Tam özlediğimiz tenis ve sürprizler başlamışken bu kez yağmur zevkimizin dibine darı ekti! Maçların çoğu oynanamadı.
Nadal bence maçın başlarında rakibini küçümseyip işi pek sıkı tutmamasının kurbanı oldu. Lüksemburglu rakibi bir çok kez maçı bitirecek  puana geldi. Ancak beşincide işi bitirebildi. Yani tüm maç boyu Nadal’a üstünlük kurdu diyebiliriz. Muller, şimdi Bautista-Agut’u 6-2’lik üç setle kolay geçen Cilic’in karşısına çıkacak. 
Bu Cilic’i kimse yabana atmasın. Sessiz ve derinden gelip kazandığı Amerika Açık gibi burada da sağlam adımlarla ilerleyip kimsenin gözüne batmadan çeyreğe geldi. Muller’i de geçip büyük bir olasılıkla Querrey’i geçeceğini düşündüğüm Murray'nin yarı-finaldeki rakibi olacaktır.

Aynı gün kortta gece-gündüz gibi birbirlerinin zıttı olan iki tenisci vardı. Sahada her şeyini ortaya koyan Kerber ile neşeden yeise anında geçebilen, taktik vermek için korta inmiş koçuna hakaret edebilen ve daha yetenekli olduğu aşikar İspanyol Muguruza. Artık kedi-köpek kavgasını andıran ilişkileri herhalde tavsamış ki koçu Sam Sumyk yerine Londra’ya İspanyol şampiyon Conchita Martinez’i getirmiş. Bu yeni kan iyi gelmiş olacak ki bu karşılaşmadan galip ayrıldığı gibi ardından çeyrekte karşısına gelen Kuznetsova’yı da epey kolay geçti. 

Venus Williams ise rakiplerine nazaran daha kolay bir kura çekmiş ve bu şansını iyi kullanarak çeyrek-finale kalmıştı. Burada karşısından Roland Garros şampiyonu Ostapenko’yu buldu. Anlaşılan onu iyi etüt etmiş. Zira fevkalâde kuvvetli kızı yaşındaki rakibini adeta hiç oynatmadı ve set vermeden 6-2, 7-5 yendi. Şimdiki rakibi ise  Johanna Konta. 

Konta bıkıp usanmadan ışığı görmesine rağmen bir türlü tünelden çıkamayan Halep’i üç zor sette yendi. İngilizler, Virginia Wade’in 1977’deki şampiyonluğundan bu yana yani tam 40 yıldır bir (dişi) vatandaşlarını kürsüde özlediler. Bu nedenle de tam kadro ve maç topunda bile hiç bir sportif etik dinlemeden Konta’nın arkasındalar. Bakalım muratlarına erecekler mi yoksa Godot’yu(*) beklemeye devam mı edecekler?

Kadınlarda son yarı-finalist ise gecenin ilerlemiş saatlerinde belli oldu : Slovak Rybarikova. Sakatlık nedeniyle 31’den 400’lere kadar düşüp tekrargeri gelmeyi başaran nadir raketlerden. Kariyerinde ilk kez bir grand-slam’de yarı-final oynayacak. Rakibi Muguruza.

Wimbledon ile ilgili ilk yazılarımda kadınlarla ilgili bir tahminde bulunabileni hemen alıp akıl hastahanesine kapatıyorlar (!) demiştim. Brad Gilbert ise “Size Wimbledon’u kazanabilecek 40 isim sayabilirim” demişti! Ne dersiniz yanlış mı?  

Anlaşılan bu yıl Wimbledon’da şikayet etmeden kimse dönmeyecek. Sahaların zemininden, hava şartlarına, maçların programlanmasından saha seçimlerine, erkek kadın ayırımı yapılarak erkeklerin kayırıldığına değin herkes suratını asmış durumda.

Çarşamba erkeklerin çeyrek-finalleri saat 15:00 itibarıyla oynanacak. Murray-Querrey, Raonic-Federer birinci kortta. Diğer yanda ise önce Muller-Cilic ve sonra Berdych-Djokovic.

Hoşkalınız.  

(*) (Bknz: Godot’yu Beklerken- Samuel Beckett”).