Djokovic buradaki son dört maçını da kazanırken ilk seti vermiş ama akabinde rakiplerini saf dışı bırakmayı başarmıştı. Dün akşam da eminim çoğu insan Medvedev ilk seti aldıktan sonra “eyvah” demiştir (başta Cem ve Gökhan dostlarım olmak üzere). Zira ne yerel ne de uluslararası çevrelerde şimdiye kadar Djokovic’i tutan tek bir kişiye rastlamadım. Tenis dünyasının tartışmasız 1 numarası ve en mükemmel atletinin bu denli sevilmemesi için kendi hatasından başka neden yoktur. Hiç boşuna milliyetini öne koymasın!

Ama Medvedev’in diğer meslektaşlarının durumuna düşmek gibi bir niyeti hiç yoktu. Rakibinin öfke nöbetlerini tiyatro izlermiş gibi soğukkanlılıkla geçiştirdi. Son puanlarda yaptığı çift hatalarla Djokovic’e geri dönme umudunu yaşatırken bile taktiğini bozmadı. 6-4'lük üç setle oyunu kazandı. Rakibinin Federer ve Nadal’ı istatiksel olarak bile olsa geçmesine izin vermedi. Sırp raket “Golden Slam” hülyasını bir başka yıla ertelemek zorunda kaldı.

“ABD Açık” yazı serisine başladığımda buranın bir “sirk” olarak nitelendirildiğini ifade etmiştim. Dün gece bunun ne denli doğru bir saptama olduğu bir kez daha kanıtlandı. Servis atılırken devreye giren “rock müziği”, üst üste iki maç topu atılırken naralar atmaya başlayan bir takım “yaratıklar” (ayı diyemiyorum zira o sadece açken saldırganlaşır!)...

Bir oyuncuyu tutmayabilir hatta sevmeyebilirsiniz de… Ama o oyuncu gerçekten bir arenadan farksız bir ortamda 6 maçtan geçerek şampiyonluk maçına kadar gelmiş ve koskoca sistemde canını dişine takmış oynarken ona karşı hiç olmazsa daha toleranslı olup saygı göstermek zorundasınız. Ama ne yazık ki bazı toplumlar hangi coğrafyada olurlarsa olsunlar bu tür meziyetlere sahip olamıyorlar… Bazıları da bu tür meziyetlerin âlâsına sahipken köreliyorlar.

Tenis bireyseldir. Tenisçi sahada her türlü problemini kendi çözümlemek zorundadır. Bu bir başınıza oynarken de öyledir, 24.000 kişinin önünde de. Sizler bizler tek başımıza iş yaparken bile strese giriyoruz. 24.000 kişinin önünde nasıl hissedildiğini düşünebiliyor musunuz? “Efendim çocuklara kötü örnek oluyormuş!” Hadi canım siz de! Çoğu toplumda çocuklara kötü örnek olacak o denli çok şey var ki… Nerede kalmış Djokovic’in sahada raket kırması. Dünyanın bir ucundan diğerine gidip elin ülkelerini tarumar etmek çocuklara kötü örnek olmuyor mu? Dini kurumlarda çocuklara tecavüz edilmesi çocuklara kötü örnek olmuyor mu? Gözümüzün içine bakarak yalan söylemek çocuklara kötü örnek olmuyor mu? Keşke o çocuklar o sporcuların yerine gelebilseler de raket kırmaları yanlarında kalsa! Hiçbir ebeveyn kendi kompleksini çocukları üzerinden tatmin etmesin.

ABD Açık bitti. Ekim’de Kaliforniya’da “Indian Wells”te ATP 1000 turnuvası var. Umarım finalist kızlar burada yer alır. Bu kez onları üç set süren maçlarda izleyelim… Bakalım ne yapacaklar. Bu turnuva da aynı “Mutua Madrid Açık” gibi ilgili kurumlara baskı yapıp beşinci slam turnuva olarak atanmak istiyor. Çölün ortasında adeta bir vaha. Yani bir “cangıl”dan çıkıp bir “vaha”ya gidilecek.

“ABD Açık” toplu sonuçlar aşağıdadır.

Kârlı bir hafta, hoşluk ve esenlik dilerim…

ABD AÇIK – Toplu Sonuçlar

Tek Kadınlar>Raducanu (İNG);
Tek Erkekler>Medvedev (RUS);
Çift Kadınlar>Stosur(AVU) & Zhang (ÇİN);
Çift Erkekler>Salisbury (İNG) & Ram (ABD) ;
Karışık Çiftler>Salisbury (İNG) & Krawczyk (ABD);
Jünyor Erk.>Rincon (İSP);
Jünyor Kız.>Montgomery (ABD);
Teker.Sand.Kdn.>De Groot (HOL) Altın Grand-Slam gerçekleştirdi!** ;
Teker.Sand.Erk.>Kuneida (JPN).

**Bu kadın (Diede de Groot) yıllardır Tekerlekli Sandalye Tenisinde rekorlara doymuyor. İnternetten yaşam hikayesini okuyunuz ve lütfen adının önünde saygıyla eğiliniz… Onun ve onun gibi yaşamına bir anlam katmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyenlerin…
----------------------------

ÖNEMLİ NOT !

Bu hafta (13-19 Eylül) ülkemizdeki en büyük uluslararası tenis turnuvası başlıyor. “İstanbul Uluslararası Erkekler Tenis Turnuvası – TED OPEN 2021”. Tarabya’daki TED Kulübü ev sahibi. Final maçı Pazar günü saat 15:00’te. Ardından ENBE Orkestrası konseri ve geleneksel Panayır var. Onlar da izleyicilere serbest ve bedelsiz. Metro’nun son durağı ise TED’in yanıbaşında.

Bu turnuva başlayalı yarım asırdan fazla oluyor. Ülkemizin en sürekli spor etkinliğidir. Katılanlar da dünyanın 100-250 sıralamasında tenisçilerdir. Yani yarın ve belki de yarından da yakın onları bir slam finalinde izleyebilirsiniz. Aynı geçen yılın İstanbul şampiyonu İlya Ivashka gibi. Aynı Berrettini gibi. Aynı Dimitrov, Kohlschreiber ve Basilashvili gibi. Hadi dostlar bir zahmet mevcudiyetinizi hissettirin.