Agnieszka Radwanska yılların tenisçisi. Sürekli ilk sıralarda yer almış bir raket karşısında profesyonel yaşantısının ilk slam yarı finalini oynayan İspanyol Garbine Muguruza çok güçlü çıktı. Daha ilk baştan onun köşelere attığı topların çoğunu çıkaramadı Polonyalı yıldız. Ancak Radwanska öyle bir yapıya sahip ki, kendisi için ters yüz giden nice maçta mükemmel oynayan rakiplerinden hata çıkarmayı başarmıştır. Küllerinden doğmakla tanınıyordu bu kadın. Onun için Muguruza'nın çok sabırlı olması ve bu bağlamda sürekliliğini yitirmemesi gerekiyordu.
 
İspanyol raketin bir özelliği de özgüveni. Karşısındaki rakibin kim olduğuna bakmadan kendi güçlü oyununu oynayıp vurdukça vuruyor. Gözü kara. Burada da göz açıp kapayana kadar önce 4-1, sonra 5-1 oldu. Bilhassa güçlü fore-hand'i ile topları hep arka çizgi civarına düşürüp Radwanska'yı sürekli savunma yapmak zorunda bıraktı. Polonyalı ilk sette oyunu hiç planlayamadı. Sahanın ucuna gelen topları çıkarmakla çabaladı durdu. 35 dakikada 6-2 bitti ilk set. Oyunları öyle farklı kazanıyordu ki puanlarda artık risk alabiliyordu.
 
İkinci setin ilk oyununda hemen kırdı rakibini. Sonra kendi servisini alıp durumu 2-0 yaptı ama Radwanska ilk kez çekişmeli bir oyun oynayabildi. Taktiğini değiştirmiş rakibinin üzerine vurmaya başlamıştı. Muguruza iri fiziği ile kaçamıyor, ancak çıkarabildiği toplar kısa düşüyor, Polonyalı da bunları ya sağa sola plase ediyor, ya da fileye gelip öldürüyordu. 2-1 oldu.   Bu kez İspanyol, servislerine dayandı (3-1).
 
En önemli oyuna gelindi. Servisiyle Radwanska ya devam, ya tamam diyecekti. Devam dedi (3-2). Sonraki oyunda da rakibinin servisini kırıp ilk kez beraberliğe ulaştı. İspanyol, tecrübesizlikten hata yapıyor, hata yaptıkça acele ediyor, üstüne bir hata daha yapıyordu. Polonyalı ise oyunu sürekli değiştiriyordu. Toplar bıkıp usanmadan bir uzun bir kısa, bir sert bir yumuşak, bir yüksek bir alçak, bir kesik bir lifte gidip geliyordu. 4-3 ileri geçti. Sanki tecrübe güce karşı kazanmaya başlamıştı. Böylece bir saati geride bıraktık. İspanyol'un hataları arttıkça, Radwanska oyunu programlamaya başladı. 70 dakika sonunda setler 1-1 oldu.
 
Karar seti başladığında Muguruza'nın ilk servisi alarm vermeye başlamış tutmuyordu. Tutmayınca da pamuk gibi ikinci servisinin yanıtını hazmetmek zorunda kalıyordu. İlk oyunda kendi servisini verdi. Radwanska artık maçın tek hakimiydi. Ama ne olduysa birdenbire durdu ve servisini kendi elleriyle rakibine armağan etti (1-1). Panik halinde sadece top çevirmeye çalışan İspanyol, yine köşelere vurmaya başlamıştı. Uzun bir süre sonra tekrar öne geçti (2-1).
 
Sonra Radwanska tekrar özüne döndü. Başladı topları yine değiştirmeye. Muguruza ise gücünü yitirmek üzere puanları kısaltmak için vurmaya başlayıp elindeki topları avuta atmaya başladı (2-2). İki oyuncudan biri, ne denli bilinçli bir performans ortaya koyuyorsa, öbürü tükenmişliğin çaresizliğinde çıkışı kaba güçte arıyordu. İşin ilginci tuttu bu gücü ve 3-2 öne geçti. Sonra durumu 4-2 yaptı. Yitirdiği her şey geri gelmişti artık. Eski finalist Radwanska file önünde en aceminin bile yapmayacağı hataları üst üste yapınca fark arttı (5-2). Ama bırakmadı ipin ucunu Polonyalı. Kendi servisini aldı (5-3).
 
Şimdi oyun çok önemliydi. İspanyol kendi sevisinde 40-15 yapıp nokta koymaya hazırlanacakken yine fazla güçten dışarı attı... 30-30 oldu. Sonra Radwanska, rakibinin içeri düşen topunu geri çevirebilecekken, biraz da tribünlerdeki antrenörünün çağrısıyla, dışarıda diye itiraz edince şahin gözle puan gitti (40-30). Maç puanını da alan Muguruza 1996'dan bu yana Wimbledon finalindeki ilk İspanyol olmayı başardı. Büyük bir olasılıkla Serena Williams'a rakip olacak.
 
Hoş kalın.