Profesyonel Tenis Dünyasında
(bazı istisnai oyuncular haricinde) raketlerin sıralamaları ile oynadıkları
tenisin standardı doğru orantılıdır. İlk beş ile ikinci beş, ilk elli ile
ikinci elli ve diğerleri…Oynanılan tenisteki farklılık en acemi gözler için
bile barizdir.
Sanmayın ki bu farklılık
birilerinin diğerlerinden çok daha yetenekli oluşundandır. Evet yetenek ve
çalışma doğal olarak önemlidir. Ama buradaki başlıca faktör tecrübedir. Teniste
üst basamaklara çıktıkça oynadığınız sahadan, soyunma odalarındaki sorumluların
sizlere davranışlarına kadar en ufak ayrıntılar bile değişir. Oturulacak
tribünü olmayan 3-5 meraklının ayakta izleyebildiği kortlardan 15.000 izleyici
kapasiteli ve sanki bir mağaranın en alt katmanlarındaymışsınız hissini veren
(adına maalesef “arena” denilen) stadyum-kortlara çıkarsınız. Aynı Çağla
Büyükakçay’ın dün Kvitova ile oynadığı “Arthur Ashe Stadyumu” gibi. Dünkü maçın
sonucunu Çek raketin genellikle dünya sıralamasında ilk 10-15 arasında yer
alan tenisçilerle rekabet içerisinde olmasından kaynaklanan tecrübesi
belirledi.
Petra Kvitova iki kez Wimbledon
tek kadınlar şampiyonu oldu. 2011’de Sharapova’yı, 2014’te ise Bouchard’ı
yenerek. Buna ilaveten 17 WTA Turnuvası kazandı. Geçirdiği sakatlıklarla
şimdilerde sıralaması 16’ya düşse de 2011’de ikinciliğe kadar çıkmış. Zaten o
yıldan bu yılbaşına kadar hep ilk 10 içerisinde kalmış. Genellikle çeyrek
finallerden itibaren rakipleri Serena Williams, Sharapova, Halep, Kerber gibi
ilk 10’un içinde olan sporcular.
Çağla Büyükakçay’ın ise yegâne
WTA Turnuvası şampiyonluğu bu yıl İstanbul’da. Şimdilerde 66. sırada. Sürekli
gelişim göstererek, burası şimdiye kadar tırmandığı en yüksek nokta. Rakipleri
ise genellikle ilk 50 dışında tenisçiler.
İki raket de 26 yaşında. Her
ikisi de 2006 yılında profesyonel olmuşlar. Şimdi bir sporcu yetişmesindeki
farkı anlıyor musunuz. Bu kızımız önündeki olanaklarla bundan daha iyi ne yapabilirdi
ki?
Çağla’nın çıkışını abartmanın en
başta ona yararı yok. Zira kızı biraz olsun izleyenler bunun eninde sonunda
gerçekleşeceğini görüyordu. Aynı hataya Marsel İlhan 70’lere yükseldiğinde
düşülmedi mi? Nerede şimdilerde bu raketimiz? Biraz da kendi hatalı kararları
ile 250’lerde. Ama bizim ülkemizde sahadaki oyuncunun yetenekleri yerine, ne
asıllı olduğunu daha merak eden yorumcular ve spikerler spor medyası içerisinde
yer buldukça, bir spor bakanının iyi niyeti neye yarar!
Çağla öncelikle iyi bir insan
oldu. Bu hırsı, olgunluğu, çalışma azmi ve antrenörü Can Üner’in sürekli daha
iyiyi arayışı ile yukarılara çıkacaktır. Yeter ki bulunduğu yerde patinaj
yapmasın. Böyle bir yükselişin önündeki en büyük engel bulunduğu yere
tutunamamak ve geriye kaymaktır. Aman dikkat.
Tenisi ile ilgili teknik
eksikliklerini de zamanla giderecektir. Servisini ve volesini geliştirmeye
mecburdur. Topu fevkalâde çabuk alması, soğukkkanlılığını hiç yititrmemesi ve
sürati onun hep artı değerleri. Bir leyleği andıran Kvitova ilk sette topun
gittiğinden daha çabuk geri gelmesiyle adeta travma geçiriyordu. Ama işte o
tecrübeyle çabuk toparlandı ve setin sonundaki en kritik anda Çağla hata
yaparken, o kendini toparlamıştı.
Kendilerine de hep söylediğim
gibi : “Çağla-Can devam!”
Hoşkalın.