Her röportajında Wimbledon’ı kazanmanın çocukluk hayali olduğunu belirten Ashleigh Barty, bugün finalde Karolina Pliskova’yı yenip Wimbledon şampiyonu olarak en büyük hayalini gerçekleştirmiş oldu. Karolina Pliskova’nın Grand Slam tacı ise başka bir bahara kaldı. Pliskova turun en önemli ve üst düzey oyuncularından birisi, son beş seneyi sürekli olarak ilk 10 sıra içinde geçiren, büyük bir servis ve vuruş kalitesine sahip olan Çek oyuncu, tüm majör turnuvalarda yarı final gördüğü gibi, WTA seviyesinde de 16 şampiyonluk ve 14 final ile oldukça parlak bir kariyere sahip, bir başka deyişle Pliskova turdaki çoğu oyuncuya fazla gelebilecek özellikleri olan bir tenisçi zaten kendisi de yıllardır bunun konforunu yaşıyor.

Ancak Çek oyuncunun önemli zaafları da bulunuyor, kort içinde çok hareketli olamayan, uzun boyundan ötürü kısa toplara gerekli reaksiyonları veremeyen ve ralliler uzadıkça hata oranı artan Pliskova, karşısında bu negatif özellikleri değerlendirebilecek bir rakip bulduğunda dağılabiliyor. En yakın örnek ise bu sene Roma finalinde Iga Swiatek’e 6-0 ve 6-0'lık iki setle yenilerek turnuva tarihine geçmesi oldu. Çek oyuncu Grand Slam turnuvalarında da ne zaman final seviyelerine gelerek şampiyonluk beklentisine girse karşısına Halep, Kerber, Osaka veya Barty gibi onun bu zaaflarını fazlasıyla sömürebilecek en ters rakipler geliyor, bu da Pliskova’nın laneti olsa gerek.

Barty’nin Kalitesi
Wimbledon finalinde de benzer bir gelişme oldu ve Pliskova’nın karşısına yine tanıdık ve çözülmesi zor bir problem olarak Ashleigh Barty geldi. Çok etkili servislerinin yanı sıra forehand, backhand, kısa top, file önü vuruşları gibi literatürdeki her vuruşu rahatlıkla yapabilen Barty, turdaki vuruş portföyü en geniş oyunculardan birisi. Finalden önce Barty’nin Pliskova’yı kortta koşturup, kısa top ve slice vuruşları ile dengesini bozacağını ve bunları güçlü servisi ile destekleyip rahat bir galibiyet alacağını düşünüyordum. Pliskova’nın bu tuzaktan tek çıkışı yarı finaldeki servis performansını vuruş kalitesi ile destekleyip nispeten kolay puanlarla sonuca gitmek olabilirdi.

Maç aynen bu senaryoda başladı ancak Barty’nin servisleri yeterince çalışmayıp ilk servis kalitesi ve oranı düşük olunca, Avustralyalı oyuncu servis oyunlarında zorlandı ve bu durum kısa sürede 4-0 Barty lehine gelen ilk setin uzamasına, ikinci setin de tie break ile Pliskova’ya gitmesine sebep oldu. Final setinde Pliskova’nın servisini devreye sokarak daha sabırlı oynaması gerekiyordu ancak bir türlü devreye giremeyen servisler ve yapılan kritik hatalar 4-1’e gelen setin bir daha Pliskova’ya dönmesine izin vermedi ve bu şekilde final setini 6-3 ile alan Barty Wimbledon tek kadınlar şampiyonluğunu 40 yıl sonra yeniden Avustralya’ya götürmeyi başardı.