Umarım Avustralya Açık 2017 Kadınlar Finalini izleyebildiniz ve yarın ki erkekler finalini izleyeceksiniz. Bunların zevkini doya doya çıkarın ve kendinizi çok şanslı addedin. Zira bunlar bir daha gerçekleşmeyecek.
 
Ne Williams Kardeşleri bir grand-slam finalinde bir daha göremeyeceksiniz. Tarihi bir olaya şahit olduk. Ne onların ne de Federer ile Nadal’ın  artık bir grand-slam finalinde daha karşı karşıya gelmeleri fevkalade zor.
 
Bugün Serena kazandı (64,64) ve çeşitli rekorlara imza attı. Hem Graf’la paylaştığı rekoru kırdı hem de birinciliği yine eline geçirdi. Venus kazanamaz mıydı? Ne servisi tuttu ne de geçmiş maçlarındaki riskleri aldı. Sahada eli daha yumuşak, daha estetik olan Venus idi. Ama bir grand-slam’de bunlar yeterli olmuyor. Daha güçlü ve sürekliliği olan kardeş haklı bir galibiyet elde etti.
 
Abla Venus pek zor bir yaşam geçirdi. Bırakmadı sporu. Sebat edip yine zirveye adım attı. Serena da badireler atlattı. Ama sonunda geldikleri yere bakın. Kenetlenmiş bir aile için bundan büyük bir mutluluk olur mu ? Kürsüdeki  Venus’ü dinlerken gözleri yaşarmayan kimse olduğunu hiç sanmıyorum. Helal olsun bu kadınlara… Helal olsun böyle bireyleri yetiştiren ana-babalara.

Yarın Nadal ile Federer’i izleyeceğiz. İki yaşayan efsane olacak ekranlarımızda. Fiziken daha yorgun olan Nadal geçmişin psikolojik avantajına sahip. Bu ikisi 34 kez karşılaşmışlar. 21’i finallerde ! Son 8 grand-slam finalinin altısını Nadal kazanmış. Avustralya’da oynadıkları finallerde ise yine İspanyol 3-0 ileride.

Rakibinin back-hand’ine vahşice yüklenecek, Federer de puanları kısa tutmaya, topları erken almaya çalışacak ve kontrolü rakibine vermemeye çalışacaktır.

Bence Federer ağır basıyor. Ama hangisi kazanırsa ikisi içinde sevineceğim. Ardından da bir yazı yazmayacağım. Zaten böyle maçları yorumlamak abesle iştigaldir. Karşınızda tenis dünyasının gelmiş geçmiş en iyi iki raketleri olunca final hakkında ne söyleseniz boş…

Hoş kalınız.