New York’tan bir hafta evvel bir şekilde düzeltmezlerse, sıralamada yükseklerde bulunan birçok oyuncunun turnuvaya erkenden veda edebileceğini ve sıralamada 15 ile 40 arasındaki bir veya birkaç oyuncunun kariyer turnuvası yaşayabilecekleri ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekiyor.