Londra’daki "ATP Dünya Turu Finalleri" ya da bizim sevdiğimiz ismiyle "Ustalar" turnuvasının finalinden Federer'in çekilmesi ve ondan önceki yarı-final günü yaşananlar doğal olarak çeşitli varsayımları/spekülasyonları beraberinde getirdi. Turnuvanın en çekişmeli ve stresli maçı şüphesiz Federer ile Wawrinka arasındaydı. Bilhassa ikinci setin sonundan itibaren iki tenisçi arasında gözle görülür bir kızışma doğdu.

Amerikalı efsane şampiyon ve şimdilerde televizyon yorumcusu olan John McEnroe'ya göre bu süreler esnasında Federer'in locasından Wawrinka’ya yönelik bir sataşma olmuş. Wawrinka'nın "Bu kadın aynı şeyi Wimbledon'da da yaptı" ifadesi bir Fransız televizyon yorumcusu tarafından yakalanmış. "Bu kadın"dan kasıt ise Federer’in eşi Mirka. Maç sonrasında ise iki oyuncu ve ekipleri arasındaki didişme ve tartışma, soyunma odasından gecenin sonuna kadar sürmüş.

Ancak McEnroe'nun böyle sansasyonel iddialarla ortaya çıkıp sonra da bunları kanıtlayamayacağını ileri sürmesi az değildir!

Federer tüm kariyerinde sadece üç kez bir maçtan çekilmek zorunda kalmış. Hepsinde neden sırt sakatlığı. 2013 yılı boyunca sürekli bu sakatlığı ile uğraşmış. Hiç bir zaman bir maçı yarıda bırakmamış. Türk tenisinin unutulmazlarından Mert Ertunga herkesi uyarıyor: Berdych 1-2 gün önce yaptıkları bir antrenman sonrasında İsviçreli'nin sırtından şikayet ettiğini belirtmiş. Keza İngilizler'in ünlü raketi ve şimdilerin TV yorumcusu Tim Henman da Federer'in sabahtan beri fazlasıyla rahatsız olduğunu ortaya koyuyordu.
 
Bu Cuma günü Fransa'nın Lille kentinde Fransa ile İsviçre "Davis Kupası" finali oynayacak. Davis Kupası Roger Federer'in ulaşamadığı yegane kupa! Düşünün ki dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı tenisçisi ile dünya 4 numarası vatandaşı beş gün sonra hem kendileri hem de ülkeleri için hayati önem taşıyan karşılaşmalara çıkacaklar. Ama önce birbirleriyle oynayacaklar. Burada maçı satmaktan tutun, puanları kısa tutmaya kadar kendilerini zorlamamak için çeşitli tilkilikler mümkündür. Ama bu iki yıldız kendilerini bitap hale getirecek bir maç oynadılar. "Londra'da izleyicileri hop oturtup kaldıran yegâne maçtı" iddiasını rahatlıkla ortaya koyabiliriz.

İsviçre Ulusal Takımı idarecileri pek memnun olmamışlardır ama bu iki raketin dürüstlüğüne şapka çıkarmak spora gönül vermiş herkesin görevi değil midir? "Bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza vermişler" ya, işte ben tenisi bundan dolayı seviyorum. "Olmaz olmaz" diyor, olanca gücüyle karşı çıkıyor, kirlenmiyor bir türlü… Adına "beyaz spor" demişler. Beyaz kalıyor. Hele ki bizler sporumuzda yaşananları ve yaşatanları her gün artan bir tiksintiyle izlerken!

Londra'daki son günü kurtarmak amacıyla Dünya Profesyonel Tenisini idare eden ATP (Association of Tennis Professionals)'nin CEO'su Chris Kermode finalin oynanacağı gün saat 14:00'te Andy Murray'i evinden arayıp durumu nakletmiş. Murray hemen bir yardımı olup olmayacağını sormuş. Gösteri maçı için ne bir ücret istemiş, ne de başka bir ricası olmuş. Ücret vs. konu bile edilmemiş. Ama basın toplantısında İngiliz raket dalgasını da geçmiş: "Anlaşılan Roger'a bir özür borçluyum. Onu bu denli zorlamamalıymışım!" (Anımsarsanız Murray 54 dakikada, 6-0, 6-1 kaybetmişti!
 
Yardım teklif edenler salt Murray ile kalmamış. Jose Mourinho ile aktör Hugh Grant da destek verebileceklerini iletmişler.

Sonuçta ortalama 175 doları ödeyip final bileti alanlara kısmi bir iade ve/veya gelecek yıl için öncelikli rezervasyon olanağı sağlanacak. Eh, ne de olsa bu turnuva her yıl ortalama 16 milyon dolar net kâr getiriyor! Darısı başımıza.

Hoş kalın.