Şampiyonanın ilk Pazar günü maçlara verilen ara oyunculara olumlu etki yapıyor. Dinlenip, stresten biraz olsun arınıyorlar. Keşke her iki haftalık turnuvada aynı uygulama olsa. Ama onca çok kort diğer tesislerde pek yok. Dolayısıyla her gün oynamak zorunda kalıyorlar. Hal böyleyken medyamızın bir çok mensubunda maç programı verilmesi herhalde işin "şaka" yanıydı!
 
Tahmin ettiğim doğrultuda birçok maçta favoriler galip geldiler ama çok zorlandılar. Hem kadınlar hem erkeklerde ağır abla ve ağabeylerin canı çıktı kazanana kadar.
 
Wawrinka, Belçikalı Goffin karşısında iyi oynamazken de kazanabileceğini ve sadece bir backhand'den ibaret olmadığını gösterdi. Şimdi karşısında Fransız Gasquet var. Gasquet gençler arasında çok ümit bağlanan Avustralyalı Kyrgios'u dört sette geçerken epey ter dökenlerden biri. Wawrinka ile şimdiye kadar iki kez karşılaşmışlar. Durum 1-1. Dünyanın en iyi iki back-hand'i arasında açıkçası İsviçreli daha ağır basıyor.
 
Dünyanın en etkili servisine sahip olan Ivo Karlovic, ev sahibi Murray'i epey zorladı (76, 64, 67, 64). Tabii burada Karlovic'in servisleri kadar, Murray'in gününde olmayışı da etkili oldu. Şimdiye kadar 15 set oynamış olan Britanyalı'nın karşısına üç maçını beş, bir maçını ise dört set üzerine oynamış Kanadalı Pospisil geliyor. Murray ona şans tanımayacaktır.
 
Fransız Gilles Simon ise beklenmedik bir şekilde Çek Berdych'i yendi. Hem de üç sette (63, 63, 62). Çeyrekte karşısında İspanyol rakibini çok kolay geçen Haşmetmeabları Federer var. Simon ona ters gelebilen bir raket. Üstelik İsviçreli kolay giden turnuvalarda umulmadık yenilgiler alabilen biri. Sanki üzerine bir ağırlık çöküyor! Ama anlaşılan bir Murray-Federer yarı finaline doğru gidiyoruz.
 
Cilic de turnuvanın en fazla set oynayan raketlerinden biri. Tam 17 set oynayarak çıkıyor rakibinin karşısına. Rakibi diyorum çünkü bu yazı yazılırken Djokovic, Güney Afrikalı Anderson karşısında ecel terleri döküyordu. Gece sonunda setler 2-2 bitti. Hava karardığı için maç yarına ertelendi. 2-0 geriden gelip eşitliği sağlayan Sırp raketin rakibine bir kez daha pilav yedireceğini sanmıyorum. Herhalde yaşantısının en iyi maçını oynadı Anderson dün gece.
 
Kadınlarda da tüm maçlarda favoriler terledi. Çeyrek finalde Serena-Azarenka rekabetine şahit olmak çok güzel. ABD'li raket tam formunda olmamakla birlikte vuruşları o denli etkili ki kazanmasını biliyor. Azarenka ise sakatlık sonrasında fevkalade planlı ve programlı bir gelişim göstererek eski günlerine döneceği mesajını bariz bir şekilde veriyor. Williams'ı yenerse kimse şaşmasın.
 
Sharapova bir diğer ABD'li Vandeweghe'yi kolay geçeceğini tahmin ediyorum. Diğer yanda Muguruza-Bacsinszky en çekişmeli geçmeye aday maçtır. Radwanska'nın da rakibi bir diğer ABD'li Keys’i geçmesi normal görülmeli. Evet uzun yıllar sonra bir Grand Slam turnuvasının çeyrek finalinde üç ABD'li birden görebiliyoruz. Umarım geçici bir başarı değildir bu. Zira ABD'nin olmaması tenis için büyük bir eksiklik.
 
Hoş kalın.