Erkekler tenisi tabloyu domine eden oyuncular sebebiyle daha statik ve durağan bir durumda bulunuyor. Kadınlarda ise daha az öngörülebilir ve hareketli bir yapı var.  Ancak Avustralya Açık’ın ardından gelen ve aynı zamanda yılın en önemli turnuvalarından olan Indian Wells ve Miami Açık’ta hem erkekler hem de kadınlar tenisi adına çok önemli kapılar açıldı. Tenisin önümüzdeki 15 yılını oluşturacak yeni jenerasyon oyuncular artık iyiden iyiye kapıyı çalmaya ve varlıklarını hissettirmeye başladılar. İki turnuva sonucunda Roger Federer dışında artık üç yeni masters şampiyonu var, bu oyuncular; Dominic Thiem, Bianca Andreescu ve Ashleigh Barty. 

INDIAN WELLS
Öncelikle Indian Wells ile başlayalım. Genel olarak bir değerlendirme yaptığımızda Bianca Andreescu turnuvanın parlayan yıldızı oldu. Kanadalı tenisçi henüz 18 yaşında olmasına rağmen tüm disiplinlerde, savunma ve hücumda çok nitelikli bir performans sergiledi. En önemlisi oyunundan ziyade genç tenisçinin mental seviyesi yaşına oranla çok ileri bir seviyede bulunuyor. Indian Wells gibi 5. grand slam olarak nitelendirilen bir turnuvada final maçında Angelique Kerber gibi 3 majör şampiyonluğu bulunan sert bir oyuncuya karşı fiziksel sıkıntılar yaşamasına rağmen özellikle zihinsel olarak hiç geri adım atmaması ve kararlılığı, yaşı ile orantılı baktığımızda kortlarda çok fazla rastlanan bir durum değil. Zaten kendisine finali kazandıran ve oyununu yönlendiren en önemli faktör de bu kararlı yapısı oldu. Ayrıca Kanadalı tenisçinin çok retro bir görüntüsü de var. Kendisi bazen Arantxa  Sanchez Vitario oluyor sonra Martina Hingis’e geçiş yapıyor ardından birden günümüze gelerek Serena Williams olabiliyor. En büyük problemi ise sakatlığa çok müsait bir fiziksel yapısı olması, kariyerinin devamında en büyük rakibi sakatlıklar olabilir. Ancak kesin olan bir şey var ki Andreescu turda hiç kimsenin karşılaşmak istemeyeceği bir oyuncu haline gelecektir, büyük potansiyeli ile herkesi yenebilecek durumda. 

Yeni nesil oyuncular içerisinde erkekler tenisindeki dominasyondan en fazla etkilenen ve büyük turnuva şampiyonluğu kaybeden tenisçi Dominic Thiem. Kendini tenise adamış, çalışkan Avusturyalı’nın bugüne kadar karşısına sürekli olarak tüm majör ve masters final & yarı finallerinde Nadal, Federer veya Djokoviç üçlüsünden biri çıktı. Özellikle toprak kortta turda Nadal’dan sonra belki de en iyi oyuncu olan Thiem bu sebeple bugüne kadar masters veya majör şampiyonluğu kazanamadı. Kaderin cilvesi Indian Wells finalinde Thiem’in karşısına yine Federer geldi. İlk seti İsviçreli oyuncu alınca Avusturyalı tenisçi için yine aynı sonuç mu olacak diye düşündük ama önce 2.seti sonra da final setini kazanan Thiem ilk masters şampiyonluğuna ulaştı. İlk şampiyonluğunu Indian Wells gibi özel bir turnuvada kazanmış olması onun adına çok anlamlı oldu. Bu şampiyonluğun özellikle toprak kort sezonunda ve Roland Garros’ta Thiem’e önemli bir ivme katacağını düşünüyorum. 

Şampiyonları bir kenara bırakırsak; Indian Wells’te özellikle kadınlarda ön plana çıkan oyuncular oldu. Belinda Bencic’in yükselişi devam ediyor. Dubai şampiyonluğundan sonra Indian Wells’te de Dubai’de açığa çıkarmaya başladığı oyun gelişimlerini devam ettirdi. Çek Cumhuriyeti’nden 18 yaşındaki Marketa Vondrousova çok önemli bir potansiyel. Indian Wells’te sırasıyla Kasatkina, Ostapenko ve Halep’i eledi. Önümüzdeki dönemde adını sıkça duyabiliriz. Tablonun negatif tarafında ise Garbina Muguruza var. Kariyerinde belirli bir istikrarı bir türlü yakalayamayan İspanyol tenisçi Indian Wells’te de Kiki Bertens’i geriden gelip 2-1’le geçtiği maçın ertesinde Bianca Andreescu’tan sadece 1 oyun alabildiği maçı 6-0 ve 6-1 lik setlerle kaybederek tahmin edilemez trendini devam ettirdi. 

MIAMI OPEN
Indian Wells’in hemen arkasından başlayan Miami Open özellikle erkekler tarafında genç oyuncuların ön plana çıktığı bir turnuva oldu. Erkeklerde çeyrek final tablosunda 18-22 yaş arasında 4 oyuncu vardı. Borna Coric bu dörtlü grup içerisinde belki en kıdemlisi. Shapovalov nihayet kendisinden beklenen performansı gösterdi ve yarı final görmeyi başardı. Daha standart bir oyun seviyesi yakalayabilirse çok daha iyisini yapacaktır. Diğer iki genç oyuncudan biri olan Tiafoe’da 2018 başından bu yana yavaş yavaş bu seviyeleri test etmeye başlamıştı. Ancak genç oyuncular içinde en çarpıcı olan Kanadalı Auger Aliassime’in performansı oldu. Yarıfinale kadar gelen Kanadalı tenisçi, Isner’e 2 tiebreak sonucu kaybederek bir bakıma foto-finişte final şansını kaybetti. 

John Isner geçen yılın şampiyonu olarak zaten genel anlamda Miami Open’da başarılı olan ve istediği oyunu oynayabilen bir oyuncu. Roger Federer ise artık oyunu, vücudunu, kaybedeceği, kazanacağı ortamları, maç içerisindeki aralık kapıları çok iyi biliyor. Final maçında Isner’in en etkili silahı olan ilk servisini oyuna sokamamasının getirdiği tedirginlik ve hatalar ilk setin kısa sürmesine sebep oldu. Her ne kadar Amerikalı oyuncu 2.sette genel durumu biraz daha toparlasa da Federer bu sette ilk bulduğu fırsatı değerlendirerek şampiyonluğa uzandı. 101.tekler şampiyonluğuna ulaşan İsviçreli tenisçi bu şekilde toprak sezonu öncesi dönemi çok iyi değerlendirmiş oldu.   

Ashleigh Barty 2014 yılında krikete yoğunlaşmak istediği için tenis kariyerine ara vermişti. 2016 yılında tekrar tenise geri döndü ancak Miami Open’da kazandığı şampiyonluğu görünce kayıp olan 2 seneye üzülmemek elde değil. Avustralyalı tenisçi turda çok fazla oyuncuda olmayan oyun sezgisi yeteneğine sahip ve bu yeteneğini oyunu rakibinin özelliklerine göre kurgulamakta başarı ile kullanıyor. Final maçında kısa slice vuruşları ve etkili returnleri ile Pliskova’yı epey zorladı. Miami onun ilk masters şampiyonluğu ve artık bir ilk 10 oyuncusu olan Barty için önümüzdeki toprak kort sezonu ve sonrasında da Wimbledon çok belirleyici olacak. Özellikle son 6 aydır oyunundaki olumlu gelişmeleri gözönüne alırsak, Barty bu dönemi pozitif geçirebilirse yılı ilk 5 içinde bitirebilir.      

Ve sezonun devamı… Erkeklerde üç grup oluştu; Federer, Dkojoviç ve Nadal’ın içinde bulunduğu domine oyuncular, bunların hemen altında yeralan “ başaltı grubu “ ve genç oyuncuların oluşturduğu grup. Alexander Zverev artık genç oyuncular kategorisinde yalnız değil, başını Tsitsipas’ın çektiği Coric, Khachanov, Shapovalov, Auger Aliassime, 
Tiafoe, Alex De Minaur gibi yeni nesil oyuncular 2019’da belki masters veya majör turnuva kazanamayacaklar ama şampiyonluk yolları bu genç oyuncuların önünden geçecek ve şampiyonluklarda belirleyici olacaklar. Bu anlamda yeni jenerasyon tenisçilerin bu yıl pek çok favori isme sürprizler yapabileceklerini düşünüyorum. 

Kadınlarda ise daha farklı ve karmaşık bir yapı var. Serena Willams gibi bir yıldız, Halep, Wozniacki, Kvitova, Karolina Pliskova, Kerber gibi tecrübeliler, Naomi Osaka, Sloane Stephens gibi her an herşeyi yapabilecek oyuncular ve Svitolina, Barty, Sabalenka gibi üst tarafı çok zorlayacak tenisçilerin varlığı kadınlar tenisini çok bilinmeyenli bir denklem haline getiriyor. Ancak yine de sadece yakın döneme bakarsak toprak kort sezonunda ve Roland Garros’ta Simona Halep’in tüm gruptan bir adım önde olabileceğini söyleyebiliriz.  Toprak sezonunun sonrası ise her türlü süprize ve isme açık durumda. Majörlerde tecrübe daha fazla ön plana çıkıyor ama özellikle Wimbledon’da yepyeni bir grand slam şampiyonunu izleyebiliriz.