Önceki yazılarımda defalarca vurgulamış olduğum bazı gerçekler var:

- Beş setlik maç uygulaması kaldırılmalıdır.

- Sezonuna göre maçlar aynı toplarla oynanmalıdır.


Bu iddiamı desteklemek için doğal olarak ortaya bazı nedenler koymuştum:

- Oyuncuların sağlıklarını korumak,

- Oyuna ivme kazandırmak,

Canlı veya ekrandan izleyenleri sıkmamak,

Fazla maç yayınlanmasını sağlamak ve bu yolla gelir payını arttırmak,

Topların standardını muhafaza ederek hem sporcuların sağlıklarını korumak hem de alıştıkları toplarla maçların daha eğlenceli/çekişmeli geçmesini sağlamak.


Oynanmakta olan Amerika Açık'ta bir sakatlık furyası yaşanıyor. Erkeklerde şimdiye kadar en az 14 maç sakatlıktan dolayı bitirilemedi veya oyuncu seke seke sonuca gitti. Ki bunlar resmiyete kavuşan bizim bildiklerimiz ya da gözlerimizle şahit olduklarımız. Soyunma odasında ya da masörün masasında kalan kim bilir kaç tane? Erkeklerde Tsonga, Thiem, Kyrgios, Vesely, Kohlschreiber yekten anımsadıklarım. Yazık değil mi bu yıldızlara?

 

Beş setlik maçlar sadece Grand Slam turnuvalarında ve Davis Kupası'nda oynanıyor. Her iki organizasyonun patronajı ise ITF'in elinde. Oradaki imparatorluk artığı kokteylci sahte kibarların durumu algılaması ve buna karşı bir önlem almaları kim bilir kaç yıl sürecek? Ve bu sürede kaç oyuncu telef olacak!

 

Dünyadaki tüm diğer tenis turnuvaları erkeklerde ATP, kadınlarda ise WTA patronajındadır. Bu turnuvaların hiç birinde beş set uygulaması yoktur. Üç set oynanılır.

 

Böyle edep arsızı sağlıksız uygulamalar gördükçe sinirden adeta kaynıyorum. Burada da Amerika Açık'ı yazacakken alıp başımı gittim. Lütfen bağışlayın.

 

YARI FİNALLERE BAKIŞ

Bu yıl ki turnuva 20 bini aşkın izleyicinin değil maçları etkilemek, sürekli dışarıdan içecek (!) takviyesi yapmayı yeğlediği, uzun zamandır izlediğim en tatsız Amerika Açık. Başta Fransa ve Avustralya olmak üzere insan giden maçı geri getiren interaktif izleyiciyi arıyor. Burada sanki dışarıdaki sosyal hareket içeriden daha canlı.

 

Artık yarı finallere gelirken başlıca favorilerden Britanyalı (yerine göre İskoç) Andy Murray elendi. Maç 6-1, 3-3 onun lehine iken yağmurdan çatı kapandı. Bu durum Japon rakibi Kei Nishikori'nin işine yaradı.

 

Kapalı çatılarda oyun daima daha yavaşladığından returnler daha kolaydır. Ancak burada turnuva idaresinin açıklanmayan bir ihmali var. Kural olarak yağmurun kesilmesinden belirli bir süre içerisinde çatıyı açmaları gerekir. Gökyüzü tümüyle masmavi olduğu halde bu yapılmadı. Anlaşılan reklam verenler yine ağır bastı. Çatı açılıp kapanırken oyun ne olsa asgari 15-20 dakika duruyor. Bu da işlerine gelmiyor tabii. Orası Birleşik Devletler. “Money Talks” (para konuşur)!

 

Nishikori çatı avantajını iyi kullanmanın yanında belki de tenis kariyerinin en iyi maçlarından birini oynadı. Topları rakibinden çok daha önde servis çizgisini üzerinde karşıladı. Bu şekilde hem voleye daha çabuk ve sık geldi hem de kısa top atması ya da rakibinin kısa toplarına ulaşması kolaylandı. Önceki maçlarında görmediğimiz kadar agresif ve rakibini savunmaya zorunlu bırakan bir oyun izledi.

 

Karar setinde ise Britanyalı'dan daha az hata yaptı. Üstelik arap bacılar gibi kendi kendine konuşup yıpranmaya başlayan Murray'nin üstüne vurarak daha çok basit hata yapmasına yol açtı.

 

Şimdi yarı finaller var. Wawrinka-Nishikori maçı ilginç olacak. Kesin olan bir şey var ki kim kazanırsa kazansın Djokovic'in karşısına çok yorgun çıkacak. Djokovic'in Monfils karşısında pek zorlanacağını sanmıyorum. 12 kez oynamışlar. Hepsini Sırp kazanmış. Zaten oynadığı beş maçın ikisinde rakipleri çekildi. Birinde ise hiç çıkmadı. Dolayısıyla Nole fevkalade zinde. Bu turnuvayı da alır gider kanısındayım. Ama tenis bu. Son top oynanmadan hiçbir şey belli olmaz.

 

Karşı sekste ise Serena Williams kendi cinsinin en iyi servisini atan Çek Karolina Pliskova karşısında. Zor maç. Pliskova, dördüncü turda Serena'nın ablası Venus'ü saf dışı bırakmıştı. Sonra da çeyrekte 18 yaşındaki Hırvat Ana Konjuh'u eledi. Konjuh ise tam üç yıl önce burada kızlar şampiyonluğunu kazanmış. Şimdi de Pliskova'ya gelirken hep kendisinden üst sıralardaki oyuncuları eledi.

 

Diğer yanda Alman Angelique Kerber, THY’nin yüzü Caroline Wozniacki karşısında. Kerber favori.


Hoş kalınız.