Dünkü yazımızda İngilizlerin antikalıklarından bahis açmıştık. Bakınız Wimbledon’un fikstür çekimi de sair (ATP) turnuvalarından farklıdır. Burada turnuvanın ev sahibi olan “All England Lawn Tennis Club (AELTC)”a bir  ayrıcalık sağlanmıştır. AELTC fikstür çekerken salt ATP sıralamasını esas almaz. Sadece erkeklerde geçerli olan bu ilginç (!) formül tenisçilerin çim kort performanslarını da değerlendirmeye katar. Buna göre bu yıl ATP sıralamasında 1 numara olan Nadal Wimbledon’da 2.Bay; ATP ikincisi Djokovic 1.Bay; ATP üçüncüsü Wawrinka 5.Bay; beşinci Murray ise 3.Bay oluyor. Bir tek Federer iki tarafta da dördüncü. Bu arada açıklayalım : Tenis dilinde “Bay” “Seribaşı” anlamında kullanılır.

Formülü açıklayalım : Oyuncunun 16 Haziran tarihi itibarıyla olan ATP sıralaması (+) çim kortlarda 12 aydan bu yana aldığı puanlar (+) ondan da önceki 12 ay içerisinde de çim kortlarda erişmiş olduğu en iyi puanının %75’inin toplamıdır.   Bu işin altında bir hınzırlık arıyorsanız açıklayalım. Bu sistemden şu an itibarıyla en yararlanan Andy Murray’dir. İskoç asıllı raket geçen yıl Queen’s Club ile Wimbledon'ı peşpeşe kazanmış, 2012’de de yine burada finalist olmuştu. Böylece 3 numaralı seribaşı olacak Murray yarı finale kadar dünya sıralamasında ilk dörtte olan hiçbir raketle karşılaşmamayı garantiliyor.

Ancak bir başarısızlık durumunda Murray’in sıralamasında radikal bir düşüş olası. 2013 şampiyonu olarak koruması gereken 2.000 puan var. Halbuki Nadal 2013’te ilk turda Darcis’e yenildiği için koruyacağı puan sadece 10. Anlaşılan İspanyol Boğası çok büyük bir olasılıkla ATP sıralamasındaki birinciliğini koruyacak. Djokovic’in birinciliği devralması için şampiyon olması ve o durumda da Nadal’ın yarı-finale erişememesi gerekiyor.   

Dimitrov ve Bouchard başta olmak üzere Paris’te varlıklarını sabitleştiren ve kendilerini artık ağır-abi ve ablalara kabul ettiren gençliğin Londra’da da sert eseceğini düşünüyorum. Çim kort sezonu başladığından bu yana inanılmaz sonuçlar alan ikinci seri raketler olarak adlandırdıklarımı da “es” geçmemek lazım. Zira bu tip raketler tam bir “serseri mayın” oldukları için olmadık adamlara karşı üstünlük sağlayabiliyorlar [Ferrer (6)-Kuznetsov(118) örneğinde görüldüğü gibi] ! Ve lütfen son on yılda burayı 6 kez kazanan haşmetmeabları Roger Federer’i unutmayalım… En favori zemininde oynayacak. Üstelik burada ezici bir üstünlük sağladığı rakiplerine karşı son toplarını atacağının da farkında olmalı...

Kadınlarda ise Azarenka da elendi. Ama kadın 3 aydan fazla bir süredir eline raket almıyordu. Normaldir. Sevgilisinden de ayrıldı…Bu daha da normal!

Wimbledon’da her yıl ilk maçları bir veya iki önceki yılın şampiyonunun ya da birinci seribaşının yapması adettendir. 2013 şampiyonu Fransız Marion Bartoli tenisi bıraktığına göre bu onuru Serena Williams’dan fazla hak eden birini düşünür müsünüz ? 2012’de Wimbledon şampiyonluğuna ilaveten bir ay sonra buradaki olimpiyat birinciliğini de elde eden Serena anlaşılan AELTC yöneticilerini tatmin edememiş ki yerine 2013 finalisti Alman Sabine Lisicki çıkarıldı ! Beşi grand-slam olan 60 şampiyonluğun sahibi Serena Williams yöneticilerin arzuladıkları bir “cici kız” hiç değil. Zaman zaman hislerini gösteren, düşündüklerini söyleyebilen bir yapıya sahip. Yakın geçmişte sahadaki davranışıyla ceza da aldı. Amma velakin, kafatasçılık başkadır Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek başka. Yakın bir geçmişte, burada, beyaz derililer haricindeki tenisçilere, şov kortları ile ilgili resmi olmayan bir kısıtlama vardı. Onları ana kortlarda pek göremezdiniz. Onu unutmadık. Ta ki merhum Arthur Ashe bu yazısız kuralı onların ellerine buruşturulmuş bir parşömen parçası gibi bıraktı.

Demokrasinin beşiği, kendisiyle acımasızca dalga geçebilecek bir mizahi kültürün sahibi İngiltere’nin antikalıkları bunlar. Tanrı bizi dostlarımızdan korusun der misiniz?