Başlığımın garip geleceği okuyucu çok olacaktır. Lendl'ı tanımayanların da çıkması gayet normal. Bilmeyenlere tanıştırayım: Kendisi her daim gündemde olmaktan, magazinsellikten ve sosyalleşmekten kaçınmış eski bir şampiyon/efsane olup , Çek asıllı bir ABD'lidir. Bir süredir de İskoç Andy Murray'nin uzaktan koçudur!


Bu görevi kabul ettiğinden bu yana sadece üç kez kort kenarında yer aldı. Bunların ikisi Londra'da ve diğeri zaten kendi yaşadığı ABD'de (Amerika Açık). Yani havaalanlarından nefret eden birisi için pek bir rahatsızlık yok. Lendl önerilerini genellikle telefonla Murray'nin mahalle arkadaşı ve asistan koçu (yıllarca İstanbul'da challenger oynamış) Jamie Delgado'ya naklediyor. Oyuncusu ile yüz yüze olmadıkları zamanlar pek konuşmadığı söyleniyor. Fevkalade hınzır bir mizah yeteneği olan İvan Lendl'ın baş başa iken de pek konuşkan olduğu söylenemez. 

 

Önümüzdeki pazar günü başlayacak ATP Dünya Turu Finalleri onun epey uzun bir zaman sonra ABD dışına çıkıp kort kenarında oturduğu ilk turnuva olacak. Burada Lendl'ın önemine yan gözle bakıyormuşum gibi bir anlam yüklenmesin lütfen. Aksine, ciddi hatta asık yüzlü bu "nev-i şahsına mahsus" adamın, Murray gibi huysuz bir oyuncudan bir şampiyon yarattığı herkesin kabul etmesi gereken bir gerçek. Ona sahada konsantre olmasını, her bir puanın ayrı olduğunu ve bundan dolayı ardında kalan puanlara takılmamasını, hislerine hakim olmasını ve yaşamda tenisten daha önemli ve daha güzel şeylerin var olduğunu anlatarak onun daha berrak bir düşünce yapısına kavuşmasını sağlayan hep Lendl'dır.


Zaten Lendl öncesi istatistiklerle bugünü karşılaştırırsanız her şey gün ışığı gibi ortadadır. Bunu daha önceki bir yazımda belirtmiştim ama yeri geldi tekrarlayayım. Murray çapında bir tenisçinin oyununda, teknik olarak değişmesi ya da geliştirilmesi gereken bir unsur bulmak çok zordur. Burada önemli olan (yukarıda belirtildiği gibi) oyuncunun mental yaklaşımlarıdır. 

 

İşin acı kısmı ise mental ve hissi yaklaşımları bu denli gelişmiş Lendl'a oyunculuk yıllarında ifadesizliği nedeniyle inanamayacağınız kadar çok çirkin isim takılmasıdır. "Kont Drakula, Korkunç İvan, Şortlu Kadavra, Paranoid Android" bunlardan sadece birkaçı!

 

AŞILACAK ÇOK YOL VAR

Günümüzde hiçbir raketin yaptığı spora olan bağlılığı ve sevgisi Roger Federer oranında değildir. Hırs başka sevgi başkadır. Biri zamanla törpülenip geçer diğeri sonsuza değin sürebilir. İşte bundan dolayıdır ki 35 yaşına gelmiş bir sporcunun hala bir slam turnuvası daha kazanıp kazanamayacağını tartışabiliyoruz. Bir tenisçi oyuncular tarafından boşuna (altısı peş peşe) 12. kez "sportmenlik" ödülüne; taraftarlar tarafından da 14. kez (hepsi peş peşe) en sevilen raket ünvanına layık görülmez. Üstelik adaylar arasında Murray, Nadal, Djokovic, Nishikori de varken. Umarım Lendl oyuncusuna bu sevgiyi de aşılayabilir. Zira hırsın fazlası daima mantığı aşar ve zararlı olur. Andy ise maalesef bu yola kaçabilecek yapıda gözüküyor.

 

Bir önceki yazımda belirtmiş olduğum gibi ATP Dünya Turu Finalleri'nde Murray'nin grubunda Wawrinka, Nishikori ve Cilic var. Geçtiğimiz yıl hem Wawrinka hem Nishikori ona yenilgi tattırmıştı. Ama hakkını teslim etmek gerekir ki özrü vardı. Zira buradan hemen sonra Davis Kupası finalinde ülkesini Belçika karşısında temsil edecekti. Üstelik Belçika ev sahibi olarak toprağı seçmişti.


Davis Kupası uluslararası kimliği ile daha öne çıkıyor. Murray bunun bilincinde tüm antrenmanlarını toprakta yapıp Davis Kupası öncesi ATP Dünya Turu Finalleri için Londra’da O2 Arena'nın sert yüzeyine çıktı. Ve iki rakibine de kaybetti. Ama sonra Davis Kupası'nda da Britanya'yı şampiyon yaptı.

 

Bugün ise şartlar çok farklı. Londra'da olup Davis Kupası oynayacak yegane sporcu Hırvatistan'dan Cilic. Üstelik Hırvatların seçtiği zemin Londra ile benzeş. 

 

Bakalım göreceğiz bizleri nelerin beklediğini. Federer ve Nadal yok iken ne tür bir rekabet yaşanacağını ve tenisin hangi özelliğinin öne çıkacağını göreceğiz. Birbirine bu denli zıt iki şampiyonun bu oyunu ne denli güzelleştirdiğini anımsayıp hayıflanacak mıyız, yoksa "yeni kan tenise çeşni kattı" deyip geleceğe umutla mı bakacağız?


Hoş kalınız.

 

Konuyla ilgilenenlere bir bilgi: Milos Raonic sakatlığı nedeniyle her an çekilebilir. Onun yerini ise David Goffin ya da Roberto Bautista Agut alacaktır.