68’lik bir genç (!) olarak korta ya da futbol sahasına her çıktığımda “Tanrım, hamdolsun!” diyorum. Sağlıktan ötesi yok. “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demiş Kanuni Sultan Süleyman. Bundan ötesini bilenler herhalde salgın nedeniyle rahatsızlananlar ve onlara bir nefes sıhhat vermeye çalışan fedakâr sağlık çalışanları. Elleri öpülesi varlıklar onlar.

Bilhassa böyle durumlarda anlıyorsunuz yaptığınız sporun sağlığınızla ilintisini. Sporun gücü, sporun değeri emin olun başka hiçbir etkinlikte yok. İnsanoğlu ister okumuş ister okumamış olsun sporu sporcuyu, sanatı ve sanatçıyı özlüyor. Es geçiyor diğerlerini.

Salgın nedeniyle maalesef seyircisiz yapılmak zorunda olan her türlü etkinlik albenili değil. Ama yine de elden geldiği kadar izlemiyor muyuz? Hiçbir sporun tadı tuzu kalmıyor. Güreş, boks ya da sille tokat girişilip adına da spor denilenlerde bile!

Sporun başlıca çeşnisi izleyici. Ama yine de onu takip ediyoruz. Taraftarlığımızdan hiçbir şeyi esirgemiyoruz. Fransa Açık’ı yerinde izleyebilen 300 kişiye cesaretlerinden ya da aptallıklarından dolayı hem hayret ediyor, hem gıptayla bakıyoruz. Sabahın ilk ışıklarına kadar sahadaki raketlerle yaşıyoruz.

Fransa’daki bu turnuva tarihe geçecektir. Salgın nedeniyle eve kapanıp uzun süre fiziklerine gereken özeni gösteremeyip antrenman yapamayan, maç oynayamayan, depresyona kapılabilen oyuncuların üstelik izleyicisiz maçlara çıkıp, çoğu beklenilenden uzun süren maçlar çıkarabilmesi birer mucize. Onun için rahatça spor her şeyden üstündür diyebiliyoruz!

Evet Fransa’da alınan sonuçlar epey çarpıcı. Bu çarpıcı sonuçları alan raketlerin çoğuna da pandemi sonrasında izleyicili turnuvalarda pek rastlamayacağımızı söylersek emin olun yalancı çıkmayacağız. Tecrübe böyle büyük turnuvalarda fevkalade önemli rol oynar.

Schwartzman tahmin ettiğimiz gibi şampiyon adaylarından Thiem’i geçti. Tabii ki bu sonuçta Arjantinli Küçük Dev Adamın zindeliği, sabrı ve yeteneği kadar Avusturyalının üst üste ikinci beş setlik maçını oynuyor olmasının da etkisi vardı. Bakalım Schwartzman 9 kez yenilip bir kez yenebildiği Toprağın Kralı Nadal önünde bu kez ne yapacak ? Bana göre Rafael Nadal finale adını yazdırır.

Diğer yanda açıkçası ben Yunan Tsitsipas’ın kazanmasını arzu ediyorum. Komple tenis oynayabilen biri. Hiçbir zaman tekdüze değil. Başlıca sorunu babası*. Sürekli kenardan taktik vermeye çalışıp adamı allak bullak ediyor.

Ancak son maçında sağlık sorunları yaşayan Djokovic'in, bu sakatlığını atlatırsa ona pek şans vereceğini sanmam.

Ama şunu da bilin ki tenis dünyasını uzun yıllardır domine eden Federer, Nadal, Djokovic üçlüsünün yerini Thiem, Tsitsipas ve büyük olasılıkla Ruslardan biri alacaktır. Hele Thiem çok ama çok güçlü… Aralarında en komple tenisi oynayan da odur.

Kadınlarda ise bir tahmin yapmayacak kadar aklım başımda! Ama “The barking Czech”** lakabı takılan iki kez Wimbledon Şampiyonu Kvitova’nın kazanmasını isterim. Kısa bir süre önce evine saldıran bir manyakla boğuşurken bıçakla elinin çoğu tendonu ve siniri kesilip 5 saatlik bir ameliyat geçirmişti. Bu azimkâr ve kendiyle fevkalade barışık kadının 2 yıldan önce kortlara dönüşü beklenmiyordu. O beş ay sonra turnuva oynamaya başladı. Bu alkışı da hak ediyor. Gençler biraz daha bekleyebilir bence!

Sağlıcakla kalın.

----------------------

*Tsitsipas ve Kenin’in pederleri, biri Rumca diğeri ise Rusça (Kenin Rusya doğumlu ve sonradan ABD vatandaşı olmuş biri) kenardan taktik verirken yakalandıkları için 8.500’er dolar ceza aldılar. Buna ilaveten bir de sportmenlikten aykırı hareketten 1.500’er dolarları gitti!

**Kvitova bazen haykırınca maalesef aynı havlama gibi çıkıyor çığlığı. “The barking Czech” (Havlayan Çek) lakabı ondan.