Roger Federer sanki
en iyi senelerinden birini geçirdiği yetmiyormuş gibi Wimbledon
başladığından beri de her geçen maç ile formunu daha da
yükseltti. Milos Raonic'e karşı oynadığı son sette uzay tenisi sergileyen İsviçreli yıldız, Çek raket Tomas Berdych'e karşı da kaldığı
yerden devam etti.
Aslında rakibini yenebilecek güçlü vuruşları ve servisi cephanesinde bulunduran
Berdych, Federer'in erkenden başlayan servis ve forehand taaruzundan
onları kullanacak fırsat fazla bulamadı. Nitekim Federer daha
beşinci oyunda 2-2 iken, Berdych'in servisini kırdığında rahat
bir galibiyete doğru gider gibiydi.
Bu noktada bir durup
size bu oyunun son puanından bahsetmek isterim. Bir şekilde bulup
izlemenizi özellikle tavsiye ederim. Tekrar ediyorum, bahsettigimiz
puan ilk set 2-2 oyununun en son puanı, yani Federer'in Berdych'in
servisini ilk defa kırdığı puan.
Tomas Berdych iyi bir
servis atarak oyuna başlıyor ve Federer ancak forehand ile bloke
ederek çevirebildiği için, Çek tenisçi o andan itibaren puana hakim
gözüküyor. Ama gelin görün ki, sekizinci vuruşta Federer birden
tempo değiştirip gibi alçak kalan bir slice backhand ile puanı
tamamen kendi lehine çeviriyor. Yani o vuruş sayesinde ustalıkla defanstan
ofansa geçiyor. Bunun neticesinde dokuzuncu vuruştan itibaren
puanın çehresi tamamen değişiyor. O vuruşa kortun içine girip dizlerini tamamen kırarak slice ile cevap vermek zorunda kalan
Berdych’i Federer o saniyeden itibaren adeta konfor bölgesinin
dışına ittikçe itiyor.
Berdych’in tek el backhand slice’inin
kuvvetli vuruşu olmadığını bilen Federer, bir sonraki topun
etkisiz olacağını sezerek onuncu vuruştan evvel kortun içine
giriyor, forehand vurmak için kendi backhand tarafına çabuk
bir-iki adım atıyor ve forehand vurmaya hazırlanıyor. Nitekim
gelen vuruşa forehand’i ile Berdych'in backhand köşesine vurarak
rakibini köşeye uzanmaya zorluyor. O topu Berdych zar zor geri
çeviriyor yükselterek ama yine de derin göndermeyi beceriyor. Ama
Federer almış bir kere dizginleri eline bir daha bırakır mı?
Geriden gülle gibi bir forehand ile tekrar Berdych’i backhand
köşesine adeta hapsediyor. O topun yine kalkarak geleceğini
önceden görebilen Federer, kortun iyice içine girip bu sefer topu
havadayken yakalıyor ve spin vole ile boşalmış olan deuce
tarafına topu öldürüyor. İşte bu puanda her tür beceri var.
Sert, iyi bir
servise cevap var, spin vuruş var, slice vuruş ile ritm bozma var,
tempo ve yön değiştirme var, müdafaadan hücuma geçiş var, bir
de çilek üstüne kremaymış gibi havada vurulan, zorluk seviyesi
yüksek bir forehand spin ile bitiriş var. Ayrıca akıl var,
strateji var, bacak çabukluğu ve seziş gücü var. Bunu ancak
Federer gibi komple donanımlı oyuncular becerebilir ve bunlardan
fazla yok tenis dünyasında.
Ama majör
turnuvalarda önceden Federer'i birden fazla yenme başarısını
göstermiş ender oyunculardan biri olan Berdych, kolay lokma
olmadığını 4-3'te servis kırıp tekrar skoru eşitleyerek
gösterdi. Aslında Federer en vasat oyununu oynadı da diyebiliriz
zira maç boyunca yaptığı dört çift hatadan
ikisini bu oyuna sığdırdı İsviçreli raket. Üstelik 30-30 ve kırma
puanı gibi önemli anlarda yaptı bunu. Ayrıca 15-0'da da herhalde
tenis oynamış herkesin rahatlıkla basit hata kategorisine
sokabileceği bir forehand kaçırdı, ama nasıl olduysa Wimbledon
istatistiklerine "forced error" (yani zorlayan hata) olarak
geçti. Yine de Berdych'in iki deuce puanında yaptığı zor
return'ler için kendisinin hakkını verelim ve maçın analizine
devam etmeden evvel bu biraz evvel değindiğim basit veya zorlayan hata istatistiklerindeki sorun hakkında bir parantez açalım.
Wimbledon
istatistikçileri basit hata konusunda çok cimri, daha doğrusu
basit hata sayılabilecek birçok vuruşu kayıtlara zorlayan hata
olarak geçiriyorlar. Mesela her türlü passing shot denemesi, ister
çok basit olsun, sırf rakip filede diye puan kaybedildiğinde zorlayan hata olarak geçiyor. Ayrıca ikinci servislere yapılan
return'lerdeki hatalar da kayıtlara zorlayan hata olarak geçiyor.
Halbuki bunların bir kısmı oyuncuların uyurken bile içeri
kaçırmamaları gereken vuruşlar. Ondan sonra tabii çok ilginç
istatistikler meydana gelebiliyor. Mesela devamlı fileye gelen bir
oyuncuya yenilen tenisçi bile çok az hata yapmış gibi gözüküyor
her ne kadar rakibini filede rahatça geçmesi gereken vuruşları
kaçırmış olsa da. Bunun en güzel örneğini (seçtim net olması
için yoksa bir hayli var) Mischa Zverev ile Roger Federer'in maçından
ilk set Zverev 1-2 geride iken 0-15 puanında görebilirsiniz. Zverev
servis atıp fileye geliyor. Ayaklarının dibine inen return'u
yükseltiyor ve Federer'e penaltı atar gibi passing shot vurmak
kalıyor. Ama Roger fileye kaçırıyor forehand'i ve bu kayıtlara zorlayan hata olarak geciyor. Wimbledon istatistikleri adına bu
tutumlarını kendi kayıtlarımıza "kötü hata" olarak
geçelim ve parantezi kapayıp maça dönelim.
İlk set nihayet tie-break'e varıyor. O ana kadar oynadığı üç tie-break'i de
kazanmış olan Federer yine vitesi tekrar yükseltip bu tie-break'te
de üç puanı direkt servisi ile alırken bir dördüncüsünü yine
ilk servisi ile hazırladığı bir sonraki vuruşunu devamında
alıyor. Hatta seti kazandığı puana kadar Federer, tie-break'teki
beş servis puanına da ilk servis ile başlıyor. Diğer yandan
Berdych, beş defa servis atma şansı bulduğu tie-break'te üç defa
ikinci servise kalıyor. Halbuki maç boyunca 9 ace atıp hiç çift hata yapmayan Berdych'in iyi bir servis performansı
gösterdiğini kimse inkar edemez. İşte elit oyuncu ile ilk 10
oyuncusunun arasındaki farkı ortaya bu gibi detaylar çıkarıyor.
Neden Federer'in şu ana kadar Wimbledon'da oynadığı beş
tie-break'i de seviyesini yükselterek kazandığını merak edenler
varsa bu verilere bakabilirler.
İkinci sette de
yine tie-break’e hemen bakalım. Neye dikkatinizi çekeceğimi
herhalde tahmin ettiniz. Beş servis atma puanının dört tanesine
ilk servis ile başlayan bir Roger, diğer tarafta altı servis atma
puanının dört tanesinde ikinci servise kalan Berdych. Ve yine
Federer lehine biten bir tie-break daha.
Son bir oyunu daha
ele alıp, analizi bitireyim. O da Federer'in Berdych'in servisini
kırıp rakibine yarı final kapılarını tamamen kapadığı üçüncü
setin yedinci oyunu. Her ne kadar biraz evvel tie-break'lerde
Berdych'in ilk servis konusunda Federer'in ne kadar gerisinde
kaldığından bahsetmiş olsak da sanırım hiç kimse Çek raketin
maçın geri kalan kısmında ne kadar iyi servis performansı
gösterdiğini inkar edemez. Önemli yerlerde çok iyi servisler ile
direkt puanlar alan Berdych, Federer'i zaman zaman kendi servislerini
kazanması için baskıya uğratmadı değil. Ama bakın üçüncü
setin 3-3 oyununda (şu meşhur "yedinci game" dedikleri)
ne oluyor:
1) Berdych gayet
sert ilk servis atıyor ama Federer çok iyi bir refleks ile derin
return yapıyor ve dengesiz yakalanan Berdych backhand'ı dışarı
atıyor: 0-15.
2) Berdych'in ikinci
servisine Federer agresif return yapıyor ve puana giriyor, sonra
Berdych'in hatası geliyor: 0-30
3) Berdych'ten
harika servis, Federer yine de çeviriyor bir sonraki vuruşta lobu
dışarı atıyor: 15-30
4) Berdych'ten
dışarıya çok iyi ikinci servis, Federer'den aynı güzellikle
keskin çapraz return, sonrasında Berdych kazanıyor puanı: 30-30
5) Berdych'in ikinci
servisine Federer kortun içine girip spin return ile puana giriyor
ve devamında kazanıyor: 30-40
6) Berdych ikinci
servisi Federer'in vücuduna atıyor, çizginin içine girmiş olan
Roger bana mısın demiyor, bir adım sola kayıp backhand'i ile
agresif return yapıyor ve Berdych'ten hata geliyor: oyun ve 4-3
Federer.
Bu seride bir şey
dikkatinizi çekti mi? Evet diyeceksiniz ki yine en önemli oyunda
Berdych altı puandan sadece ikisinde ilk servisini içeri
sokabilmiş. Haksız da olmazsınız. Ama ayrı bir konuya dikkat
edelim. Maç boyunca ya ace ile ya da direkt puan ile servisten tonla
puan alan Berdych'e bu oyunda Federer hiç bedava puan vermiyor. Altı
puanın tamamında, değişik servisler ile karşılaşmasına rağmen
(vücuda, dışarıya, sert, spin) hep topu oyuna sokuyor. Berdych
iki set geride ve hayatta kalabilmek için son direncini göstermeye
çalışırken, Federer ona adeta "kolaysa her puanı çalışarak
kazan bakalım, sana bedava puan yok" diyor. Baskıyı
arttırıyor. Hepimizin gördüğü gibi Berdych baskıya dayanamadı,
servisini kaybetti ve ondan sonra sonunu bildiğimiz bir film gibi
son iki oyunu seyrettik hep beraber. 7-6, 7-6, 6-4 biten maçın
öyküsünü bilmek isteyen işte bahsettiğim iki tie-break ve üçüncü
setin yedinci oyununu seyretsin yeter. Ama öykünün dışında,
kaliteli bir tenis maçı izlemek isteyen ise tamamını tekrar
seyredebilir.
Zaten Federer'in
kendisi de ne kadar kilit anların oyuncusu olduğunun farkında ise
vay rakiplerinin haline. İsviçreli medya mensubunun kendine olan
güveni hakkındaki sorusuna verdiği cevap her şeyi anlatıyor:
"İki tie-break ve önemli puanlarda oynadığım puanlar kendime
olan güvenimin iyi olduğunun kanıtlıyor zaten."
Pazar günü Marin Cilic'i
çok zor dakikalar bekliyor ama elbette Roger Federer'in bu form düzeyini hisseden
ilk ve tek tenisçi olmayıp, kendisinin de dediği gibi bu düelloya hazır olacaktır. Bize de zevkle seyretmek kalır.
Mert Ertunga - Wimbledon