Bu maçtan sonra söylenecek tek şey var: Nadal 11. kez ve bu kez fevkalâde üstündü. Thiem ise her ne hikmetse “Toprağın Kralını” onun evinde sayılabilecek Paris’te onun oyunuyla yenmeye çalıştı…Böyle bir rakibe karşı sabır göstermek gerekirken hiç göstermedi. Bu denli basit.
Şimdi;
- Nadal 1 numara olarak yerini sağlamlaştırdı.
- Thiem 7. sıraya yükselecek.
- Şampiyon 2.2 milyon Avro, ikinci ise 1.1 milyon Avro kazandı.
Fransızların yegâne tesellisi çift-erkeklerde şampiyon olan Herbert ile Mahut ikilisi oldu. Çift-Kadınların finalini Çekyalı çift kazandı. Japonları yendiler.

Jünyorlarda kızları ABD’li Gauff, erkekleri ise Taipei’li Tseng kazandı. Çift-kızlarda ABD’li McNally ile Polonyalı Swiatek ikilisi Japonları yendi. Çift-erkeklerde ise Taipei’li çifti yenen Çekyalı Styler ile Japon Tajima kupaya uzandı. Sizlere hep yazıyorum ya Uzakdoğulular geliyor diye. İşte görün neredeyse her kategoride bir Uzakdoğulu var.
Efsaneler +45 yaşta sevgili dostum Mansur Bahrami ile partneri Santoro, McEnroe/Pioline çiftini yenerek şampiyon oldu (6-1, 2-6, 12-10). -45 yaşta ise İspanyol Corretja ile Ferrero, Rus Kafelnikov-Safin’e üstün geldi.

Çok kısa bir final yazısı oldu her zamanki gibi. Üstelik öyle bir maç ki iki oyuncu arasında kalite olarak gece-gündüz farkı vardı. Ödül töreninde efsane Avustralyalı Rosewall’un söylediği gibi : Bugün onun karşısında olmadığıma sevindim!

Candan kutluyoruz Rafael Nadal’ı. Hem 11. şampiyonluğu hem de tenis için, spor için yaptıkları ve yapacakları için… 
------------------------
Sizi onun nadiren verdiği uzun ve epey içten bir röportajdan ufak pasajlarla* başbaşa bırakıyorum. Dünyanın en yüksek tirajlı ve saygın spor-gazetesi olan Fransız L’equipe gazetesine verdiği röpörtajda “Paris’in Kralı” tenisle ve yaşamla ilgili görüşlerini paylaşıyor. 
1) İşler iyi gitmemeye başladı zamanlarda bile olumlu yaklaşım. Önemli olan sıkıntıdan uzaklaşıp durumu olduğu gibi kabullenmektir.
2) Diğer oyuncuları ve maçları sürekli izlemek. Kopyalamak keşfetmekten daha kolaydır. Ama kopyalamak derken çalmayı kastetmiyorum. İzlerken aklınıza yeni fikirler gelebilir. Yeni uygulamalara, yeni taktiklere girebilirsiniz. Artık dünyada binlerce maç ve youtube kaydı var.
3) İstatistikler bazen yararlı oluyor. Ama tüm günümü onları izleyerek yitiremem!
4) Tenis için ideal çözüm hiç bulunamayacak. Ama bu sporun tarihini, geçmişini bilmek ve ona saygı göstermenin doğru ve önemli olduğuna inanıyorum. Sporumuzun daha büyümesine en önemli desteğin onun geleneklerinden geleceğine inanıyorum. Ama gelişime, yeniliklere de kapalı değilim. Bu yeniliklerin küçük turnuvalarda denenmesi gerekir. Lütfen büyüklere dokunmasınlar. Radikal ve zorlayıcı değişiklikler olmamalı. Küçük adımlarla yola çıkılmalı. 5 setlik maçlardan soyutlanmamamız gerekir. Esas dramayı ve en heyecanlı maçları sizlere getiren bu 5 setlik maçlardır. Bunlar televizyon için kârlı değlllerdir ama izleyiciler için mükemmeldirler. Tüm duygular ve tutkular, hırslar o maçlarda ortaya çıkıyor. Onlara dokunursak tenis çok şey yitirir. Tenis tarihinin en unutulmaz ve önemli maçları hep 5 setlik olanlardır. 
5) Tenis kurallarında benim öngördüğüm başlıca değişiklik servislerde olması gerek. Oyuncular artık gitgide uzun oluyorlar. Dolayısıyla bir servisle puan kazabilme kolaylaşıyor. Artık bunun için servisi bire mi indiriler yoksa başka bir kural mı koyarlar onu bilemem.

Ülkemize ve sizlere olgunluk, şenlik içerisinde hoş bir yaz diliyorum.
 
(*) Tüm röportajı hafta için sayfalarımızda okuyabilirsiniz.