Bizim saatimizle bu
sabah saat 08:00’e doğru biten, ABD’nin büyük umudu Madison
Keys ile Ukraynalı Elina Svitolina arasındaki maç, bilhassa
ikinci setin ortasına kadar izlemiş olduğum en kaliteli
mücadeleydi. Keys geçirdiği sakatlıklar sonrası (biraz da
tartışmalı ayrıldığı) antrenörüyle tekrar çalışmaya
başladığından bu yana bambaşka bir görünüm veriyor.
Lindsay Davenport
kortların ecelerinden biriydi. Terbiyesini ve saygınlığını
hiçbir zaman yitirmeyen, en kritik anlarda bile soğukkanlılığını
muhafaza eden, sürekliliği arayan, kimseyi yıpratıcı bir şekilde
eleştirmeyip kendi işine bakan efsane bir şampiyondu. Koçluğunu
da aynı düzeyde sürdürüyor. Yaşadığı ilk densizlikte Keys’i
bırakıp ailesine dönmüştü. Şimdi yine beraberler. Anlaşılan
oyuncusunu istediği yörüngeye oturtacak.
Keys dün sinirlerine
sahip çıkmanın ne denli önemli olduğunu anlamıştır. Giden
maçı sabırla sürdürdü ve sonunda oyunu döndürerek önce
beraberliğe sonra da rahat bir galibiyete ulaştı. Genellikle
ABD’li gençlerin başlıca sorunu süreklilik. Yetenek, fizik,
güç, çabukluk, atletizm önemli. Onlarda da bunların hepsi var.
Ama tenisin başlıca gereksinimi olan sabır ve süreklilik yok.
Onları arasanız da kolay kolay bulamıyorsunuz. Gerçi bu çağın
gençlerinde bunlara nadiren rastlıyorsunuz. Her şeyi anında
sonuçlandırmak istiyorlar!
Ancak etrafınıza bir
baktığınızda bu tenis dünyasında neden Almanlardan,
Avusturyalılardan, Fransızlardan, Çeklerden bu vasıflara sahip
gençler çıkabiliyor da diğerlerinde hak getire! Üstelik paraysa
ABD’nin döktüğü paranın haddi hesabı yok. Üniversitelerle
aralarını açtıklarından bu yana onca yatırım hep ikinci ya da
üçüncü turda kalıyor (Keşke Mert Ertunga bunun nedenlerini
irdeleyen bir yazı yazsa. Hani “kızım sana söylüyorum
gelinim sen anla cinsinden!”).
Amerikalıların ev
sahipliği yaptığı ve 19 raketle girdikleri turnuvanın erkekler
fikstüründe dördüncü tura kalan tek temsilcileri Sam Querrey. O da sıkı
durun, 29 yaşında! Gençlerin hepsi telef. Kadınlarda çok daha
iyiler. Son 16’da beş raketle yer alıyorlar. Ama onların da biri 37, diğeri 27 yaşında. Söz konusu yatırımın kapsamına girmiyorlar.
Bakalım çeyrek finale kaçı kalabilecek?
Tüm bunları
yazıyoruz, yazarken de bir yandan üzülüyoruz. Neden acaba kendi
ülkemizden yazamıyoruz diye? Sürdüreceğiz bu konuyu önümüzdeki
günlerde.
İyi pazarlar,
hoş kalınız.