Coco Vandeweghe turnuvaya 2015 ABD Açık finalisti İtalyan Roberta Vinci’yi devirerek başladı. Onu Kanadalı Bouchard izledi. Sonra turnuvanın bir numarası Alman Kerber’i kurban ederek, çeyrek-finalde yine favorilerden İspanyol Muguruza karşısına çıktı. Onu da ezdi geçti (64,60). Ve şimdi kadınlar yarı-finalindeki dört raketin en genci: 25 yaşında. Yarınki rakibi Venus Williams 36 yaşında. Diğer yarı finalistlerden Serena Williams 35 yaşında. Hırvat Lucic-Baroni ise 99 Wimbledon’da Steffi Graf ile yarı-final oynamış… Düşünün! 34’ünü sürüyor.
 
Bir yarı-finalde üç Amerikalı olması ise bir başka ilginçlik. Çok ama çok uzun bir zamandan sonra ilk kez oluyor bu.
 
Serena Williams-Johanna Konta maçı için saati 03:00’e kurup izlemek değerdi. Öyle de yaptım. Yapmaz olaydım! Sahanın bir yanındaki tenisçi 198 km. süratle servis atıyor, rakibinin servislerine de daha da süratli yanıt veriyorsa işte o rakibin yapacak hiçbir şeyi yoktur. Aynen böyle oldu. İngiliz kızcağız iki kez (her iki setin başında) kafa tutmaya kalktı. Validesinden emdiği süt burnundan geldi. Serena Williams nikah arifesinde müstakbel eşine bir Avustralya Açık kupası armağan edecek anlaşılan. Zira bundan sonra onu durdurabilecek ne Lucic-Baroni ne de kızkardeşiyle Vandeweghee olabilir.
 
Erkeklerde Bulgar “Baby Fed” lakaplı Grigor Dimitrov tahmin ettiğim gibi Belçikalı David Goffin’e üç kolay setle “benim klasımda değilsin” dedi ve İspanyol Boğasına rakip oldu. Tenisin ideal raketlerinden biri olarak bakılan Dimitrov’un buralara gelmeye başlaması bu sporun geleceği için ümit veriyor. Keza aynı fikrim kadınlarda Vandeweghe için geçerli.
 
Diğer maçta Rafael Nadal, sadece bu maçta değil turnuvanın favorileri arasında gösterilen Kanadalı Milos Raonic’i çok çekişmeli ama hiçbir zaman tehlikeye girmeden üç sette saf dışı bıraktı (64,76,64). Kanadalı ikinci sete çok asıldı hatta 6 tane set-topu attı. Bunları değerlendiremeyince de karşısındaki rakip tecrübesini, klasını ve fiziğini ortaya koyarak maçı bitirdi.
 
Kadınlarda ve erkeklerde genç yıldızlar daha da sert vururlarsa maçları kazanacaklarına inanıyorlar. Çok ama çok yanılıyorlar. Bu sporda  fiziğinizi aklınız ve yeteneğinizle koordine etmezseniz kaybetmeye mahkumsunuz.
 
Başlıkta görüldüğü gibi neredeyse bit pazarına nur yağacak! Kadınlar ve erkeklerdeki sekiz yarı-finalistin altısı 30 yaş ve üstü.
 
Yarın ilk yarı-finallerde Vandeweghe, heyecanına  ve sinirlerine hakim olursa, gençliği ve puan alıcı tek vuruşları ile Venus Williams’ı geçebileceğini düşünüyorum. Tenisin geleceği için gönlümde öyle arzu ediyor.
 
Erkeklerde ise Federer, daha önce de yazdığım gibi, ilk kez kendi standardında bir rakip karşısına çıkıyor. Bunun bilincinde sahada diğer maçlarına nazaran aynı rahatlıkta olmayabilir. Eğer sahaya şimdiye kadar izlediğimiz Federer çıkarsa finale adını yazdıracaktır. Öbür türlü maçın kesin favorisi Wawrinka’dır.  
 
Emin olduğum tek bir şey var ki Federer ve Nadal’ı buralarda görebilmek hem gözlerimiz hem de dünya sporu adına çok güzel.

Hoşkalın.