Dün akşam erkeklerin ikinci yarı finalini ancak tekrarından izleyebildim. Djokovic fevkalade zevkli ve kaliteli bir maç sonunda hakkıyla Nadal’ı, 4 sette yenmiş. Gördüğüm kadarıyla “İspanyol Boğası” alışık olduğumuz canlılıktan ve hırstan uzak garip bir tutukluk içinde. Djokovic ilk setin ortasından itibaren tüm maçı özgüven içinde götürmüş. Bu adamı antipatik bulmakla birlikte hakkını teslim etmek gerekir. Gerek formu, gerek tenisi ve gerek fiziği ile ondan iyisi yok! Bilhassa toprakta kayarken adam adeta uzuyor… İmkansız bir topu öyle çıkarıyor ki aynı anda hücuma geçmiş oluyor! Finalde “Komşu Çocuğu”nun onun karşısında işi ÇOK ama ÇOK zor.

Dönelim esas konumuz kadınlara! İki gün önce Roland Garros tarihinin en uzun yarı final maçından muzaffer çıkan Krejcikova üç sene önce ezeli partneri Siniakova ile birlikte önce Roland Garros sonra da Wimbledon'da çift kadınlar şampiyonluğu kazanmıştı. Bu sonuçlardan sonra Çekyalı, çiftlerde dünya sıralamasında ilk sıraya yükselmişti. Pazar günü kazandığı takdirde Krejcikova tekrar 1 numara olacak.

Kadınlar finalinden önce organizasyon komitesinin garip ve son derece haksız bir uygulamasına değineceğim. Krejcikova aynı zamanda partneri Siniakova ile çift kadınlarda da final oynayacak. Üstelik de favoriler. Hal böyleyken ve sanki zaman torbaya girmişçesine çiftler finalini teklerin hemen ardına koymak haksızlık değil midir? Önümüzde koskoca bir Pazar günü varken bu kadına bir dinlenme süresi verilmez mi?

Fransız Tenis Federasyonu her nedense oyuncuları köle statüsüne indirgiyor! Onun için belki de şeytanın avukatlığını yapmak yerinde olacaktır. Roland Garros tarihinde sadece bir kadın tenisçi hem tekleri hem çiftleri aynı yılda kazanmış. O da Fransız Mary Pierce. Böyle saçma sapan bir uygulama ancak bir Fransızın rekorunun kırılmaması için kısıtlı beyinler tarafından türetilebilir.

Yazımın yukarıdaki bölümü Cumayı Cumartesiye bağlayan gece yazılmıştı. Cumartesi gün içerisinde baktığımdaysa, yapılan yanlıştan dönülmüş ve çift kadınlar finali Pazar günü bizim saatimizle 12:30’a alınmıştı.

Kadınlar Finali ise size garip gelebilir ama üçüncü sette başladı dersem yalan olmaz. Zira ilk set 6-1 Krejcikova’nın ikinci set de 6-2 Pavlyuchenkova’nın oldu dersem durumu daha belirginleştirebilirim. Daha üçüncü set oynanmadan bu denli çok basit hatanın (41) hele bir final maçında olması da sahada cereyan eden mücadelenin kalitesi hakkında da bir fikir verebilir.

Üçüncü setin başında iki raket de birbirini kırdı ve maç bundan sonra da eşitlik biraz sürdü. Rus raketin sol baldırındaki sakatlıktan dolayı Çekyalı onun bu zaafının üzerine gitmeye başladı… Sağa sola koşturmaya ve backhand’ine yüksek toplar atmaya başlayarak durum 3-3 iken tekrar kırdı rakibini (4-3). Sonra kendi servisini aldı ve oldu 5-3. Krejcikova’nın yeni oyuna, sağlıklı koşamayan rakibine bir kısa top atarak başladı. Pavlyuchenkova kıpırdayamadı bile. Sonra Çekyalı yine karaya vurdu. Bir game içinde tam 4 kez basit-hata yapınca Pavlyuchenkova kendisine altın tepside sunulan bu olanağı reddetmedi ve iki maç topunu da çevirmiş olarak oyunu 5-4’e getirdi.

Kendi servisinde Krejcikova 2 maç topuna daha hak kazandı (40-15). İlkinde yine çift hata yaptı (40-30) ! İkinci maç topunda ise bu kez Pavlyuchenkova topu dışarı vurdu ve Kerjcikova şampiyonluğunu ilan etti. Öyle tatsız bir maç ve cansız bir son puan oldu ki kızcağız doğru dürüst bir alkış bile alamadı. Belki de millet Sakkari maçının tekerrür ettiğini düşündü. Ama zaten kariyeri şaibeli olan hakem Kader Nouni çok da uyanık biri. Başına bir iş gelmesin diye yıldırım hızıyla maçın sonunu ilan etti (6-1, 2-6, 6-4)! İlginçtir ki Fransız Televizyonu da ne topu yavaş çekimde gösterdi ne de tekrarını verdi. Ancak her halükârda Çekyalı bu maçı hakkıyla kazanmıştır.

Şimdi bakalım yarın çift kadınlarda Krejcikova partneri Siniakova ile burada ikinci şampiyonluğu alıp adını tarihin sayfalarına daha da kalın harflerle yazdırabilecek mi? Karşılarında geçen yılın tekler şampiyonu Swiatek ile ABD’li partneri Mattek-Sands var. Onlar da anlaşan ve tecrübeli bir çift.

Ödül seremonisinde covid dolayısıyla canlarını dişlerine takarak çalışan tüm sağlık çalışanlarına yönelik yapılan jest olağan üstüydü. BRAVO. Ne güzeldir ülkelerin çalışanlarına değer vermesi…

Hoş kalın.