Davis Kupası'nda saha seçimi genellikle ev sahibi ülkenin insiyatifindedir (bazen kurayla seçilir). Bu nedenle ev sahibi ülke rakibinin en zorlanacağı şartları oluşturur. Bu normaldir ve her ülke bunu yapar. Bunların başında da saha zemini, hava şartları ve seyirci faktörü gelir. Altı kez gittiğim dünyanın en güzel tabiatına ve insanlarına sahip ülkelerinden biri olan Güney Afrika Cumhuriyeti'nde hava yıl boyu güzeldir. Ülkede tenis de en sevilen sporlar arasındadır. Bu doğrultuda 12 ay tenis oynanır. Kortlar da genellikle sert zemin sonra da topraktır. Rakip oyuncuların özellikleri de bu seçim yaparken özellik kazanır. Örneğin çok ace atabilen ve voleye gelen atak bir rakibe karşı toprak saha seçilir.
 
Bizim seçimimiz Mersin Tenis Kompleksi kapalı salonu olmuş. Hava zaten ılıman, saha zemini sert ve hızlı! Seyirci ise, takımlarla federasyon üyeleri hariç taş çatlasa 20 kişi. Umarım haftanın son iş günü olması nedeniyle Mersinli tenisseverler uluslararası bir karşılaşmayı es geçmişlerdir. Hani nerede Adana’nın Mersin’in o anlata anlata bitirilemeyen veteranları? Yoksa onlarda mı kendilerine müslüman? İlerki mücadelelerimizden önce tüm bu detayların daha etkin bir şekilde değerlendirilip karar verilmesinde  büyük yarar görüyorum. Tabiî kendi sahamızda oynuyorsak...
 
İlk maça gelince Cem İlkel kendisi gibi 400’lerde olan rakibi karşısında tutuk başladığı oyunda ilk iki seti kaybetti. Tahmin ediyorum Kaptan'ından aldığı taktikle sonradan açıldı ve üçüncü seti alarak durumu 2-1 yaptı. Sahanın gerisinden korakor bir mücadeleye döndü oyun. Cem fevkalâde toplar çıkararak daha akılcı oynamaya başladı. Ancak hızlı zeminde sürekli savunmada kalarak oyun kazanmak imkânsıza yakındır. Baştan sona oyunu domine eden Güney Afrikalı raketti. Sonunda da dördüncü seti 6-1 maçı da 3-1 kazandı. Çok atak oynayan, 29’luk tecrübeli Wolmarans, Marsel için de kolay bir lokma olmayacaktır. Aman Haluk dikkat… Kavruk kalmayalım.
 
Burada eşitlik olduğu takdirde çiftler karşılaşması çok önemli olacaktır. Rakibimizin Raven Klaasen adlı oyuncusu çiftler kategorisinin saygın bireylerinden biridir. Dünyada 18. sıraya kadar tırmanmıştır. Partnerinin de bizimkilerden daha iyi çift oynadığı sıralamasından bellidir. Umarım dediklerim gerçekleşmez. Yoksa (Marsel’in tüm maçlarını kazandığını varsaysak bile) durum 2-2 olursa son günün son karşılaşmasında herkes stresten titreyecektir!
 
Birkaç gün önce kaptanı başarılar dilemek için aradığımda, anlaşmış ve uyumlu bir ekip görüntüsü veren Türkiye’nin esas rakibinin önce fikstürün kendi tarafındaki Portekiz olacağını belirtmiştim. Hiç tanımadığımız bu rakibi de geçersek aşina olduğumuz Bosna Hersek – Macaristan galibi ile karşılaşacağız. Bana göre Türkiye bunların hepsinden iyi. Yeter ki negatif sürpriz yaşamayalım.
 
Çizgi hakemleri iyi değil. Ancak maça tesir edecek bir hata da yapmadılar. Zaten sert zeminde itirazın bir yararı da yok. Hele maçı farklı yitiriyorsan.
 
İkinci maç Türkiye 1 numarası Marsel İlhan ile Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 2 numarası 1.96’lık Tucker Vorster arasındaydı. Marsel kendisinden epey zayıf rakibi karşısında sonuca hiç set vermeden gitti. Yazacak bir şey pek bulamıyorum.

Yarına hoşkalın.