Tenisin geldiği yerden dolayı bir izleyici olarak ondan ümidi kesenler var. Kaba güç ön plana çıktığı için çoğu raket tek yönlü bir tenis benimseyip arka çizginin bile 3-4 metre gerisinden vur Allah vur. Ama salt bir tv izleyicisi değilseniz ve maçları canlı izleyebiliyorsanız vurulan topların başka bir taktik benimsemek için pek te kolay olmadığını anlarsınız. Bu nedenden dolayı da ancak (Federer gibi) daha komple atletler voleye gelmeyi, kısa top yapmayı düşünebiliyor ve uygulayabiliyor. Unutmayın ki Nadal bile yeni yeni voleye gelmeye ve kısa top atmaya başladı. 

Bunun bariz bir örneği yerlerde sürünen ABD Tenisinin en başlıca örneklerinden biri olan John İsner’in tenisidir. 2.08’lik boyuyla tam bir kule görünümü veren bu sporcunun tek silahı var : Servisi. Sadece ilk servisi. Sonrası patlak bir balon. İşte dün akşam izledik. Füze gibi ilk servislerinin %90’ını kazandı. Gerisi ise maalesef fasarya. Maç kazanmıyor mu ? Evet kazanıyor. İş skor ise söyleyecek hiçbir şeyim yok. Ancak iş spor ise, estetik ise, sponsorlar ise, gelecek ise, alttan gelecek genç sporcular ise işte orası “Kızılderili Kuyularından” daha derin ve çok daha karanlık. 

John Isner kendisinden biraz daha varyasyonlu tenis oynayabilen Gulbis’i 76, 76 yendi ve (Fransız Bennetau’yu kolayca geçen) Djokovic’in karşısına çıkacak. Sırp istatistikte 4-2 ileride. Tenisi daha güzel ve başlardaki dağınıklığını toparlamış, konsantrasyonunu bulmuş gözüküyor. Bu sıcakta daha etkili olacak servislerine ilaveten tüm izleyiciyi de arkasına alacak olan ABD’li kazanırsa emin olun spor adına epey üzülürüm. 
Kadınlarda ise dünkü yazımda Pennetta’nın Li Na için epey zor bir rakip olacağını belirtmiştim. Aynen öyle oldu. 32’lik iki raketin karşılaşmasında İtalyan raket Çinli’yi iki sette saf dışı bıraktı (76, 63). Bana göre turnuvanın zevkli maçlarından birisiydi. 

Kadın maçlarında tenis kalitesi aramayın. Rekabet olursa biraz daha izlenebilir oluyorlar. Bu da işte öyleydi. Zira hiç olmazsa finaldekiler bu sporun içerisinde vole, kısa top, lop gibi vuruşlar olduğunu biliyor ve uygulamaya çalışıyorlar. 
Finalde 25’lik Polonyalı Radwanska ile 32’lik İtalyan Pennetta var. Birinin sıralaması 3, diğerinin 21.  Zevkli geçeceğini düşünüyorum zira Pennenta’nın tek bir şansı var...Rakibi duvar gibi olduğu için saldırması gerek…Vuruşları da tutarsa (sanki kırılgan bir yapısı ve her an dağılabilirmiş görüntüsü verip) gönderilen her bir topu çevirebilen Polonyalı karşısında iyi bir rakip olacaktır. Genelde 4-2 Radwanska önde olmasına rağmen Dubai’de benzer zemin üzerindeki son karşılaşmalarında İtalyan epey kolay kazanmıştı. 

Gönlüm Pennetta ile Federer’in şampiyon olmasını istiyor. Ama mantığım Radwanska ile Djokovic diyor. 

Hamiş.: Çiftlerde İsviçreliler yarı-finalde yenildi. Bryan kardeşler, Peya/Soares ile final oynuyor.