Kadınlar tablosunun geldiği durumu görünce Simona Halep acaba Romanya’daki evinde turnuvayı seyrederken ne düşünüyordur, herhalde turnuva öncesi yaşadığı sakatlığa daha çok üzülmüştür. Tabloda daha 4.tur maçları gelmeden neredeyse ilk 20 sıradan oyuncu kalmadı. En son gelinen noktada Zidansek, Pavlyuchenkova, Krejcikova ve Sakkari yarı finale kaldı, bu dörtlünün ortak özelliği ise tüm oyuncuların ilk grand slam yarı finallerine çıkacak olmaları oldu. Dolayısıyla kadınlarda artık yeni bir majör şampiyonumuz var. 

Zidansek- Pavlyuchenkova arasında oynanan günün ilk yarı final maçında iki oyuncu da dikkatli bir oyun sergiledi ancak turnuva genelinde olduğu gibi karar puanlarında daha istikrarlı olabilen Pavlyuchenkova belki de kariyerinde çok geç kalmış ilk finaline ulaştı. Zidansek sadece forehandi ile bu seviyede bir yere varamayacağını ve Pavlyuchenkova’nın bir Badosa olmadığını çok geç anladı. 

Günün ikinci yarı finalinde ise Sakkari-Krejcikova maçı normal başladı ancak Sakkari biraz da dikkatli olabilse final setinde tie-break olmamasından dolayı maç rahatlıkla gece yarısı bitebilirdi. Sakkari bu sene yıllardır kendisine yaptığı yatırımın karşılığını artık almaya başladı. Güçlenen servisleri, vuruşları ve fiziği ile artık bu tarz finaller için hazır durumda. Krejcikova ise kortta en korkulan oyuncu tiplerinden biri, rakibin en ufak boşluğunu çok iyi değerlendiriyor, çeyrek final maçında Coco Gauff 2.sette biraz sallandı, maç bir anda 5-0 oldu, bu maçta da ilk setin ortalarından itibaren Sakkari kısa bir süre problemli bir periyoda girince set Yunan oyuncunun elinden bir anda gidiverdi. 2.sette durumu zor da olsa eşitleyen Sakkari, final setinde her topu çeviren ( ve üstelik en doğru noktalara gönderen ) ve iyi savunma yapan rakibinin şablonunun dışına bir türlü çıkamayınca Krejcikova maçı aldı götürdü ve Sakkari’nin favori görüldüğü bir maçta biraz da ters köşe yapmış oldu. Rakip analizi konusunda gerçekten başarılı biri olan  Sakkari’nin koçu Tom Hill’in bu maçtan çıkaracağı çok ders olduğunu düşünüyorum.

Şimdi asıl merak ettiğim konu, çiftlerde de devam eden Krejcikova’nın böylesine kırıcı ve yorucu bir maçtan sonra yarın çiftler ve en önemlisi ertesi günde tekler final maçına nasıl bir enerji seviyesi ile çıkacağı olacak. Bu akşamki tüm gelişmeler bugün sadece 1.5 saatlik bir maç oynayan ve yarın dinlenecek olan Pavljuchenkova’yı şampiyonluğa sanki bir adım daha yaklaştırdı.

İki oyuncunun da maçtan sonraki basın toplantılarına katıldım, Krejcikova’ya zaten sorulan en çok önemli soru; çiftler – tekler maçları ve enerji sorunu yaşayıp yaşamayacağı oldu. Sakkari ise finale sadece 1 puan uzakta olmanın onu çok gerdiğini ve bu sebeple tecrübesine yakışmayacak hatalar yaptığını, yenilginin ana sebebinin bu olduğunu söyledi. Sakkari’nin bu iki haftada 5 basın toplantısına katılma fırsatım oldu, hepsinde gördüğüm bu gelmeye başladığı yüksek seviyelere daha henüz kafa olarak hazır olmadığı oldu, Yunan oyuncu kendini hala ilk turlarda elenen ve dolayısıyla majörlerde maçlarını hep ufak kortlarda oynayan oyuncu sanıyor ama tabii ki yeni konumuna zamanla alışacaktır.       

AĞIR DOMİNASYON!
Erkeklerde ise bugün yarı finalde günümüzün kahramanları Nadal ve Djokovic’e geleceğin kahramanları Tsitsipas ve Zverev eşlik edecek ve eğer Djokovic ile Nadal birbirini çok kırarsa belki finalden sürpriz bir şampiyon çıkabilir yoksa her şey akışında ve normal giderse bu sene de  13 kez seyrettiğimiz bir filmi 14.kez seyretmemiz  mümkün gibi görünüyor.  

En güzel analizi çeyrek finaldeki Nadal maçından sonra Schwartzman yaptı, “ en iyi tenisimi oynadım ama sonuçta hep o kazanıyor ! “. Dolayısıyla Nadal ve Djokovic’in artık analizlik bir durumları olmadığını düşünüyorum. Kendilerinden 10-12 yaş küçük oyuncularla oynarken bile onlardan daha fit görünebilen, rakipleri ne yapsalar da yapsınlar bir süre sonra fayda etmediği bu iki oyuncunun, Federer gibi 38 yaş sınırını geçmeden ve doğa yasaları artık onlara dur demedikten sonra durdurulmaları mümkün değil. Bu durumda olan da 3-4 sene daha bir grand slam kazanmak için çaresizce uğraşacak olan Zverev, Tsitsipas, Thiem, Medvedev gibi oyunculara olacak. Tabii arada 1-2 tane sürpriz majör kapabilirler ama payın büyüğü her zaman olduğu Nadal ve Djokovic’e gidecek.  Örneğin bu sene de çok büyük bir aksilik olmazsa, Paris’i Nadal; Wimledon ve Amerika Açık’ı da Djokovic kazanacak, işin ilginç tarafı seneye de muhtemelen benzer bir majör tablosu göreceğiz. Yeni jenerasyon şimdilik masterslarla idare etmek durumunda kalacak gibi görünüyor.     

ÇILGIN MEDVEDEV
Son bir not da Medvedev için; birbirine benzeyen oyuncuların tenisin geleceği için en büyük tehlike olduğunu sürekli belirtiyorum. Bu anlamda Medvedev gibi oyuncuların varlığı çok önemli çünkü farklılık ve renk her zaman geliştirir.  Turnuva öncesi “ toprakta oynamayı istemiyorum çünkü pislik içinde  debelenmekten nefret ediyorum” diyerek Fransızları çıldırtan sonra bu hafta başka bir basın toplantısında “ aslında topraktan hoşlanmaya başladım, zevkler değişebilir, mesela küçükken balık yemezdim ama şimdi seviyorum “ diyebilen Medvedev, Tsitsipas maçında da maç puanında under arm servis atarak puanı ve maçı kaybetti.   Maçtan basın toplantısında kendisine bu kadar önemli bir yerde böyle bir denemek yapmak biraz çılgınca değil mi sorusuna verdiği yanıtta çocuksu bir gülümseme ile şöyle oldu; “ Bilmem, canım öyle istedi, farklı bir taktik denemek istedim ! “  Kesinlikle orijinal bir karakter.