Madrid haftaya biraz şanssız başladı. Federer, Murray, Wawrinka, Tsonga, Kyrgios, Ferrer ve Rublev’den sonra son dakikada Cilic de sakatlık nedeniyle çekildi. Kadınlar biraz daha şanslı. En ses getiren çekilme Serena Williams ile yaşandı. Diğerleri Radwanska, Safarova ve Bachinsky. 

Yorumcular Nadal’ın yolunun açıldığını ifade ediyorlarsa da bence katedeceği yol kolay değil. Schwartzmann, Thiem, Del Potro ve Zverev onu bekleyecekler arasında. Ayrıca İspanyol raketin bu denli art arda turnuva oynayarak yine yanlış yaptığını düşünüyorum…Çeşitli sakatlıklara açık olduğu kanıtlanan yaşlanan vücudunu zorlamayı sürdürüyor. Üstelik Caja Magica’nın süratlendirilmiş toprağı buna çok müsait. Göreceğiz.

Bugün önce Maria Sharapova’yı izledik. Bu kadın sanki tenis oynamıyor da etinden parçalar koparılıyor! Evet alışığız ama kariyer düştükçe çığlıkların desibeli artıyor galiba. Artık canhıraş hali aldı bu haykırışlar. Resmen insanı rahatsız ediyor. Peşpeşe iki Rumeni yenerken hiç zorlanmadı. Fitness salonlarında uzun zaman geçirmiş anlaşılan. Vücudu eskisine nazaran çok güçlenmiş. 

Resmen teyit edilmediyse de en eski antrenörüne döndüğü söyleniyor… Florida’da Bollettieri Akademi’de eski bir ATP oyuncusu olan Hogstedt ile  çalışmalarını sürdürmeye başlamıştı. Anlaşılan aşı tutacak. Bakalım ne kadar süreyle? Şimdi karşısında Fransız Kiki Mladenovic var. Böyle maçlarda kanıtlar geleceğini.
Ardından Novak Djokovic’i izledik. Bu adam her nedense rakiplerinden çok daha ağır fikstürler çekiyor. Tüm kariyerinde bu böyle oldu. Karşılaştığı rakipler hep diğer ağır-abilerinkinden daha dişli oldu. Burada da ilk turda karşısına çıkan rakete bakın: Japon Nishikori!
Nole sakatlık molasından sonra anlaşılan forehand’ini daha açık (open-stance) hale getirmiş. Nereye vuracağı hiç belli olmuyor. Hele topu ortalarda yakaladığında rakibi her sefere yanlış yöne gitti.

Görüştüğüm yabancı yorumcuların çoğu Djokovic’in eski başarılarını tekrar etmesinin neredeyse imkansız olduğunu söylüyorlar. Yukarıdaki Nadal örneğinde olduğu gibi onlarla aynı kanıda değilim. Bu adamın savaşta bombalar altında geçirdiği çocukluktan da kaynaklandığını söyleyebileceğimiz inanılmaz bir iradesi ve hırsı var. İlk maçında karşılaşabileceği en zor rakiplerden biri olan Nishikori karşısında zevkle izlenen eski oyunundan görüntüler verdi. En zor durumlardan hücum ederek çıkabilen ikinci bir raket sayamayız. Epey çekişmeli geçen İlk seti kazanınca özgüveni yerine geldi ve ikinci sette daha rahat oynamaya başladı. Çekişme ve güzel tenis ikinci teniste de sürdü ve sonunda yine onun oldu (75, 64). 

Muhakkak ki bu denli uzun süren bir sakatlıktan sonra yola tekrar koyulup zirveyi bulmak Djokovic için kolay olmayacak. Buradan itibaren önündeki yol fazlasıyla virajlı ve çatallı. Çatallarda yönlendirme de yok. Kendi yeteneğine kalmış nereye gideceği.

Turnuvanın ve tesisin sahibi eski Rumen tenisci Ion Triac şimdilerde dünyanın en büyük yatırımcılarından biri. Bankaları var. İlginç fikirleriyle biliniyor. Buradaki kortların toprağı önceleri maviydi. Çoğu raket itiraz etti ve kırmızıya çevirttiler. Sonraları aynı adamlar ABD’de siyah-zemin üzerinde oynadılar! Halbuki bana göre güzel bir görüntü veriyordu mavi toprak.

Triac’ın buradaki diğer ilginçliği top-toplayıcıların “Galaxy S9”lar arasından seçilmiş olmasıydı! Buna da önce burun kıvrıldı. Ama artık hiç şikayetçi yok. Aksine gördüğünüz gibi pek yerinde bir görüntü veriyor. Güzele bakmak sevapmış!

Hoşkalınız.