Aryna Sabalenka yükseliyor, rakiplerini ürkütecek ölçüde kuvvetli fizik yapısı, bu yapının ürettiği ve Sabalenka’nın korta yansıttığı “ güç “ kendisi hakkında ilk dikkati çeken detaylar. Maçın belirli bölümlerinde çıktığı seviye inanılmaz; etkili “Federer servisleri“, forehand winner, backhand winner, kısa toplar, tenisle ilgili akla ne geliyorsa Sabalenka bu bölümlerde karışık olarak uyguluyor. Rakiplerinin bu yıkıcı güç ve yüksek tenis seviyesine karşılık verebilmesi mümkün olmuyor. Belaruslu raket bu şekilde son 6 ayda pek çok ilk on oyuncusunu yendi ve geçen haftada da kariyerinin ilk Premier turnuva şampiyonluğunu kazandı. Dün de Çin Açık’ta Muguruza’yı 2-0’la geçen Sabalenka yoluna devam ediyor. 

Belaruslu raket oyun tarzı olarak Ostapenko’yla benzerlik gösteriyor. Sürekli olarak oyunu dikte etme stratejisi ve agresif tarzı beraberinde hataları ve kopuklukları da beraberinde getiriyor. Ancak Sabalenka’nın Ostapenko’ya oranla çok daha kompakt olduğunu belirtmek gerek, Ostapenko aynı turnuvada Çinli rakibine ikinci turda 6-0’lık iki setle mağlup oldu, böylesine dip noktaları ve tuhaf skorları Sabalenka’dan görmek pek mümkün değil. Ancak bütün pozitif özelliklerine rağmen Belaruslu raketin de maç içerisinde çok fazla iniş çıkışlar yaşadığını da unutmamak gerek. Bu durum özellikle grand slam'ler için şimdilik soru işaretleri yaratıyor.

BU OYUN MAJÖRLER İÇİN YETERLİ Mİ?

Turda oyuncuların maç içerisindeki performanslarını 1-10 puan arası bir skala olarak düşünürsek, bazı oyuncuların performanslarının çok dalgalı olduğunu, mesela bu skalada 3-9 puan arasında gidip geldiklerini görüyoruz. Hatta aynı puanlamayı haftalık ve aylık form durumları üzerinden de yapabiliriz. Sabalenka’nın da içinde bulunduğu bu grubun maç veya dönem bazında formlarının aydınlık tarafında olduğu dönemde her türlü parlak skoru almaları hatta şampiyonluklar kazanmaları mümkün olabiliyor. Ancak karanlık tarafa geçildiği zaman arka arkaya çok olumsuz sonuçların olduğu bir dönem gelebiliyor, bu tenisçilerin en büyük örneklerinden biri Garbine Muguruza. İspanyol tenisçi son iki senede bu şekilde pek çok turnuvaya kendi kalitesinin altındaki oyunculara yenilerek ilk turlarda veda etti.
  
Tüm yeteneklerine ve oyun seviyelerine rağmen Sabalenka, Ostapenko, Muguruza tarzı tenisçilerin panzehirleri de maç içerisinde performansları ağırlıklı olarak aynı skalada 5-8 seviyelerinde gidip gelen oyuncular. Bu grup belki dokuz seviyesine çıkmıyor ama kolay kolay beşin altına da inmiyor. Sloane Stephens, Naomi Osaka bu grubun en iyi örneklerinden. Maçın belirli bölümlerinde yaratılan fırtına ve üst düzey tenis bu oyuncuları yenmek için yeterli olmayabilir. Örneğin standart ve stabile yakın bir oyun seviyesi olan Stephens 4-1 aleyhine olan seti karşı tarafın en ufak konsantrasyon kaybında çok kısa sürede 5-4 lehine bir duruma çevirebilir. Bu durumda ise kazanmak için başka çözümler bulmanız gerekecektir.

Dolayısıyla etkili görüntüsüne ve çok fazla kozu olmasına rağmen Sabalenka’nın oyunu majörlerde çeyrek final ötesi için halen yeterli değil, daha fazlasına ihtiyacı var. Herşeyden önce Belaruslu raketin daha büyük hedefler için maç içerisinde bölümler arasındaki oyun seviyesi farklarını azaltması ve birbirine yaklaştırması gerekiyor. Bu şekilde oyunu daha kompakt bir hale gelerek yıkıcılığı artacak. Ayrıca hatalar da azalacağı için mental seviyesini daha uzun sürelerde pozitif yönde tutabilir. Özellikle majörlerde 4.tur sonrasında daha tutarlı ve istikrarlı bir oyun yapısı gerekiyor, Sabalenka eğer oyununu bu yönde geliştirebilirse özellikle 2019 Wimbledon ile beraber yepyeni bir şampiyon adayını seyretmeye başlayabiliriz.