Günün ilk maçı Wozniacki ile Mertens arasındaydı. Wozniacki 180km. civarında dolaşan ilk servislerinin müthiş etkisi ile ilk seti kolayca bitirdi. Belçikalı’nın raketini koyarak ancak karşılayabildiklerini de o kolayca sağa-sola gömebiliyordu. Mertens’in burada yegane umudu bu ilk servislerin tutmamasıydı. Zira Wozniacki’nin ikinci servisi ancak 130km’lerde dolaşıyordu. Bunları da Mertens için karşılamak ve puana çevirmek zor olmuyordu. Ama umduğunu bulamadı ilk sette 6-3 bitti. Ayrıca bir ralliye girdiklerinde de Wozniacki çok iyi yaptığı paralel vuruşlarla doğrudan puan alabiliyordu. Belçikalı ise önceki maçlarına nazaran çok tutuktu.

2. set başabaş başladı ama 2-2’de Danimarkalı yine kırdı rakibini (2-3). Sonra 5-4, 30-0’a gelen maçı kapatacakken titreyeceği tuttu…İki çift hata ve gereksiz bir fileye çıkışta geçilerek set berabere duruma geldi 5-5. Sonra oyun öyle bir hale geldi ki Danimarkalı vereyim, Belçikalı almayayım diyordu. Bu minvalde tie-break’e gelindi. Belçikalı’nın hala almayayım modunda olduğunu görünce de Wozniacki tie-break’i 7-2 aldı. Artık bu maçı o mu aldı yoksa rakibi mi verdi önemli değil… Anlayacağınız Wozniacki kadınlarda ilk finalist oldu.

Sıra ağır-ablalarda veya bir başka deyişle erken finaldeydi. Kısa bir süre önce kadınların 1 numarası olan Alman Kerber ile güncel birinci Rumen Halep.
Açıkcası Halep’in rakibi üzerinde böylesine bir üstünlük kurabileceğini öngörmemiştim. Çok atak başladığı maçın ilk setini 6-3 gibi bir skorla hem de rakibini bir değil iki kez kırarak geçti. Atletik üstünlüğü ile rakibini tüm toplarını toplamaya muvaffak oldu.

2. sette Halep yine iyiydi. Ama Kerber’in de peşini bırakmaya hiç niyeti yoktu. Halep’in bilhassa 2-1’i 3-1 yaparken oynadığı oyuna şapka çıkarılır. Kadınlarda kortu Halep kadar iyi kapsayan bir ikinci raket olduğunu sanmıyorum. Ama buradan sonra sanki biraz duraladı. Ve Kerber’de boş geçmiyordu bu seti. O da hemen rakibini kırdı ve sonra kendi servisini alarak seti eşitledi 3-3. İzleyiciler uzun bir maçın kokusunu almaya başladılar yerlerinde duramıyorlardı.

Halep bu maçı ve bu kupayı çok istiyordu anlaşılan. Atak oyununu hiç bozmadı ve kendi alamadığı puanlarda rakibini hataya zorladı hep. En iyi müdafa hücumdur diyordu baskı altında kaldığında bile. Ama Kerber “senin ki kadar benim de amacım var” diyor ve asılıyordu maça. Önce Halep 5-4’te iki kez maç topu attı. Sonra Kerber iki kez maç-topu attı. Onları da Rumen çevirdi. Sonra durum 7-7 olduğunda Halep rakibini kırdı ve finalde Wozniacki’nin rakibi oldu (63,46,9-7).

Final maçını kim kazanırsa şampiyonluğun yanı sıra 1. sıranın da sahibi olacak.

Erkeklerde bugünkü yarı-finalin raketleri Hırvat Cilic ile İngilizlerin sürprizi Edmund idi. Anglo-sakson dayanışmasıyla izleyiciyi de arkasına alan İngiliz çok çabaladı. Performansını diğer maçların üzerine çıkarmaya çok çalıştı. Biraz sakatlık ta yaşadı ama devam etti.

Ancak rakip ağır-abi çok tecrübeliydi. Açıkcası Cilic onu hiç oyuna sokmadı. Her set bir kez onun servisini kırdıktan sonra önce kendi servislerini garantiye aldı sonra da sağa sola bazukalarını salarak rakibini defansta kalmaya mecbur etti. Dolayısıyla İngiliz bu cendereden çıkmak için risk almak zorunda kaldı ve hata yapmaya başladı. Cilic pek fazla ödün vermeyerek buradaki ilk Hırvat finalist oldu (62,76,62).

Hoşkalın.