Zaten uyku özürlü olduğumdan saat farkıyla sabaha karşı oynanılan tenisi izlemek hoşuma gidiyor. Ama bu sabah izlediğimin zevkine bir daha kolay kolay varamayacağımı düşünüyorum. Adeta bir tenis senfonisine şahit oldum. Bir saniye bile yerinde duramayan insanı oturduğu yerden kaldıran, fıkır fıkır bir müzikal şaheser. Ancak bu şaheserin enstrümanları raketlerdi!

Serena Williams ile Rumen raket Simona Halep bir hafta önce “Kızılderili Kuyularının” yarı-finalinde karşılaşacaklardı. Ama Amerikalı raketin sakatlığı nedeniyle çekilmesiyle bu gerçekleşemedi. Halep orada şampiyon oldu. 

Şimdi iyileşen Serena Williams, Miami’de bilhassa ilk sette adeta "Tenis böyle oynanır" dedi. Yanlış anlamayın karşısında belki de ona rakip olabilecek yegâne tenisci vardı. Dünya iki numarası Romen Simona Halep. Ama bu sabah ABD’li raketin karşısına değil Halep, ilk beş içerisindeki diğer raketlerin hepsini birden getirseler skor değişmezdi. İngilizce'de bir özdeyiş vardır “(Serena) at her best”, yani “Serena’nın en iyisi” gibilerinden. 39 dakikada ilk set bitti (62). Setin sonunda “Artık bu kadar da olmaz” demek istiyordum ama Serena Williams gerçeği de bilinçaltımı zorluyordu. Bu kadın, başkalarının emekliye ayrıldıkları bir yaşta hâlâ ve her defasında tenisinin ve insanlığının üzerine koyuyordu. Nitekim ikinci set 2-2 (15/15)’te öyle bir puan oynandı ki tenis dünyasına patent olur. Zaten Rumen raket akabinde raketi attı yere!

Halep bir atlet olarak kadın tenisinin en iyilerinden. Atikliği, çabukluğu, kortu kapsaması bir yana konsantrasyonu da zor bozulan, giden bir maçı çevirebilmek için azami uğraş verebilen bir genç kadın. Çok güçlü. Rakipleri ne kadar iyi oynarlarsa oynasınlar biliyorlar ki Simona Halep maçı kendi lehine çevirebilmek usandırana kadar uğraş verebilecektir.  

İşte bu sabah da böyle oldu. Dur bakalım dedi Halep rakibine…O kadar da kolay değil! Aldı ikinci seti (64). 

Tenisin acı bir gerçeği var. Ne denli iyi oynarsanız oynayın. İsterseniz karşınızdakini ezmekte olun. Rakibiniz sabırlı ve sinirine hakim olabiliyorsa bir yerde geri dönecektir. İşte sizin yapınızın önemi de burada ortaya çıkar. Siz bozulursanız o ana kadar verdiğiniz tüm emeklere yazık olur. Onun için sizin de kendinize hakim olmanız, sükûnetinizi (dinginliğinizi) yitirmemeniz gerekir. 
Son set aynen böyle oldu. Serena bozulmadı ve farklı öne geçti. Önce 3-0 sonra 4-1. Oyun artık kalitesinden  ödün veriyordu… Basit hatalar belirgin olmaya başladı. Halep hala bırakmadı oyunu…Rakibini şaşırtacak denli olmadık topları kovalıyor ve çevirebiliyordu da. Kırdı da rakibini. Oldu 5-5. 

Ama anlaşılan bu gün ne yapsa fayda etmeyecekti. Büyük bir şampiyon vardı karşısında. Sonuca gidecek yolda ne yapacağını çok iyi hazmetmişti.

Müzik yine bir kreşendoya dönüştü. Oyun canlanınca ABD’li kendini hatırladı (6-5). Sonra da üzerine koydu (7-5).

Böyle bir maçı izleyebilenler çok şanslıdır.
Hayırlı Cumalar… Hoşkalınız.