Tüm dünyamıza huzur, mantık ve esenlik dilediğimiz bir yeni yıl başladı. 2018’in ilk büyük turnuvası “Avustralya Açık”. Dünyanın öbür ucundaki bu turnuva son beş yıldır ardı sıra izleyici rekorları kırıyor. Bu yılın bir özelliği var. Ya Federer’in hakimiyetinde sürecek ya da umulmadık sürprizlere açık olacak. “Tenis gibi son top bitmeden belli olmayan bir sporda neden mi böyle bir saptama yapabiliyorsun” diye soracak olursanız nedeni çok basit. Çünkü ilk 10’daki oyuncuların çoğu en yaşlılardan kurulu ve çoğu da ya sakat ya da iyileşme sürecini hala atlatabilmiş değiller. Murray, Nishikori, Raonic ve Del Potro çekildi. Djokovic ile Wawrinka hala rehabilitasyon süreçlerini sona erdirebilmiş değil. Keza Nadal hala büyük bir sual işareti… Büyük olasılıkla çekilecek.


Bu olguyu Roger Federer gazetecilere şöyle açıklamıştı*: "ATP Tour şimdilerde çok daha yaşlı. Oyuncuların çoğu 30 civarında. Bir süre önce 30 yaşına gelen bir tenis-profesyoneli emekliliğini istiyordu. Edberg ya da Sampras gibi 29 yaş civarına gelenler o zamanlarda tenisten sonrasını planlamakla meşguldü. Şimdilerde hepimizin 36’ya kadar oynamasını bekliyorsunuz. Birimiz 40 olsak bu kez 40’a kadar oynamamızı bekleyeceksiniz. 31’indeki bir tenisçi sakatlandığında bu nasıl mümkün diyorsunuz?"

Halbuki bu çok normal. Bir süre uzaklaşır ya da rehabilitasyon sürecinizi iyi değerlendirerek dönerseniz önünüzde birkaç yıl daha olabileceğini anlarsınız. Bana göre bu olgu bir yandan kaderdir. Öbür yandan ise bazı oyuncuların yanlış planlama yaptıkları şüphesiz.”

Daha fazla puan toplamak için bir turnuvadan diğerine koşuşturmak hep başarılı sonuçlar yansıtmayabilir. Yaş aldıkça turnuva takviminizi daha sağlıklı oluşturmanız gerekir. Turnuva takvimi uzun yıllardır neredeyse aynı. Pek değişmedi. Bu yoğunluğu ilerleyen yaşınıza rağmen sürdürmek sakatlığa davet çıkarmak gibidir.

Şüphesiz olan sakatlıklar herkesin başına gelebilir. Ancak ABD’de ortaya çıkarılan bir gerçek var ki çift-elli vuruşlarda bilhassa destek görevi gören bilek zamanla sakatlanabiliyor. Nadal (31), Djokovic (30), Nishikori (28), Raonic (27), Tsonga (32) ve Murray (30) kariyerleri boyunca hep bilek sakatlıklarından çok çektiler. Hele zavallı Del Potro’nun bileğinden geçirdiği ameliyatlar saymakla bitmez. Bu oyuncuların hepsi de çift-elli vuruşlara sahip. Halbuki Federer, Dimitrov ve Wawrinka gibi tek-elli vuruşların sahipleri hiç bilek rahatsızlığına uğramadılar. Gittikçe güce dayanan teniste böyle sakatlıkların artması son derece doğal. Yakında tenisçiler tek elli vuruşlara dönerler mi acaba?

Günümüzde ilk 20 tenisçi arasında 10’u 30 ve üstü yaşlarda. Halbuki on yıl önce yani 2008’de sadece iki raket 30 ve üstüydü. Carlos Moya (31) ve Guillermo Canas (30). Yirmi yıl önce ise yani 1998’de sadece bir tenisci 30 yaşındaydı (Thomas Muster).

Ancak unutulmaması gereken bir önemli olgu da 2005 yılındaki ABD Açık finaliydi. Evet dört setlik finalin şampiyonu 23 yaşındaki Roger Federer idi ama finaldeki rakibi ise 35 yaşındaki Andre Agassi'ydi. İşte onun bu yaşta böyle bir turnuvada finale çıkması tenisçiler arasında “Agassi Etkisi”ni (Agassi Effect**) yarattı. Oyuncular, o gün, ileri yaşlarda da başarılı olabileceklerini anladılar.

Hoşkalınız.

(*) Daily Telegraph
(**) Brad Gilbert Talks
(***) Kadınlarda ise Serena Williams, Monica Keys, Sloane Stephens ve Timea Bachinsky şimdiden çekildiklerini açıkladılar.