Kadınlarda finalin adı belli oldu: Serena Williams – Maria Sharapova. Yani ABD, Rusya karşısında. Lütfen yanlış anlamayın. Oldum olası sporun uluslararası bir çekişme haline getirilmesine karşıyım. Bunun nefret tohumları attığını ve kişiyi çok alçalttığını düşünüyorum (lig maçlarında ulusal marşların gündeme getirilmesi gibi). Ancak dünyanın neresine giderseniz gidin bilhassa güçlü olan taraf bunu adeta bir silah gibi kullanıyor. Şu anda bulunduğum Amerika'daki çoğu insanın düşüncesi de maalesef bu doğrultuda. 

Serena Williams dün 19’luk vatandaşı Madison Keys’i yenerken pek zorlanmadı diyebiliriz. Üstelik Keys Sharapova’dan daha kuvvetli. Çok güçlü bir forehand’i var. Serena’yı birden fazla kez sendeletti. Bu genç raket nihayet ABD’nin beklentilerini karşılayacak ve göreceksiniz tenis dünyasının zirvesine yerleşecektir... Hem de fazla sürmeden. Yegâne zaafı güçlü vuruşlarına fazla güvenip çok basit hata yapması. Ama antrenörü Lindsey Davenport ile onun da üstesinden gelecek ve kadınlarda yeni bir heyecan yaratacaktır. Bu efsane kadın onu yaşıtları gibi kapak mankeni olma hevesinden uzak tutup işine odaklanmasını sağlıyor.

Sharapova 2004 yılından bu yana Serena Williams’ı hiç yenememiş. Çoğu kez de ezilmiş. Williams rakibinin en nefret ettiği oyuna sahip… Agresif ve çok kuvvetli. Servis yüzdesi de epey yüksek. Sharapova ne denli formda olursa olsun bu finalin sonucuna da karar verecek olan ABD’li rakettir. Avustralya Açık’ın bir çok oyuncusu gibi ona da bulaşan grip salgını onu köreltmediği ve servislerinde de yüzdesini tutturduğu sürece bu maçı yitirmez. Ama unutmayın ki Rus raket en son puan kararı hakemin ağzından çıkana kadar maç bırakmıyor. Açıkçası Sharapova’nın kazanmasını istediğim halde bu maçın pek uzun süreli olmayacağı kanaatindeyim.

Erkeklerde ise Avustralya’ya gözlerden uzak gelmenin avantajını iyi kullanan Andy Murray finalde. Bu fevkalâde yetenekli İngiliz (İskoç) raket, dağıttığı ekibini çoğunlukla kadınlarla yenilediği için epey ağır latifelerle yüzleşmek zorunda kaldı. Kendisinden hiç beklenmedik bir davranışla aldırmadı. Uzun bir zamandan beri onun oynadığı tenise bu denli konsantre olduğunu görmemiştim. Babalı Araplar gibi de başta kendisi, sağa sola çatmıyor. Gerçi Dimitrov önünde aslına dönmek üzereydi ama toparlandı. Anlaşılan meyvesini de almaya başladı. Dün Berdych’i yenerken hem fiziğinin hem de formunun zirvesinde olduğunu gösterdi. 

Djokovic-Wawrinka mücadelesinde İsviçreli önceki maçlarındaki müthiş servis yüzdesini tutturursa Sırp raket hiç beklenmedik bir şekilde zorlanabilir. Zira rakibi sahayı da iyi kavrayabilen ve kendisi gibi komple tenis oynayabilen biri. Novak’ın hem İsviçreli’ye hem de İskoç’a karşı tartışmasız bir üstünlüğü var: 16-3 ve 15-8. Tenis istatistiklere aykırılığıyla ünlü olmasına rağmen Sırp raketin Avustralya’dan zaferle ayrılacağı kanaatindeyim.  

İyi izlenceler… Hoşkalın.