Tenis sporunun ne denli yıpratıcı olabileceğine dair fevkalade yalın bir örnek: 01 Ocak günleri çoğu insan yeni yılın ilk saatlerinin tadını çıkarmaya, ya da bir gece öncenin mahmurluğunu üzerinden atmaya çalışır.
 
Çağla Büyükakçay ve İpek Soylu bu ülkenin önde gelen tenisçileridir. Başta Çağla, her ikisinin de çabası ve bu ülkenin tenisine katkıları her türlü övgüye değer.
 
İşte bu tarihte bu kızlar dünyanın öbür ucunda, biri Çin'de, diğeri de Yeni Zelanda'da eleme turundan ana tabloya çıkabilmek için uğraş veriyorlar. Yanlarında beyaz camda sürekli izleyebildiğimiz ağır abla ve ağabeylerin beşer onar kişilik ekipleri, yoldaşları yok. Büyük olasılıkla yalnızlar... En yakın dostları ellerindeki bavullar ve otel odaları!
 
Hani bunu niye yazıyorum derseniz. Son günlerde çocuklarını pazarlamaya çalışan ebeveynlerin arttığını duyuyorum. Kendi eksikliklerini çocukları üzerinden gidermeye, cin olmadan şeytan çarpmaya çalışan cinsten! Onlara seslenmiyorum. Benim çabam hakikaten samimiyetle bu işe eğilen ana ve babaların kulaklarına küpe olabilmek.

Hoş kalın.