••• Tenis oynamaya 6 yaşımda başladım. 4’ten 6 yaşıma kadar hep jimnastik yaptım. Jimnastik en sevdiğim sporlar arasında. Hele TV’den izlemeye bayılırım. O zamanlar jimnastiğin profesyonelleşmesi düşünülmüyordu bile! Başladığımdan itibaren her geçen gün daha iyi oluyordum. Ama bir gün hocalardan biri ebeveynlerime bu spor için çok uzun boylu olduğumu söylemiş. Aslına bakarsanız haksız da değillermiş!

••• Böylece ebeveynlerim başka bir spor denememi söylediler. “Neden tenis olmasın” dedim. Ve daha ilk günden bu işi benimsedim. Böylece evdeki ilk antrenmanda ayak bileğim döndü ! 
Tenisi daha baştan sevmeme sanırım içimdeki rekabet itisi neden oldu. Kaybetmekten nefret ediyordum…İlla kazanmalıydım. Bilhassa Grand-Slam’lerde gece maçı oynamanın eşdeğeri yok. Tenisi ne denli sevdiğim tüm günü tesiste geçririp eve döner dönmez daha fazla tenis izlemek için tv’yi açmamdan belli olur.

••• Herkesin bir yitik maçlar silsilesi vardır. Benimkini anımsıyorum. 16 yaşlarımdaydım ve 7 maçı peşpeşe yitirdim. Üstelik istediğim kadar profesyonel turnuva oynayamazken! Yaşım küçük olduğu için izin verilmiyordu. O zaferi yakalayabilmek için her hafta oynamak gerekiyordu ve kısıtlamadan dolayı ben bunu yapamıyordum. Sonunda taa Indian Wells’te ilk maçımı kazandım. Öyle bir rahatladım ki bilemezsiniz! Birkaç maçı üstüste yitirdiğiniz vakit karamsarlığa kapılırsınız… Acaba kazanacak güdüye sahip olup olmadığınız kafanıza endişe doldurur.

Tüm uğraş sıralamada bir an önce üst basamaklara yükselmekti. 16 yaşındaydım ve ilk 100 içindeydim. İlk WTA turnuvamı 17 yaşımda kazandım. Final oynadığım yahut turnuva kazandıktan sonraki birkaç hafta tam bir zavallığa dönerdi. Kendime, "Onu da kazan, bunu da kazan" diye öyle bir baskı yüklerdim ki turnuvaların ilk turlarında elenir giderdim. Bu nedenle 18-20 yaşlarım arasında oynadıklarımdan hiç zevk almadım.

••• 16 yaşımdan itibaren herkes benim hep kazanmamı bekliyordu. Yok böyle bir şey. Ya da pek nadir. Şimdilerde gençleri izledikçe bir yerde “stop” edeceklerini biliyorum. Ondan sonrası sorunlarla nasıl baş edeceklerine ve onları nasıl pas geçeceklerine bağlıdır. Medyadan da gelen baskı müthiştir. Benim hakkımda 'turnuva-turisti' diye bahseden bir makale okuduğumu çok iyi anımsıyorum. Ben hakkımda yazılanlara pek kulak asmaz, okumazdım. Başlarda herhangi bir rahatsızlık olmadı zira insanların neler konuştuklarını duyabilecek kadar Hırvatistan’da kalmıyordum. Ama bu camiada istemeseniz de duyarsınız!


••• Hâlâ çok çalışıyor, herşeyi doğru yapıyor ama maçlarda neticesini göremiyordum. Sonunda tenisten zevk almadığımı itiraf ettim. Sonra birdenbire işler değişti… Sıralamam 100’lerden 20’lere geldi. Gerçekten geliştim. Sadece çok çalışmaya bağlı değildi bu…Yaş almama ya da doğal gelişimime ilaveten kafaca da olgunlaşmış ve daha akıllanmıştım. 

••• Koçum Torben Beltz ve fitness antrenörüm Zlatko Novkovic ile uyum içerisinde çalışıyorum. Onlarsız ne yapardım bilemiyorum. Turnuvaların başlasın ve onlarla birlikte olayım diye can atıyorum. Torben öyle pozitif ki. Bu benim için fevkalâde önemli. Ben kendimle yüzleşebilecek biriyim. Kendime yüklenmesini de bilirim. Çok sosyal ve arkadaş canlısı biri olduğumdan dengemi bulabiliyorum. Kimseyle konuşmadan, odamdan çıkmayacağım ve oda-servisi alacağım günler ve geceler de tabiki zaman zaman olacak. Ama çoğunlukla ekibim ya da dostlarımla yemek yerim. Turdaki çoğu kızla arkadaşlığım var. En yakınım Maria Sakkari. Son zamanlarda birkaç kez karşılaştığım bu arkadaşımla oynamak hep çok zor. Her ikimiz de yengi odaklıyız ve birbirimizin kanının nasıl aktığını bile biliyoruz. Her karşılaştığımızda sürekli bir an önce bitmesini diliyorum. Arkadaşlığımız aklıma gelmiyor maçlarda. Zira daima öyle kalacağımızdan eminim. Aynen kazananın daima akşam yemeğini ödeyeceği gibi!


POZİTİF OLUN
Bizden sonraki kuşaklara verebileceğim başlıca tavsiye pozitif olmalarıdır. Beyninizde hiçbir şeyi kurmayın… Büyük resmi görmeye çalışın. Uzun vadeli düşünün. Ben halâ kendimi “hemen ya da şimdi” diye düşünürken yakalıyorum. Bu hisler oyunumu olumlu yönde etkilemiyor. Bunu soyutlayabilmek gerçekten çok zor. Onun için ekibiniz çok önemli. Onlar bu ikilemlerden soyutlanabilmeniz için sizlere en değerli yardımcılar olacaktır. Ama bunun pek kolay elde edilemeyeceğinin de farkındayım. Tenis onun için çok zor.

Derleyen: Bekir Emre