PARİS
Roland Garros’ta en dikkat çeken gruplardan biri top toplayıcı çocuklar, özel olarak seçilen ve disiplinli bir şekilde yetiştirilen bu çocuklar çoğu zaman tenisçiler kadar ilgi görüyor. Her sabah güne bu çocukların özel bir ritüeli ile başlıyoruz.  Saat 09.30’a doğru tüm top toplayıcı çocuklar, kort bölgesinde marş söyleyerek biraz askeri birlik tadında 5-6 dakikalık bir koşu yapıyorlar. Her gün tekrarlanan bu ritüel gerçekten çok etkileyici. 

ÖZEL OYUNCULARIN ÖNEMİ
İkonik ve özel oyuncuların tenis için ne kadar önemli olduğu ise Roland Garros’ta daha iyi anlaşılıyor. Maçlar her gün saat 11.00’de başlıyor, seyirciler içeri saat 09.00’dan itibaren alınıyor. Öğlen 12.30-13.00 gibi olimpiyat köyü tarzında büyük bir alan olan kort bölgesini mahşeri bir kalabalık sarıyor. Ancak Çarşamba günü her zamanki sayının iki katı kadar bir kalabalık insan grubu daha sabah saat 11.00’de kort bölgesini doldurmuştu çünkü o gün Federer ile Nadal’ın arka arkaya maçları vardı. Zaten o iki maçta panayır yerine döndü sadece Federer’in ana korttaki maçını yaklaşık 13.000 seyirci izledi. Aynı etki Djokovic için de geçerli, yine Del Potro da çok sevilen ve ilgi gören, nerede olursa olsun dolu tribünlere oynayan bir oyuncu. 


Kadınlarda ise Serena Williams tam bir fenomen, Amerikalı tenisçinin dünkü maçını yaklaşık 10.000 kişi izledi, onun maçından sonraki Belinda Bencic maçında 500 kişi bile yoktu. Her zaman dile getirdiğim “birbirine benzeyen oyuncuların“ her sporda olduğu gibi tenisin de geleceğindeki en büyük tehlikelerden biri olduğu zaten bu tablodan açık bir şekilde görülüyor. Özellikle kadınlardaki seyirci durumu çok sıkıntılı örneğin Salı günü geçen senenin şampiyonu Simona Halep 15.000 kişilik ana kortta 1.000 kişiye oynadı. Tabii ki özel durumlar da yok değil, Fransız ve Japon oyuncuların her maçı dolu tribünlere oynanıyor. Naomi Osaka da bu etkiden nasibini alıyor, basın toplantıları bile açık ara en kalabalık tenisçi olan Japon oyuncu, kendisi karakteri gereği hiç hoşlanmasa da iki grand slam şampiyonluğu ve Uzakdoğu etkisi ile koşar adım fenomenliğe doğru gidiyor, bunu Fransa’da açıkça gördük. Ancak genel anlamda tenisin 3-4 sene sonrası için yeni jenerasyon ikonik ve özel oyunculara ihtiyacı var. 

Kısaca programa ve maçlara bakarsak; bugün Del Potro- Nishioka maçında Potro’nun ayağı kayıp sakatlık geçirdiği dizi hafif burkulunca, bir süre acaba bırakacak mı endişesine kapıldık ancak Arjantinli oyuncu devam etti ve maçı kazanarak üçüncü tura yükseldi. Ancak 5 set sonunda kazanabilen Potro için turnuva bitmiş olabilir çünkü kısa toplara bile gidemeden çok ekonomik bir şekilde idare ederek maçı bitirebildi. Wawrinka dün harika bir tenis oynayarak kazandı, bu performans onun adına çok önemli. Djokovic, Zverev, Thiem ve Tsitsipas gibi favori grubu ise ikinci tur maçlarını kazanarak son 32'ye kaldı. Erkeklerde sular ikinci hafta başından itibaren ısınmaya başlayacak gibi görünüyor. Kadınlarda ise Serena, Muguruza ve Stephens dışında hemen hemen tablonun üst tarafındaki tüm tenisçiler çok zorlanıyor. Örneğin ilk turda olduğu gibi Osaka bugün de elenmenin eşiğinden döndü, Halep de aynı şekilde çok zorlanarak üçüncü tura yükseldi. Dolayısıyla kadınlar eşleşmelerinde doğal olarak üçüncü tur ile beraber daha fazla sürpriz ve ilginç sonuçlarla karşılaşabiliriz. 



SAFAROVA'NIN VEDASI
Son olarak Roland Garros bugün bir vedaya tanık oldu. Lucie Safarova tenis kariyerini 2019 Roland Garros'la noktaladı ve kendisi için Caroline Garcia - Anna Bilinkova maçından önce Court Chatrier’de özel bir tören düzenlendi. Törende, "Tenis kariyerimi benim için en özel olan turnuva ile bitirmek ve son maçımı burada oynamak istedim" diyen Safarova, Roland Garros’ta teklerde 2015 yılında final oynamış; çiftlerde ise 2015 ve 2017’de şampiyon olmuştu.