Latincedeki “Terra Australis (Güney Toprakları)” deyişinden uyarlanan Avustralya  dünyanın 13. ekonomisi ve gelir dağılımında dokuzuncu ülkesidir. İngiliz Uluslar Topluluğu'nun bir parçasıdır. Burada parlamenter monarşi geçerlidir. Yani İngiltere Kraliçesi II.Elizabeth onların da kraliçesidir. 
Dev gibi bu ada altı eyalete bölünmüştür.  Güneydoğu’daki Victoria Eyaletinde yer alan Melbourne bu yörenin kıyı başkentidir. İçinden bir de nehir akar. İşte bu coğrafyadan ötürü sıcaklıklar zaman zaman 45 dereceyi bulabilmesine rağmen iklim size günde 4 mevsimi de yaşatabiliyor. Economist dergisi tarafından 6 yıl peşpeşe dünyanın en yaşanabilir kenti seçilen Melbourne kültür ve çevrecilik açısından bilhassa öne çıkıyor.

İşte bu Melbourne aynı zamanda dünyanın başlıca tenis etkinliği olan “grand-slam” turnuvalarından birine ev sahipliği yapıyor. Yılın 4 grand-slam’inin ilki olan “Avustralya Açık”  işte bu kentin en popüler merkezinde yer alan tesislerde organize ediliyor.
Roger Federer tarafından “Mutlu Turnuva*” diye adlandırılan “Avustralya Açık”ın kendisine mahsus özellikleri var. Bunların arasında ilginç birkaçını sıralayayım:
 
- 720.000 izleyici ile dünyanın en fazla izleyici çeken tenis etkinliği. 
- Diğer grand-slam’lere nazaran bir ana-kentin merkezindeki yegane turnuva. Fransa Açık, Wimbledon ve ABD Açık kentin dışlarında ve ulaşımın kolay olmadığı banliyölerde yapılıyor.
- Talebelerin yaz-tatilinde olduğu yegâne grand-slam.
- Çatısı kapanabilen 3 ana kortu ile rakiplerine fark atıyor.

Erkeklerde Arjantinli sempatik dev Del Potro sakatlığından dolayı yer alamazken, kadınlarda zayiat bol : Bıçaklanan Çek Kvitova; doping cezalısı Sharapova; doğum yapan Azarenka; emekliye ayrılan Ivanovic; sakatlanan Keys. Hiçbiri Melbourne’da yok. 

Ancak dünyanın üç büyük yaşayan efsanesi ise uzun bir süreden sonra tekrar sahne alıyor: Bayan Serena Williams ile Bay Roger Federer ve Bay Rafael Nadal. Sorarım size başta İsviçreli Maestro olmak üzere onları izlemek zevk olmayacak mı?

Ancak tatil sonrasının ilk turnuvası olması bazı zorlukları da beraberinde getirmiyor değil. Sakatlıklarından dolayı uzun süredir büyük turnuva oynamamış yukarıda saydığım üç raket başta olmak üzere, tüm yıldızlar için ilk turlar bilhassa zor geçecektir. Onları geçip adını tenis-tarihine yazdırmak ve büyük servetlere kavuşmak için can atan bir sürü gözü-kara genç alesta bekliyor. İşte ağır-abilerin arasındaki yerlerini alabilmek için bu serseri-mayınları aşmaları gerekecek. Bir de bunların günü tutar, sizinkisi ise ters ayakla kalırsa yandı gülüm keten helva.

Tüm güzelliklerine rağmen bu turnuva hiç bir tenisçi için bir kriter olamaz. Tenis Dünyası ancak Mart gibi ABD ana-karası üzerindeki ve bilhassa Indian Wells turnuvasına geçtikten sonra şekillenmeye başlar. Tabiî “boş atıp dolu tutmak” isterseniz bu da sizin tasarrufunuzdur! 

İyi bir hafta sonu dileyerek, hoş kalınız.

* (Mutlu Turnuva): Federer’in yılar önce Avustralya Açık için Mebourne’a vardığındaki ifadesi : “Buraya geldiğinizde tenise dönmüş olmaktan mutlu oluyorsunuz”!