Evet, tahmin ettiğim gibi Gael Monfils kaburgalarındaki sakatlığa daha fazla göğüs geremedi ve ATP Dünya Turu Finallerivnden gruplardaki son maçından önce çekildi. Fransız raket,son dört yılın şampiyonu Novak Djokovic’in karşısına çıkacaktı. Önceki iki maçını zaten yitirmiş ve yarı finallere kalmak için pek bir umudu da kalmamıştı. Hele bu sakatlıkla.
 
Grup maçları oynandığı için onun yerini birinci yedek olan Belçikalı David Goffin aldı. Şimdiye kadar oynadıkları tüm maçlar Sırp’ındı. Belçikalı ilk kez böyle bir turnuvada yer aldığından kendisini göstermeye çalıştı. Arka çizgiye çakılı oynadığından hiç olmazsa Djokovic’in onu pasifize etmek için fileye geleceğini düşünmüştüm. Pek yanılmamışım. Ancak yarı finallere kalmayı garantilediğinden kendini fazla da sıkmadı ve maçtan mümkün olduğu kadar zinde çıkmaya çalıştı.

Ne de olsa yarı finallerde karşısına Andy Murray, Stan Wawrinka ya da Kei Nishikori gelecek. Çok daha ciddi rakipler bunlar. Bu maçtan alacağı puandan çok, gelecek rakipleri önünde göstereceği performansın önemini biliyor. Goffin ise gelecek turnuvalarda fikstür avantajı sağlamak için ATP sıralamasında daha üst sıralara ulaşmayı hedefleyip burayı bir basamak olarak görüyordur. Ne de olsa altıncı sıradaki Monfils ile arasındaki puan farkı sadece 845. Ama hiçbir şekilde Djokovic kumaşında değil. Bu da zaten maçta belli oldu (6-1, 6-2). 
 
Esasen maçın en ilginç yanı Djokovic’in İrlandalı hakem Fergus Murphy ile olan ikilemiydi. Maçın ikinci setinin ortalarında servis atarken izin verilen 25 saniyeyi geçirdiği için puan cezası verilmesine çıldırdı Sırp raket. Haksız da değildi. Zira önce bir uyarı verilmesi gerekirdi. “Sahada oynanılan oyunla senin hiçbir alakan yok. Oyunu anlamıyorsun bile…” dedi. Aynı hakemle Federer, Indian Wells’te birbirlerine girmişlerdi. Diğerleriyle de pek anlaşabilen bir yapısı yok Fergus Murphy’nin. Sert mizaçlı biri.
 
Beşinci günün ikinci maçında Milos Raonic, Londra’daki en genç raket olan Dominic Thiem’i geçerken (7-6, 6-3) zorlanmadı değil. Ama antrenörlerinin bu Avusturyalı gence işi biraz ağırdan alması gerektiğini iyice aşılamalı. Sabır olmadan teniste hiçbir yere varılamayacağını iyice sindirmeliler.

İzlediğim iki maçta da kaybetmesinin başlıca nedeni hep puan alıcı vuruşlara yönelmesiydi. Sürekli risk alırsanız aynı yaşamda ki gibi hüsranla da karşılaşabilirsiniz. Bazen işi sağlama bağlamak gerekir. Ama her durumda Londra, hem Raonic’in özgüven tazelemesine yol açmıştır hem de Thiem için güzel bir tecrübe olmuştur.
 
Bugün diğer gruptaki her üç tenisçi için de çok önemli. Murray şu anda bir numara ve çok formda. Ancak unutulmamalı ki Haziran ayından bu yana ilk kez Nishikori’nin şahsında karşısında ilk 5’den birini buldu. Onda da çok zorlandı. Şimdi önündekilerin hepsi de ilk 5 içinde. Önce Wawrinka ile karşılaşacak. Grubu bence bu maç belirleyecek. Bakın eldeki senaryolar nasıl :
 
Eğer Wawrinka, Murray’yi set vermeden yener, Nishikori de Cilic’i geçerse: Nishikori 1., Wawrinka 2. olur, Murray evine döner.
Eğer Wawrinka’yı yenerse Murray grubu ilk sırada bitirir. Nishikori ikinci olur.
Eğer Wawrinka, Murray’yi; Cilic de Nishikori’yi yenerse: Wawrinka 1., Murray 2. olur.
Eğer Nishikori, Cilic’i; Wawrinka da Murray’yi set vermeden yenerse: Nishikori 1., Wawrinka 2. olur.
Nishikori, Cilic’i set vermeden, Wawrinka da Murray’i üç sette yenerse: Nishikori 1., Murray 2. olur.
Nishikori, Cilic’i üç sette, Wawrinka da Murray’yi set vermeden yenerse Wawrinka 1., Nishikori 2. olur.
Nishikori, Cilic’i; Wawrinka da Murray’yi üç sette yenerse Murray 1., Nishikori 2. olur.
 
İyi izlenceler. Hoş kalınız.