Londra’da bir tarih yazılacaktı. Olmadı. Andy Murray teklerde finale kaldı. Kardeşi Jamie Murray de çiftlerde finale kalabilseydi bir tarih yazılacaktı. Bunu gerçekleştirebilmek amacıyla Brezilyalı partneri Bruno Soares ile korta çıktılar ama kimsenin şans vermediği Güney Afrikalı Raven Klaasen ve ABD'li Rajeev Ram onları fazla zorlanmadan 6-1, 6-4’lük setlerle devirdi. Tarih yazılamadı açıkçası!

Çiftlerde bir diğer sürprizi de Finlandiyalı 26 yaşındaki Henri Kontinen ile Avustralya’lı 28lik John Peers ikilisi, 38’lik efsanelere, Bryan Kardeşlere karşı gerçekleştirdi. Kariyerlerinde ilk kez bu yıl birlikte oynayan bu çift, burada büyük bir başarı göstererek tüm rakiplerini alt etti. Bryan Kardeşleri de 7-6, 6-4’le geçerek isimlerini finale yazdırdılar.

Globalleşme bu olsa gerek. Finale bakın: Bir yanda Güney Afrika/ABD, diğer yanda ise Finlandiya/Avustralya çifti. Kozmopolit bir spor velhasıl şu tenis!

İstatistiklerde Kontinen/Peers çiftinin 3-0 üstünlüğü var. Ama şimdiye kadar yaşadığımız gibi çiftler kategorisi her türlü sürprize açık.

Teklerde ise sahada ağır toplar vardı. Önce Murray ile Raonic. Bu maçı diğerinin sakatlıktan yeni çıkması nedeniyle Murray’nin kolay alacağı düşünülüyordu. Ama Kanadalı onu hep zorlamıştı. Yenilenen Digikutu’mun azizliğine uğrayarak maçın çoğunluğunu resimli roman gibi izlemek zorunda kaldığımdan pek bir yorumda bulunamayacağım. Ama ATP sezon sonu finallerinin tarihteki en uzun maçı olduğunu öğrendim.

İkinci tekler yarı finali bir başka kanalda olduğundan doğru dürüst izleyebildim. Djokovic, rakibi Nishikori’ye resmen “benim klasımda değilsin” dedi. Böyle bir turnuvanın yarı finalinde 66 dakikada 6-1, 6-1 gibi bir skor çok garibime gitti açıkçası.

Tenis çok ilginç bir oyun. Formunuza en güvendiğiniz anda sizi alıp yerin dibine sokabiliyor. Ya da bir sakatlıktan çıkıp gelmişsiniz…O durumda yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışırken bir bakıyorsunuz önünüze geleni deviriyorsunuz. Adeta “yaşam” için dersler! Çelebiliğin, itidalliliğin, sabredebilmenin yararları çok.

Djokovic-Murray finali yine bu turnuvada ilk kez yıl sonu sıralamasını 1. ve 2. raketlerin saptayacağı bir maç olacak. Sırp raketin ezici bir üstünlüğü var (24-10). Üstelik Murray üç buçuk saati aşkın bir badireyi yeni atlatmış olması bir yana önceki maçında da Wawrinka karşısında çok zorlandı. Djokovic karşısında da hem fiziki hem mental açıdan epey zorlanacağını düşünüyorum.

Finali uzatmamaya ve ilk baştan hücum ederek başlayacağını düşünüyorum. Rakibini baştan bozarak, kendi özgüvenini de pekiştirmeye çalışacaktır. Sinirlerine hakim olup planını uygulayabilirse dünya 1 numarası olmayı hak ettiğini kanıtlayabilir. Yoksa büyük üçlü “Federer, Nadal, Djokovic” standardına erişememiş bir raket olarak anılmayı sürdürecektir.

Novak ise aile içerisinde kalmış bazı travmaları atlatmış olarak finale ulaştı. Üstelik çok zinde. İlginç bir final yaşayacağız.

İyi pazarlar. Hoş kalınız.