Tenis dünyasında toprak kort sezonu Güney Amerika’da başladı ve Avrupa’ya ulaştı. Bu güzel sporun en zevkli maçlarına sahne olan zemin topraktır. Bunu söylemekten bıkmayacağım. Hele ekrandan değil de canlı izliyorsanız keyfinize doyum olmaz. Genellikle kiremit tozundan oluşan bu kırmızı zeminin bakımı zor olup çok su gerektirdiğinden pek tercih edilmez. Üzerine basan ya da düşen, değen her şeyin izi kalır. Bundan dolayı da hakemlerin işi hem kolay hem zordur. Burada hata yapan hakem kolaylıkla oyuncular tarafından tefe konur!
 
Topların  yüksek sıçrayıp kısa zamanda ağırlaştığı bu zemine bir çok ilginç yakıştırmalar yapılır. Kızıl Pislik (Red Dirt), Şeytanın İzi (Devils Trail) bunların en radikalleridir.
 
Toprakta oynamak bambaşka bir yetenek gerektirir. Yazımda, bu zeminde oynarken ya da izlerken nelere dikkat etmeniz konusunda sizlere bazı öneriler sunacağım.
Teniste vuruşunuzu yaparken dikkat etmeniz gereken başlıca unsur statik olmaktır. Halbuki toprakta üstünlük sağlayan oyuncular genellikle kayarak vurabilenlerdir. Kayarken stop edemeyip yuvarlanan ya da tribünlere dayanan oyuncu çoktur.
 
Yukarıda da değindiğim gibi toprakta ilk dikkat edilecek hareket öne arkaya ve sağa sola kayabilmektir. Dolayısıyla dengenizin mükemmel olması gerekir ki kayarken vuruş yapabilin.
 
Toprakta tüm puanlar diğer zeminlere göre çok daha uzun sürer. Bu doğrultuda fizik kondüsyonunuzun çok daha uzun bir süre kortta kalmanızı sağlayacak güçte olması gerekir. Unutmayın ki bir çok puanı size sürekliliğiniz ve dayanıklılığınız getirecektir. Toprak için yapılması gereken egzersizler diğer kortlardan farklıdır.
 
Profesyonel çoğu oyuncu kortta kendilerine “üs” olarak servis çizgisinin 1.5 ile 3 metre ardında bir yer seçerler. Daha atak ve/veya agresif yapıdakiler ise servis çizgisine yakınlaşır. 
 
Sabır, topraktaki bir diğer yaşamsal unsurdur. Top burada yavaş ve yüksek sıçradığı için sabırla sizin için en avantajlı anın gelmesini beklemeniz gerekir. Bunu için de uzun rallilere alışmış olmanız önemlidir. Uzun bir ralliye hazırlık, kontrollü vuruşlarla başlar…Rakibinizi zor duruma düşürecek bir vuruşla sürer ve bitiriciyle sona erer.
 
Toprakta her şey daha yavaş geliştiğinden rakibinizin hareketlerini kollamanız daha kolaydır. Onu sağa sola koşturacak derin/uzun toplar atmanız lehinizedir. Zira karşınızdaki kortu açarak, bir sonraki bitirici vuruşunuzu yapabileceğiniz geniş bir perspektifle, hedeflerinizi çoğaltmış olursunuz. Bu bitirici vuruşlarda genellikle kısa ve açılı olanlardır.
 
'Kızıl pislik'te oynarken kontrolün sizde kalmasına çalışın. Bu da demektir ki rakibinizin kortuna hakim olmanız lazım. Kortunuzda bir merkez belleyip oradan oyunu yönetmeniz faydalı olacaktır. Attığınız servislerin çoğunda rakibinizi kortun dışına atmalısınız. Onun zorlanarak çevirdiği topu en iyi yanınıza alıp, bitirici ya da sondan önceki zorlayıcı vuruşunuzu yapmalısınız.
 
Servis karşılarken mutlaka uzun ve derin bir vuruş yapmalısınız. Bu mümkünse rakibinizin zayıf yanına ya da ayaklarının  hemen dibine olmalıdır ki pozisyon alabilip kortun merkezini eline geçiremesin.
 
Toprak kortlarda psikolojik durumunuz , akıl sağlığınız fevkalade önemlidir. Agresif ve akıllı olmalısınız. Toprakta oynarken maç planınızı sürekli değiştirmeniz yararlı olabilir. Uzun bir çekişmeden üstün çıkabilmeniz için böyle bir yetenek geliştirmeniz önemlidir. Bunun için de iç-disiplininizi yitirmemelisiniz. Hoş kalınız.
 
Hamiş: Bu arada İstanbul’da peş peşe önemli turnuvalar gündemde. Şu anda Göztepe’de “Lale Kupası” oynanıyor. Bunu Koza “World Of Sports” Esenyurt’ta WTA turnuvası, onu izleyen haftada da ATP turnuvası oynanacak. Çeşitli nedenlerle her ne denli çok oyuncu çekilecek olsa da bize kalacak olanlar yine tenisin güzelliğini ve sporda arayıp da bulamadığımız temizliği gözlerimize, gönlümüze yansıtacaktır. Starlar yeterli değil diyerek tembellik etmeyin. Gidin izleyin. Bu vesile ile elini taşın altından çekmeyerek ısrarla bu organizasyonları getirenleri ve altında emeği olan herkese teşekkür etmek isterim.