Yıllar önce çalıştığım kurumun bölgesel pazarlama toplantısı için çıkarılan özel bir vize  ile Atina üzerinden Kıbrıs Rum Kesimine gitmiştim.  Limasol Havaalanının girişinde pasaport bankolarının tepesinde ikiye bölünmüş dev bir Kıbrıs haritası vardı. Türk kısmının üzerinden kan damlaları akıyordu. Otelde pasaportuma Kıbrıs Gizli Servisi tarafından el konulduğu yetmiyormuş gibi kaldığım 3-4 gün boyunca her sabah ve akşam yüze yakın katılımcının olduğu toplantılardan anonsla resepsyona çağırılarak aynı gizli servis elemanlarının aynı aptalca sorularına aynı aptallıkta yanıtlar veriyordum. Tam bir polis devletiydi. Sabrımın sonuna geliyordum ki fırsat buldukça konuştuğum Rum halkın kendisinin de bu salaklıklardan muzdarip olduğunu anlayıp siyasi bir skandala neden olmadım !

Neden mi konuya böyle girdim. Açıklayayım. Teniste Davis Kupası'nın 2017 kuraları çekildi. Avrupa-Afrika Bölgesi II. Grubunda olan Türkiye ilk turda Kıbrıs Rum Kesimi'ne misafir olacak. Maçlar 03-05 Şubat 2017 tarihlerinde oynanacak. 

Kıbrıs Rum Kesimi bu gruba 2016’da üçüncü gruptan Karadağ, Andorra ve İzlanda gibi tenis dünyasında yer almayan ülkeleri süpürerek (!) bizim bulunduğumuz ikinci gruba yükseldi. Ekip elemanları arasında çok ilginç biri var. Serena Williams’ın antrenörü olan Patrick Mouradoglou’nun yetiştirmesi olan 31 yaşındaki dünya 36 numarası Marcos Baghdatis. 2006 yılında sekizinciliğe kadar yükselen bu fevkalâde sempatik adam sakatlıklarla boğuşarak 80’lere kadar düştü. 2015 yılında aynı takım III. Grubun finalinde Norveç’e 2-0 yenildiğinde Baghdatis 82. sıradaydı. Ekibin diğer üyeleri ise 825. sıradaki Chrysochos ile bir sıralaması olmayan Hadjistyllis. Yani tek bir adam (Murray) İngiltere’yi nasıl Davis Kupası Şampiyonu yaptıysa Kıbrıs Rum kesimini de Baghdatis sırtlıyor.

Bizim tüm ulusal takım oyuncularının sıralamaları Baghdatis hariç diğerlerinin üzerinde. Kimse kimseyle şimdiye kadar karşılaşmamış. Yani bir istatistiki bilgi yok. Ülkesel olarak ise Kıbrıs Rum Kesimi ile üç kez karşılaşmışız. 2-1 onlar üstün. 1994’te Slovakya’da 2-1 biz kazanmışız. 2003’te Letonya’da 3-0 ve 2005’te ise  İrlanda’da 2-1 yenilmişiz.

Anlaşılan bu rekabeti bu kez çözecek olan çiftler karşılaşması. Çiftlerde ise birbirimizden hiç farkımız yok. İkimiz de felaketiz. En yüksek sıralama 500’ler civarında.

Umarım her türlü sapkınlıktan ırak, sportmence ve tenisin kültürüne uygun bir karşılaşma olur. Ulusal takımıza başarılar dilerim.

------------------------------

Yazılarımda onca kez erkeklerde Davis Kupası ve kadınlarda da Fed Cup formatlarının değişmesi gerektiğini vurgulamıştım. Bunun detaylarına girmeyeceğim. Meraklısı aşağıda sunduğum web adreslerinden konu hakkında bilgi alabilir.

http://www.tenisdunyasi.net/yazar/bekir-emre/tenisin-sahte-kibarlari-243

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/bekir-emre/tenisin-sahte-kibarlari/1251633

Hemen önümüzdeki 2017 yılı için yapılan program şimdiki statükonun bu güzel sporun dinamizmine ve işlevselliğine ne denli aykırı olduğunu fevkalade bir şekilde ortaya koyuyor.

Biliyorsunuz 16-29 Ocak 2017 tarihleri arasında yılın ilk grand-slam turnuvası olan Avustralya Açık oynanacak. Buradaki maçlar da 5 set üzerinden oynanır. Davis Kupası statüsüne göre ilk tur maçları 03-05 Şubat 2017 tarihlerinde yani Avustralya’dan hemen sonra oynanmalıdır.

En prestijli üst grup olan “World Group – Dünya Grubu” için çekilen kuralardan sadece üç tanesini ortaya koyuyorum. İlk yazılanlar ev-sahibi ülkelerdir.

Arjantin – İtalya

ABD – İsviçre

Kanada – İngiltere                                                                                      

Yani bu duruma göre İtalya (ör.: Fognini), İsviçre (ör: Federer & Wawrinka) ve İngiltere (ör: Murray & Murray) Avustralya kıtasından bir diğer kıtaya uçacak…Beşer setlik maçlarını oynayacak ve ardından bir diğer kıtadaki (Avrupa’daki) evine dönecek! Buna halk ağzıyla “yuf olsun” denmez de ne denir?   Sonra da yıldız sporcuların Davis Kupası oynamaktan neden kaçındıklarını, niye formatını sürekli sorguladıklarını merak ediyorlardı.

Anlaşılan son aylarda o denli çok eleştiri geldi ki (Davis Cup ve Fed Cup organizasyonlarının bağlı olduğu) “ITF - Uluslararası Tenis Federasyonu” silkinip kendine geldi. Önümüzdeki günlerde yapılacak yıllık kongrelerine sunulacak ve 2018 yılından itibaren yürürlüğe girmesini planladıkları projeler arasında aşağıdaki konular var :

1) Fed Cup organigramı içinde 16 takımlı bir “Dünya Grubu” oluşturmak. Bu grubun içinden bir “Final Four” yaratmak ve bu maçların tarafsız bir ülkede bir hafta süre içinde oynanmasını sağlamak.

2) Davis Kupası'nın yarı-finallerden itibaren tarafsız sahalarda oynanmasını sağlamak.

3)  Davis Kupası maçlarının beş yerine üç set üzerinden oynanmasını sağlamak.

Aklın yolu birdir diyor, kongrede bunun reddedilmemesini diliyoruz.

Hoş kalınız...