Biraz çaba ve istemle mutlu yaşayabileceğimiz şu güzel dünyamızın saçma sapan bir takım adamlar yüzünden gittikçe karardığı şu günlerde inanın insanın içinden yazı filan yazmak gelmiyor. İster görsel ister yazılı medyada ise bu saçma sapan adamları irdelemeye çalışan daha da saçma sapan adamlar var! Bu çoğu kıymeti kendinden menkulleri izlemek zorunda kalmamak için uzaktan kumandaya bile basmıyor, destek olsun diye aldığım iki gazetenin de çoğunu okumuyorum. Halbuki bir zevkti benim için tan ağarmış, kahvaltı hazırlanmış, çay, ekmek ve gazetelerin kendilerine has rayihalarının içine masaya yerleşmek. Günü yaşayabilmek, onu çevrenizle paylaşabilmek kadar güzel ne olabilir ki. Bu denli basit bir zevkten bizleri mahrum etmeye çalışan adamlara lanet de edemiyorum…”Tanrı müstahaklarını versin” deyip geçiyorum…Bıkıp usanmadan umut etmekten de vazgeçmiyorum!


Tenis Dünyası Avustralya’dan bu yana epey etkin. Amerikalarda geçiyor çoğu turnuva. En ilginç yanı starların çoğunun çiftlerde de yer alması. Bunun da başlıca sebebi file önü oyunlarını geliştirmek, atikliklerini artırmaktır. Maalesef tv kanalları bu maçları yayınlamamaktadır. Halbuki oradaki vuruşlar güç yerine akıl ve tecrübe odaklı olduğundan fevkalade zevkli anekdotlarla karşılaşılmaktadır.

Bilhassa kadınlarda olmak üzere sürprizler birbirini izliyor. Ancak sürprizin en büyüğü bir “Hanımefendi”den geldi. Tenis dünyasının gördüğü en mütevazı kadın şampiyon olan Avustralyalı Ashley Barty, 25 yaşında profesyonel kariyerinden emekliliğe ayrıldığını açıkladı. “Tenisten tümüyle ilişkim kesmiyorum ama sürekli bir seyahat etmek otel odalarında yaşamak, ailemden, sevdiklerimden, ülkemden, zevklerimden ayrı kalmak istemiyorum…Bir tenis yıldızı, dünya 1 numarası, şampiyon Ashley Barty olarak değil, sadece Ash Barty olarak yaşamımı sürdürmeyi yeğliyorum. Yaşantımda hep uyumlu olmaya çalıştım. Kontrol edemediklerimizi kabullenmemiz gerek”.

Bu tenisten ilk ayrılığı değil. 2014 yılında 18 yaşında bir çiftler şampiyonu iken normal bir ergenlik yaşamak istediğini söyleyip ara veriyor. Gidip profesyonel kadınlar kriket ligi takımların Brisbane Heat’e giriyor. Ligin en iyi 20 oyuncusundan biri oluyor. Büyük bir olasılıkla orada takımdaşlık ruhunu ve müsabaka ateşini özümlüyor. İki yıl sonra 2016’da tenise dönüyor. Dönüş o dönüş ! Önce ABD’li partneri Coco Vandeweghe ile ilk çiftler masters’ını (ABD Açık) kazanıyor. Evet bu dönüş 15 tekler Masters’ını, 2018 WTA finallerini, 2019 Fransa Açık , 2021 Wimbledon ve 2022 Avustralya Açık şampiynluklarını ve 25 milyon dolara yakın bir parayı getiriyor. Üç yıllık dünya sıralamasındaki birinciliği de caba.

Pandemi denen illet tüm dünyayı sarınca bir yıllığına tenise ara veriliyor/veriyor. Ama iki-arada-bir-derede gidip bir golf turnuvası kazanıyor. Bir sonraki Fransa Açık’ta kalçasından sakatlanıyor. Ama iki hafta sonra çıktığı Wimbledon’da şampiyon oluyor. Gerçekten tenis gibi bir kurtlar sofrasında ilginç bir karakter Barty. 2019 Fransa Açık’ı kazandığı gece hiç değiştirmediği antrenörü Craig Tyzer’a “artık emekli olabilir miyim” demiş.

Geçen haftaki kararını açıklarken : “Artık zirvelerde olabilmek için gereken enerjim, itici gücüm, duygusal istemim pek kalmadı. Tümüyle tükendim. Bu güzel spora verebileceğim herşeyi verdim. Bu seçkimin doğrusu ya da yanlışı yok, araştırmayın…Bu sadece benim seçimimdir! “

New York Times ve Tages Anzeiger sanki birleşmiş gibi onunla ilgili bir yazısında “her star tenisçi çocuklar için bir rol modeli olabilir. Ondan daha iyi bir rol-modeli olabilir mi” demiş. Ne kadar doğru. Bunca tenis hatta spor dolu yılın sonunda ondan daha alçak gönüllü, sade ve şeffaf bir sporcu tanımadım diyebilirim. “Hanımefendi” tam ona layık sıfat. Tabi öldürücü slice-backhand’i de hiç unutulmayacak… Bu vuruşu ile doğrudan puan alabilen bir raket pek yok.

Güle güle yaşa Ash Barty… Şunu bil ki bu dünya seni döndüğünde de kabul edecek. Yeter ki Ash Barty olarak kal...